Translation of "Hayatımın" in English

0.012 sec.

Examples of using "Hayatımın" in a sentence and their english translations:

Hayatımın işini şekillendirdi.

that shaped my life's work.

O hayatımın aşkıdır.

- She's the love of my life.
- He's the love of my life.
- She is the love of my life.

Mary hayatımın aşkı.

Mary is the love of my life.

Hayatımın çoğunda buradaydım.

I've been here for most of my life.

Hayatımın kadınıyla tanıştım.

I've met the perfect woman.

O, hayatımın hikayesi.

It's the story of my life.

Tom hayatımın aşkıdır.

Tom is the love of my life.

Hayatımın anlamı nedir?

What is the meaning of my life?

Tom hayatımın aşkıydı.

Tom was the love of my life.

- Hayatımın en berbat günüydü.
- Bu, hayatımın en kötü günüydü.

That was the worst day of my life.

Hayatımın en kötü anıydı.

It was the worst moment of my life.

O benim hayatımın aşkıdır.

- He's the love of my life.
- He is the love of my life.

Hayatımın en büyük hatasıydı.

It was the biggest mistake of my life.

Hayatımın en uzun yolculuğu!

It's the longest journey of my life!

Hayatımın en kötü gecesiydi.

It was the worst night of my life.

Sen benim hayatımın aşkıydın.

You were the love of my life.

Sen hayatımın bir parçasısın.

You're part of my life.

Hayatımın kolay olduğunu sanmıyorum.

- I don't think my life is easy.
- I don't think that my life is easy.

Hayatımın çoğunu Boston'da geçirdim.

I've spent most of my life in Boston.

Ben hayatımın aşkını buldum.

I found the love of my life.

Hayatımın çoğunu burada geçirdim.

I've spent most of my life here.

O benim hayatımın aşkı.

- He's the love of my life.
- He is the love of my life.

Hayatımın çoğunu burada yaşadım.

I've lived here most of my life.

Sen benim hayatımın aşkısın.

- You're the love of my life.
- You are the love of my life.

O benim hayatımın tutkusu.

That's my life's ambition.

Hayatımın sona ermesini istiyorum.

I want my life to end.

Sami hâlâ hayatımın aşkıdır.

Sami is still the love of my life.

O benim hayatımın ışığıdır.

She is the light of my life.

O benim hayatımın ışığıydı.

She was the light of my life.

Hayatımın çoğunu Avustralya’da yaşadım.

I've lived in Australia most of my life.

Artık hayatımın bir parçasısın.

Now you're part of my life.

" Bu hayatımın en berbat buluşmasıydı"

“I had the most awful date of my life.”

Hayatımın en güzel günleriydi muhtemelen

it was probably the best days of my life

Onlar hayatımın en hüzünlü saatleriydi.

Those were the saddest hours of my life.

Hayatımın en gurur verici anıydı.

It was the proudest moment of my life.

Hayatımın en inanılmaz deneyimlerinden biriydi.

It was one of the most incredible experiences of my life.

Bu, hayatımın en kötü günü.

This is the worst day of my life.

Hayatımın geri kalanını hapiste geçirmeyeceğim.

I'm not going to spend the rest of my life in jail.

Hayatımın çok ilginç olduğunu sanmıyorum.

- I don't think my life is very interesting.
- I don't think that my life is very interesting.

Gerçekten sen benim hayatımın çiçeğisin.

Truly you are the flower of my life.

Hayatımın çoğunu Boston'da burada geçirdim.

I've spent most of my life here in Boston.

Hayatımın aşkı olduğumdan kuşkulanmaya başlıyorum.

I am beginning to suspect that I am the love of my life.

Hayatımın en iyi tecrübelerinden biriydi.

It was one of the best experiences of my life.

Sizler bana hayatımın anlamını veriyorsunuz.

You guys give my life meaning.

Bu hayatımın en kötü vakti.

It's the worst time in my life.

Artık hayatımın bir parçası değilsin.

You're no longer part of my life.

Bu hayatımın en iyi zamanıydı.

It was the best time of my life.

Onlar hayatımın en iyi yıllarıydı.

Those were the best years of my life.

Hayatımın geri kalanında ne yapacağım?

What am I going to do with the rest of my life?

Müzik, hayatımın önemli bir parçasıdır.

Music is an important part of my life.

Hayatımın kalanını seninle geçirmek istiyorum.

- I'd like to spend the rest of my life with you.
- I would like to spend the rest of my life with you.

O, hayatımın en iyi günüydü.

- That was the best day of my life.
- It was the best day of my life.

Bugün hayatımın en kötü günüydü.

Today was the worst day of my life.

Hayatımın daha eğlenceli olmasını istedim.

I wanted my life to be more enjoyable.

Tom hayatımın büyük bir parçasıdır.

Tom is a big part of my life.

Hayatımın en büyük pişmanlıklarından biri.

It's one of the biggest regrets of my life.

Ben zaten hayatımın aşkına sahibim.

I already have the love of my life.

Müzik hayatımın büyük bir parçasıdır.

Music is a big part of my life.

- Hayatımın en güzel günlerini yaşıyorum.
- Hayatımın en güzel zamanlarını yaşıyorum.
- Hayatımı yaşıyorum.

I'm having the time of my life.

Ve bu hayatımın en önemli parçası.

And it's the most important part of my life.

Hayatımın diğer alanlarını kontrolüm dışında görüyordum.

as I felt so out of control in every other aspect of my life.

Hayatımın böylesine önemli bir kısmını paylaşmamak

I couldn't help but feel I'd made a mistake

Bir üniversiteye girme hayatımın amacı değil.

Entering a university is not the purpose of my life.

Hayatımın geri kalanı boyunca seni seveceğim.

I'll love you for the rest of my life.

Tom bana hayatımın tehlikede olduğunu söyledi.

Tom told me my life's in danger.

Hayatımın daha romantik olması gerektiğini düşünüyorum.

I think that my life should be more romantic.

Bu benim hayatımın en mutlu günüydü.

It was the happiest day of my life.

Siz olmadan hayatımın hiçbir anlamı olmazdı.

Without you guys, my life would have no meaning.

Hayatımın en kötü günlerinden birini geçirdim.

I have just had one of the worst days of my life.

Hayatımın kalanını geçireceğim gelecekle çok ilgiliyim.

My interest is in the future because I am going to spend the rest of my life there.

Bu, hayatımın en iyi günlerinden biriydi.

It was one of the best days of my life.

O yıllar, hayatımın en güzel yıllarıydı.

These were the best years of my life.

Bu, hayatımın en kötü deneyimlerinden biriydi.

It was one of the worst experiences of my life.

Hayatımın geri kalanını yalnız geçirmek istemiyorum.

I don't want to spend the rest of my life alone.

Hayatımın geri kalanını hapiste geçirmek istemiyorum.

I don't want to spend the rest of my life in jail.

Hayatımın geri kalanını burada geçirmek istemiyorum.

I don't want to spend the rest of my life here.

Hayatımın çoğunda beni rahatsız eden adamlara benzeyen,

Similar men to the ones that have hounded me for most of my life.

Ama hayatımın geri kalanında birçok faydasını gördüm.

but it went on to pay dividends for the rest of my life.

Müziğin artık hayatımın bir parçası olmayacağı fikri

the idea that it may no longer be a part of my life

Bu, hayatımın en iyi anılarından biri olacaktır.

This will be one of the best memories of my life.

Hayatımın geri kalanını pişman olarak geçirmek istemiyorum.

I don't want to spend the rest of my life regretting it.

Belki de hayatımın en acı tecrübesiydi denebilir.

That might be the most painful experience in my life.

Seninle hayatımın geri kalanını hayal etmeye çalışıyorum.

I've been trying to picture the rest of my life with you.

Hayatımın geri kalanını pişmanlık duyarak geçirmek istemiyorum.

I don't want to spend the rest of my life regretting it.

Ailem olmadan hayatımın nasıl olacağını hayal edemiyorum.

I can't imagine what my life would be like without my family.

Hayatımın geri kalanını seninle birlikte geçirmek istiyorum.

I want to spend the rest of my life with you.

Hayatımın geri kalanında, onu gördüğümü asla unutmayacağım.

- For the rest of my life, I'll never forget that I saw her.
- For as long as I live, I'll never forget that I saw her.

O benim hayatımın en iyi zamanlarından biriydi.

- That is one of my best time in my life.
- That was one of the best times of my life.

Hayatımın yaşamaya değer olup olmadığını merak ediyorum.

I wonder if my life is worth living.

Bu benim hayatımın en büyük bir deneyimiydi.

It was the greatest experience of my life.

Burası hayatımın geri kalanında yaşamak istediğim yer.

This is where I want to live for the rest of my life.

Hayatımın geri kalanını bunu yaparak geçirmek istemiyorum.

I don't want to spend the rest of my life doing this.

Sonra yine eve gidiyorum ve hayatımın aşkını arıyorum.

then I go home and I search for the love of my life.

Hayatımın neye benzediği hakkında bir fikrin var mı?

Do you have any idea what my life is like?