Translation of "Aşkı" in English

0.023 sec.

Examples of using "Aşkı" in a sentence and their english translations:

Onun aşkı soğudu.

His love grew cold.

Mary hayatımın aşkı.

Mary is the love of my life.

Aşkı tanımlamak zordur.

Love is hard to define.

Leyla aşkı arıyordu.

Layla was looking for love.

Sami aşkı arıyordu.

Sami was looking for love.

Aşkı aramazsın; onu bulursun.

You do not look for love; you find it.

O benim hayatımın aşkı.

- He's the love of my life.
- He is the love of my life.

Gerçek aşkı bulmak istiyorum.

I want to find true love.

Asla gerçek aşkı bulamayacağım.

I'll never find true love.

Dan Linda'nın eski aşkı.

Dan is Linda's ex.

Dan Linda'nın çocukluk aşkı.

Dan is Linda's childhood love.

Gerçek aşkı bulmak zordur.

True love is hard to find.

Sami Leyla'nın ilk aşkı.

- Sami is Layla's first.
- Sami is Layla's first love.

Limonlar karşılıksız bir aşkı simgelerken portakallar mutlu bir aşkı simgeler.

Oranges symbolize a happy love, while lemons an unreciprocated love.

Tom Mary'nin ilk aşkı idi.

Tom was Mary's first love.

Özgürlük aşkı bizi buraya getirdi.

The love of liberty brought us here.

Birçok şarkı karşılıksız aşkı anlatıyor.

Many songs are about unrequited love.

Hayatımın aşkı olduğumdan kuşkulanmaya başlıyorum.

I am beginning to suspect that I am the love of my life.

Tom'un Mary'ye aşkı muhtemelen sürmeyecek.

Tom's love for Mary probably won't last.

Bu gece, aşkı hissedebiliyor musun?

Can you feel the love tonight?

Tom lise aşkı Mary ile evlendi.

Tom married his high school crush Mary.

O, oğlunun kitap aşkı hakkında memnun.

He is glad about his son's love of books.

Tüm yaptığım bir kadının aşkı içindi.

All I did was for the love of a woman.

Tom gerçek aşkı ile evlenmek istiyordu.

Tom wanted to marry his true love.

Aşk mutluluğu öldürür, mutluluk aşkı öldürür.

Love kills happiness, happiness kills love.

Tom'un Mary'ye büyük bir aşkı var.

Tom has a big crush on Mary.

Sami aşkı tamamen yanlış yerlerde arıyordu.

Sami was looking for love in all the wrong places.

Tom'un Mary'ye karşı gizli bir aşkı var.

Tom has a secret crush on Mary.

En zengin adam gerçek aşkı satın alamaz.

The richest man cannot buy true love.

Karşılıksız aşkı sevmiyorum; aşkımızın karşılıklı olmasını istiyorum.

I don't like unrequited love; I want our love to be mutual.

Tom gerçek aşkı Mary ile evlenmek istiyordu.

Tom wanted to marry his true love, Mary.

Onun eşine karşı platonik bir aşkı var.

He has a platonic love for his wife.

Onlar bir müzik için bir aşkı paylaşıyor.

They share a love for music.

Hikayeyi özetlersek, o, ilk aşkı ile evlendi.

To make a long story short, he married his first love.

- Onun öğrenme sevgisi vardır.
- Onun öğrenme aşkı vardır.

She has a love of learning.

- Ve ben aşkı seviyorum.
- Ve ben sevmekten hoşlanıyorum.

And I like love.

Belki de Tom'un sana gizli bir aşkı vardır.

Maybe Tom has a secret crush on you.

O sık sık onun hayatının aşkı olduğunu söyledi.

She often said that he was the love of her life.

Kız kardeşinin erkek arkadaşına karşı gizli bir aşkı var.

She has a secret crush on her sister's boyfriend.

Ne kadar zengin olursak olalım, gerçek bir aşkı satın alamayız.

No matter how rich you are, you can't buy true love.

Yani bu gerçekten başka bir örnek… Viking aşkı… zeka diyelim mi ?!

So it's another example really of… the Viking love of… shall we say wit?!

Bu şimdiye kadar gerçek aşkı bulmadan ölen bir adam hakkındaki bir hikayedir.

It's a story about a man who dies without ever finding true love.

Tom'un tüm istediği onun verebileceği tüm aşkı kabul edecek bir kadın bulmaktı.

All Tom wanted was to find a woman who would accept all the love he could give.

Tom'un bütün istediği onun vermek zorunda olduğu tüm aşkı kabul edecek bir kadın bulmaktı.

All Tom wanted was to find a woman who would accept all the love he had to give.