Translation of "Dışarıda" in English

- Dışarıda bekleyebilir misin?
- Dışarıda bekleyebilir miyiz?
- Dışarıda bekleyebilir misiniz?

Could you wait outside?

Dışarıda olduğumda

Often when I'm out in public,

Dışarıda durun.

- Keep out.
- Keep out!

Dışarıda bekleyeceğim.

I will wait outside.

Dışarıda yiyelim.

Let's eat out.

Dışarıda olacağım.

I'll be right out.

Dışarıda bekleyebilirsin.

You can wait outside.

Annem dışarıda.

My mother is out.

Onlar dışarıda.

They're outside.

Herkes dışarıda.

Everyone's out.

Dışarıda bekledik.

We waited outside.

Birisi dışarıda.

- Someone's outside.
- Someone is outside.

Dışarıda bekle.

Wait outside.

Dışarıda konuşalım.

Let's talk outside.

Dışarıda konuşabiliriz.

We can talk outside.

Babam dışarıda.

My father is out.

Tom dışarıda.

- Tom's outside.
- Tom is outside.

Dışarıda yediler.

They've gone out to eat.

Dışarıda bekleyeceğiz.

We'll wait outside.

Dışarıda beklediler.

They waited outside.

Araba dışarıda.

A car is outside.

Dışarıda uyudum.

I slept outside.

Dışarıda oynayalım.

Let's play outside.

Sami dışarıda.

Sami is outside.

Dışarıda bekliyorum.

- I'm waiting outside.
- I am waiting outside.

Dışarıda kal.

- Stay outside!
- Stay outside.

- Bir koruma dışarıda.
- Bir bekçi dışarıda.
- Dışarıda bir gardiyan var.

A guard is outside.

Çare orada, dışarıda.

Help is out there.

Dışarıda hava kararıyor.

It is getting dark outdoors.

Taksi dışarıda bekliyor.

The taxi is waiting outside.

Onlar dışarıda bahçedeler.

They are out in the garden.

Maalesef doktor dışarıda.

I'm afraid the doctor is out.

O dışarıda oynuyor.

He is playing outdoors.

Bugün dışarıda uyumalıyız.

We must sleep outside today.

O şimdi dışarıda.

She is out now.

Dışarıda bisikletime biniyorum.

I'm out riding my bike.

İnsanlar dışarıda kalıyor.

People stay outside.

Tom dışarıda uyudu.

Tom slept outside.

Üzgünüm babam dışarıda.

- I'm sorry my father is out.
- Unfortunately, my father isn't at home.

Neden dışarıda bekliyorsun?

Why are you waiting outside?

Çocuklar dışarıda oynuyorlar.

The children are playing outside.

Tom dışarıda bahçede.

Tom is out in the garden.

Tom dışarıda duruyordu.

Tom was standing outside.

Hemen dışarıda olacağım.

I'll be right outside.

Dışarıda birisi var.

- Someone's outside.
- Someone is outside.

Dışarıda kalmak istiyorum.

I want to stay outside.

Dışarıda yağmur yağıyor.

It's raining outside.

Dışarıda konuşabilir miyiz?

Can we have a word outside?

Hava dışarıda sıcaktı.

It was hot outside.

Beni dışarıda bekleyin.

Wait for me outside.

Tom dışarıda oynuyor.

- Tom is playing outdoors.
- Tom is playing outside.
- Tom is outside playing.

Git dışarıda bekle.

Go wait outside.

Bir polis dışarıda.

- A policeman is outside.
- There's a policeman outside.

Seni dışarıda karşılayacağız.

We'll meet you outside.

Yağmurda dışarıda oynamamalıydım.

I shouldn't have played outside in the rain.

Tom dışarıda balkonda.

Tom is out on the balcony.

Köpeği dışarıda bırak.

- Leave the dog outside!
- Leave the dog outside.

Dışarıda fırtına gürlüyordu.

Outside, the storm was rumbling.

Dışarıda Tom'u arıyorum.

I've been out looking for Tom.

Seni dışarıda gördüm.

I saw you outside.

Dışarıda Tom'u bekledim.

I waited outside for Tom.

Hemen dışarıda bekleyeceğim.

I'll wait right outside.

Dışarıda kutlama yapıyordum.

I was out celebrating.

Dışarıda ne oluyor?

What's going on outside?

Tom dışarıda sonuncuydu.

Tom was the last one out.

Burada dışarıda konuşalım.

Let's talk out here.

Kendimi dışarıda kilitledim.

I locked myself out.

Çocuklar dışarıda oynamalılar.

Children should play outside.

Dışarıda bekler misin?

Would you mind waiting outside?

Dışarıda bekleyebilir misin?

Can you wait outside?

Dışarıda hava nasıl?

What's the weather like outside?

Dışarıda kar yağıyor.

It snows outside.

İnsanlar dışarıda toplanıyorlar.

People are gathering outside.

Onlar dışarıda yürüdü.

They walked out.

Dışarıda çalışmayı sevmiyorum.

I don't like working out.

Neden dışarıda beklemiyorsun?

Why don't you wait outside?

Tom dışarıda değil.

Tom isn't outside.

Tom dışarıda kaldı

Tom stayed outside.

Tom dışarıda bekledi.

Tom waited outside.

Tom dışarıda yürüdü.

Tom walked outside.

Tom'un arabası dışarıda.

Tom's car's outside.

Onlar dışarıda yürüdüler.

They walked outside.

Onlar dışarıda bekliyor.

They're waiting outside.

Tom dışarıda mı?

Is Tom out?