Translation of "Gezmeye" in English

Arabamla gezmeye gidelim.

Let's go for a ride in my car.

Yelkenliyle gezmeye gittik.

We went sailing.

Biz gezmeye gitmeliydim.

I needed to go for a ride.

Yeni arabanla gezmeye gidelim.

Let's go for a ride in your new car.

Gezmeye gitmek ister misin?

Want to go for a ride?

Tom müze gezmeye bayılır.

Tom loves going to museums.

Hava iyi olursa gezmeye gideceğiz.

Weather permitting we will go for a drive.

O, gezmeye çok para harcar.

He spends a lot of money travelling.

Amcam beni kırsalda gezmeye götürdü.

My uncle took me for a ride in the countryside.

Yağmur yağmasına rağmen gezmeye gittiler.

Even though it was raining, they went on their outing.

Arabayla gezmeye ihtiyacınız var mı?

Do you need a ride?

- O, seyahat etmeye alışkındır.
- Gezmeye alışıktır.

He's accustomed to traveling.

Ve değnekle sınıfta gezmeye bir ilgisi yoktu.

who had no interest in patrolling the class with the cane,

Tom geçen cuma akşamı Mary'yi gezmeye götürdü.

Tom took Mary out last Friday evening.

- Sami, Leyla'yı dışarı çıkardı.
- Sami, Leyla'yı gezmeye götürdü.

Sami took Layla out.

Tom etrafı merakla gezmeye ve ne olduğunu görmeye karar verdi.

Tom decided to snoop around and see what he could find out.

- Leyla ve Sami araçla yola çıktılar.
- Leyla ve Sami araçla gezmeye gittiler.

Layla and Sami went for a ride.