Translation of "Eski" in Japanese

0.047 sec.

Examples of using "Eski" in a sentence and their japanese translations:

Masam eski.

私の机は古い。

- Eski sistemden kurtuldular.
- Eski sistemi kaldırdılar.

彼らは古い制度を廃止した。

- Onun eski arabası miadını doldurmuş.
- Onun eski arabası eski püskü.

彼の古い車はポンコツ寸前。

eski teknoloji kullanıyorlar

何とかしのいでおり

Eski bina yıkıldı.

その古い建物は取り壊された。

Eski giysilerinden utanıyor.

彼女は古い服を恥ずかしがっている。

Benim masam eski.

私の机は古い。

Bu çok eski.

古すぎるわ。

Eski resimlere bakıyordum.

古い写真を見てたんだよ。

Biz eski arkadaşız.

私たちは幼なじみです。

Eski evi yıktık.

俺たちは古い家を取り壊してるんだ。

Kahverengi şapka eski.

その茶色の帽子は古いです。

Eski ev yıkıldı.

古い家が取り壊された。

Bu kitaplar eski.

この本は古い。

Bu kitap eski.

この本は古い。

Eski ceketimi atacağım.

古い上着を捨てよう。

- Eski bir film izliyorum.
- Eski bir film seyrediyorum.

古い映画を見ています。

Bu perişan eski kilise ülkemizdeki en eski yapıdır.

このみすぼらしい教会は我が国最古の建築物だ。

- O kelime eski moda.
- O sözcük eski moda.

- この言葉はもう時代遅れだ。
- この言葉は時代遅れになっている。

- Eski tekerlekleri yenisiyle değiştir.
- Eski lastikleri yenileriyle değiştir.

古いタイヤを新しいのと取り替えて。

- Yunanistan eski bir ülkedir.
- Yunanistan eski bir ülke.

ギリシャは古い国だ。

- Eski elbiselerle gitmeye utandım.
- Eski elbiselerle gitmeye utanıyordum.
- Eski elbiselerle dışarı çıkmaya utandım.

古い服を着て出かけるのは恥ずかしくて嫌だった。

Eski erkek arkadaşımın eski sevgilisi durup dururken beni aradı.

さっき元彼の元カノからいきなり電話かかってきた。

- Ben eski dilleri öğrenmek istiyorum.
- Eski dilleri öğrenmekten hoşlanıyorum.

古い言語を勉強するのが好きです。

Muhtemelen eski madenci aletleri.

鉱員の備品があるようだ

Baksanıza, eski bir fıçı!

古いタルだ

Eğer eski bir terörist...

もし元テロリストがー

Eski ve yaşlı orman.

‎ここは原生林

Eski bir arkadaşıma rastladım.

私は古い友人に会った。

Eski arkadaşlar bana uğradı.

旧友が訪ねてきた。

Eski arkadaşım evime uğradı.

- 旧友が私の家を訪ねてくれた。
- 級友は私の家を訪ねてくれた。

Eski arabamı elden çıkardım.

愛車を手放した。

Futbol eski bir oyundur.

フットボールは歴史の古い競技です。

Sonunda eski arabamızdan kurtulduk.

とうとう使い慣れた車を処分しました。

Bu eski bir hile.

それはよくある手だ。

O eski gelenek kayboldu.

その昔からの伝統はすたれてしまった。

Araba eski görünüyor muydu?

その車は古びて見えましたか。

Eski kale harabeye dönmüştü.

その古城は荒れ果てたままになっていた。

Eski saat hâlâ kullanımdadır.

その古い置き時計はまだ使われている。

Eski arabasını yenisiyle değiştirdi.

彼は古い車と新しい車を交換した。

O eski evini sattı.

彼は古い家を処分した。

Onun eski hilelerine aldanma.

彼はいつもの策略にだまされないように。

Hobisi eski pulları toplamaktır.

彼の趣味は古い切手を集めることです。

Onun eski şakalarından bıktım.

私は彼の古くさい冗談にうんざりした。

O benim eski arkadaşım.

彼は僕の古い友人です。

Eski günleri gerçekten özlüyorum.

昔は本当に良かったわね。

Şimdi eski bir kaledeyim.

私は今古い城にいます。

O, eski bir hikayedir.

それは古い物語です。

Bu ayakkabılar eski modadır.

その靴は時代遅れだ。

Eski arkadaşına düşman oldu.

彼女は古い友人を嫌った。

Bu eski bina güzeldi.

この古い建物は昔、きれいだった。

Dünyadaki eski kentlerle ilgileniyorum.

私は世界の古い都市に興味を持っています。

Kyoto Japonya'nın eski başkentidir.

京都は日本の古都だ。

Eski günlüğümü okumam ilginç.

私は私の古い日記を読むのが楽しい。

Tom eski bir arkadaşım.

トムは古くからの友人です。

Bu kitap çok eski.

- この本は本当に古い。
- この書籍は実に古いものだ。

Nara Kyoto kadar eski.

奈良は京都と同じくらい古い。

Babam biraz eski kafalıdır.

父は少し頭が古い。

Hobim eski oyuncaklar toplamaktır.

私の趣味は古いおもちゃの収集です。

Eski dilleri öğrenmeyi istiyorum.

私は古代の言語を学ぶことが好きです。

Kyoto, Japonya'nın eski başkentiydi.

京都は以前日本の首都でした。

Bu eski bir mektup.

これは古い手紙だ。

Bu eski duvarı yıkıyorum.

この古い壁を取り壊してるんだ。

Tom tekrar eski sevgilisiyle.

- トムが元カノとより戻したんだって。
- トムが元彼とより戻したんだって。
- トムが前の奥さんとより戻したんだって。

Eski günlüğümü okumak eğlencelidir.

- 私は私の古い日記を読むのが楽しい。
- 自分の昔の日記を読むのって面白いんだよ。

Eski binanın yıkıldığını gördük.

私たちはその古い建物が取り壊されるのを見た。

Keşke eski dünyayı görebilsem.

古代世界を見ることができればなあ。

Eski tekerlekleri yenisiyle değiştir.

古いタイヤを新しいのと取り替えて。

Eski bir arkadaşımı gördüm.

私は古い友人に会った。

Roma eski bir şehirdir.

ローマは古い街だ。

O, eski ayakkabılar giydi.

- 彼は古い靴をはいていた。
- 彼は古びた靴をはいていた。

Bu benim eski bisikletim.

これは私の古い自転車です。

O kahverengi şapka eski.

その茶色の帽子は古いです。

Jay eski makası aldı.

ジェイはその古いはさみを拾い上げた。

Bu eski bir yasadır.

これが古代の法です。

Bunlar çok eski kitaplar.

これらは大変古い本です。

Bu eski kuralları kaldırmalıyız.

- 私達は古いルールをすてさるべきだ。
- 私たちはこれらの古い決まり事を排除しなければならない。
- 私たちはこれらの古いルールを排除しなければならない。
- これらの古い規則を廃止しなければならない。
- これらの古い規制を廃止しなければならない。

Bu eski bir kitap.

これは古い本です。

Bu eski kuralları feshetmeliyiz.

この古い規則は廃止すべきだ。

Ken eski paralar toplar.

ケンは古いコインを集めている。

Ken'in kullandığı masa eski.

ケンが使っている机はもう古い。

O eski bir kale.

あれは古いお城です。

Hobim eski para toplamaktır.

僕の趣味は古いコインを集めることです。

O eski bir piyano.

古いピアノだよ。

O, eski dostlarımdan birisidir.

彼は僕の古い友人です。

O eski bir kamera.

あれは古いカメラだ。

Eski dilleri öğrenmeyi severim.

古い言語を勉強するのが好きです。

Üç eski karım var.

元妻は3人いるよ。

Onlar eski evi yıktılar.

彼らはその古い家を取り壊した。

- Nara, çok eski bir şehirdir.
- Nara çok eski bir şehir.

奈良はとても古い都です。