Translation of "Eski" in Chinese

0.008 sec.

Examples of using "Eski" in a sentence and their chinese translations:

Biz eski arkadaşız.

- 我們是老朋友。
- 我们是老朋友了。

Aynı eski sorun.

老問題。

- Eski hatıraları canlandırmak istemiyorum.
- Eski defterleri açmak istemiyorum.

我不愿意勾起久远的回忆。

- Yunanistan eski bir ülkedir.
- Yunanistan eski bir ülke.

希腊是个古老的国家。

- Eski elbiselerle gitmeye utandım.
- Eski elbiselerle gitmeye utanıyordum.
- Eski elbiselerle dışarı çıkmaya utandım.

穿旧衣服出门令我感觉颜面扫地。

O eski gelenek kayboldu.

那個古老的傳統已經不復存在了。

Hobisi eski pulları toplamaktır.

他的兴趣爱好是收集旧邮票。

Eski günleri gerçekten özlüyorum.

我很思念过去的日子。

Biri yeni, diğeri eski.

一个是新的,另一个是旧的。

Bu kitap çok eski.

這本書真的很舊。

Bu eski bir bina.

这是幢老楼。

Nara Kyoto kadar eski.

京都和奈良都是歷史悠久的古城。

Babam biraz eski kafalıdır.

我爸爸有点守旧。

Hobim eski oyuncaklar toplamaktır.

我的嗜好是收集舊玩具。

Eski resimlere bakmayı seviyorum.

我喜欢看老照片。

Bu eski bir mektup.

- 这是一封旧的信。
- 这是陈年旧信。

Keşke eski dünyayı görebilsem.

我真想看看古代的世界是怎樣的。

Eski bir arkadaşımı gördüm.

我見到一個老朋友。

Roma eski bir şehirdir.

羅馬是座古城。

Bu eski bir daire.

这是个旧部件。

Jay eski makası aldı.

傑伊撿起了這把舊剪刀。

Bunlar çok eski kitaplar.

这些是很旧的书。

Ken eski paralar toplar.

肯收集古錢幣。

Hobim eski para toplamaktır.

我的嗜好是收集古錢幣。

O kitap çok eski.

那本書很舊。

Birkaç eski şarkı söyledi.

他唱了些老歌。

Biri yeni. Diğeri eski.

一个是新的,另一个是旧的。

Tom eski kitaplarından kurtuldu.

汤姆扔掉了他的旧书。

Bu eski ev perili.

这个老房子闹鬼。

Bu eski bir cihaz.

这是台旧设备。

- Nara, çok eski bir şehirdir.
- Nara çok eski bir şehir.

奈良是个非常古老的城市。

- Eski köprü yıkılma tehlikesi içinde.
- Eski köprü yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya.

那座老桥正面临坍塌的危险。

Burada eski bir tapınak vardı.

这里曾是座旧庙。

Otobüste eski bir arkadaşa rastladım.

我偶然在巴士上碰見了一位舊朋友。

Oda eski yatak dışında boştu.

房間除了一張破舊的床以外,就甚麼也沒有了。

Eski elbisesinden bir etek yaptı.

她把旧连衣裙换了一条裙子。

Onun evi küçük ve eski.

他的房子又小又旧。

Babam eski saatimi tamir etti.

我父親修理了我的舊手錶。

O benim eski bir arkadaşım.

他是我的一位老朋友。

O eski paraları nereden aldın?

你从哪里得到这些古钱的?

Trende eski bir arkadaşıma rastladım.

我在火车上碰到老朋友。

Hobim eski tapınakları ziyaret etmektir.

我的爱好是游览古老的庙宇。

Bu dükkan eski kitap satar.

这个商店卖旧书

Benim eski bir bisikletim var.

- 我有一辆旧的自行车。
- 我有一輛舊的腳踏車。

Tom'un eski bir arabası var.

湯姆有輛舊車。

Kyoto eski tapınakları ile ünlüdür.

京都以古廟有名。

Ben eski bir arkadaşa rastladım.

我踫見了一個老朋友。

Benim hobim eski oyuncakları toplamaktır.

我的兴趣是收集旧玩具。

Bu çok eski bir kitaptır.

這是本很舊的書。

Eski evin perili olduğunu söylüyorlar.

據說老房子鬧鬼。

Bende eski bir velespit var.

我有一辆旧的自行车。

Benim hobim eski şişeleri toplamaktır.

我的嗜好是收集舊瓶子。

O eski şarkılar söylemeye düşkündür.

她喜歡唱老歌。

Tom Mary'nin eski erkek arkadaşı.

汤姆是玛丽的前男友。

Lincoln eski siyasi rakibini karşıladı.

林肯向前政敌行礼。

Geçen gün eski bir arkadaşıma rastladım.

我那天碰到了我其中的一个老朋友。

Bankanın yanında eski bir arkadaşa rastladım.

我在银行附近碰见老朋友。

Kasabada eski bir sinema salonu var.

城裡有一家古老的電影院。

Nancy dün eski bir arkadaşına rastladı.

Nancy昨天巧遇了她的一个老朋友。

Ah, o bana eski günleri hatırlatır.

好懷念啊。

Ben eski bir lamba satın aldım.

我买了一盏很旧的灯。

O eski madeni para toplamayı sever.

他喜欢珍藏古币。

Eski arabamı farkını vererek yenisiyle değiştirdim.

我用我的旧车换了一辆新的。

Yolda yürürken eski bir arkadaşa rastladım.

我在街上踫見了一個老朋友。

Eski arabayı yenisinden daha çok beğeniyorum.

我喜歡舊車勝於新車。

Genç adam eski bir evde yaşıyor.

那个年经人住在一座老房子里。

Eski gazeteleri tuvalet kağıdıyla takas ettim.

我用舊報紙換衛生紙。

Planım İskoçya'daki eski kaleleri ziyaret etmektir.

我的计划是参观苏格兰的古堡。

Aldığım taksi çok eski ve küçüktü.

我打的这辆出租车很老,也很小。

Dağın eteğinde eski bir kale vardır.

山腳下有一座古老的城堡。

Karım bu eski şapkayı atmamı istedi.

- 老婆叫我把這頂舊帽子丟掉。
- 老婆喊我把这些旧帽子扔掉。

Çok eski bir fener satın aldım.

我买了一盏古老的灯。

Gölün yanındaki eski kilise çok güzel.

河边的老教堂很漂亮。

Bizim hala eski tüplü televizyonumuz var.

我们还有个老式电视机。

Bu eski gelenekler nesilden nesile devredilmiştir.

這些古老習俗都是一代一代相傳下來的。

Bu eski madeni paraları ondan aldım.

我從她那裡得到這些舊錢幣。

Ne kadar eski bir kitap bu!

這是多古老的書本呀!

Bu eski kitap 50,000 yen değer.

這本舊書值5萬日元。

Eski kocam artık bu kentte yaşamıyor.

我前男友不再住在這個城市了。

Bu benim için eski bir haber.

這對我來說是舊聞了。

Eski insanlar kahramanlık hikayelerini anlatmaktan hoşlanmışlar.

古人喜歡講關於勇氣的故事。

Babam, çok eski bir araba kullanıyor.

我的父親開一輛舊車。

Tom eski bir çift ayakkabı giyiyordu.

汤姆穿着一双旧鞋。

Gözlük takan adam, eski bir Çinli yazardır.

带着眼镜的那位老先生是一位中国小说家。

"Tom ve Mary ayrılıyor." "Bu eski hikaye."

《Tom和Mary离开了。》《这是的从前的故事。》

Ben sadece düz eski bir ofis çalışanıyım.

我只是一個普通的老式上班族。

Tatoeba: Bizim sizden daha eski cümlelerimiz var.

Tatoeba:我们这里有的句子比您岁数还大。

Eski Ahit kabuklu deniz ürünlerini yemeyi yasaklar.

旧约书中禁止食用贝类等有壳的水生动物。

Uzun eski bir gün olacak gibi görünüyor.

看来今天会是漫长的一天啊。

Tamamen şans eseri, havaalanında benim eski arkadaşımla karşılaştım.

很幸运地,我在机场遇到了我的老朋友。

Eski yazlığın bu konuda belirli bir çekiciliği vardır.

- 旧村屋有它自己一定的魅力。
- 舊村屋有它自己一定的魅力。

Bir süpermarkete yer açmak için eski evler yıkıldı.

這棟老房子被拆除了,以騰出空間給超級市場。

Tepenin üstündeki eski kilise on ikinci yüzyıla kadar uzanmaktadır.

山上的老教堂的歷史可以追溯到12世紀。

Hem yeni hem de eski her türlü kitabı kullanırız.

我们经营各种书籍,包括新的和旧的。

- Benim evim eski ve biçimsiz.
- Benim evim yaşlı ve çirkin.

我的房子又舊又難看。

Shougongsha kadının bekaretini test etmek için eski bir Çin tekniğidir.

守宫砂是中国古代用来验证女人贞操的方法.