Translation of "Bulursun" in English

Ararsan bulursun.

Seek, and you will find.

Bir yolunu bulursun.

You'll find a way.

İnşallah onu bulursun.

- I hope you find him.
- I hope you find her.

Koalaları Avustralya'da bulursun.

You find koalas in Australia.

Sağa dönersen, ofisimi bulursun.

Turn to the right, and you'll find my office.

Sağa dönünce hastaneyi bulursun.

Turning to the right, you will find the hospital.

Umarım bir iş bulursun.

I hope you get the job.

Aşkı aramazsın; onu bulursun.

You do not look for love; you find it.

Uzayda nasıl yiyecek bulursun?

How do you find food in outer space?

Yeterince bakarsan aradığını bulursun.

If you look hard enough, you'll find what you're looking for.

Nehir boyunca yürü! Okulu bulursun.

Walk along the river and you will find the school.

Herhangi bir sözlükte onu bulursun.

You find it in any dictionary.

Sola dönersen, otobüs durağını bulursun.

Turning left you will find the bus stop.

Bela aramaya gidersen onu bulursun.

If you go looking for trouble, you'll find it.

Nereye gidersen, aynı türde insanlar bulursun.

Wherever you go, you will find the same kind of people.

Adımlarını tekrar izle, belki anahtarlarını bulursun.

Retrace your steps and maybe you'll find your keys.

Sola dönersen, bir kahve dükkânı bulursun.

Turning to the left, you will find a coffee shop.

Bu gece bizde kal, yarın bir otel bulursun.

Stay with us tonight and find a hotel tomorrow.

Tren gezin için en iyi fiyatları kolayca bulursun.

Easily find the best prices for your train trip.

Bahse girerim, yarın yatağında kötü bir yarasa bulursun.

I bet, tomorrow you'll find a bad bat in your bed.

Araştırma tehlikelidir. Bazen hiç bulmak istemediğin bir şeyi bulursun.

Searching is dangerous. Sometimes you discover something you didn't at all want to find.