Translation of "çarpık" in English

0.021 sec.

Examples of using "çarpık" in a sentence and their english translations:

Resim çarpık.

- The picture is hung crooked.
- The picture is askew.
- The picture is wonky.

Planımız çarpık gitti.

Our plan has gone askew.

Benim çarpık dişlerim var.

I have crooked teeth.

Oğlumun ön dişleri çarpık çıktı.

My son's front teeth have come in crooked.

Odadaki bütün tablolar çarpık asılmış.

All the paintings in the room hung crooked.

Tom'un dişleri her zaman çarpık.

Tom's teeth have always been crooked.

Kendi çarpık erkeklik algımı kurmak zorundaydım.

I had to construct my own warped sense of masculinity,

Burnum gerçekten büyük ve ayrıca çarpık.

My nose is really big, and it's crooked as well.

Onun bir dizi çarpık dişleri var.

She has a set of irregular teeth.

Kapı kasası çarpık ve kapı uygun şekilde kapanmayacak.

The door frame is warped and the door won't close properly.

Çarpık kentleşme ve kaos pek çok planlama sorunları yaratır.

Urban sprawl and chaos create many planning problems.

- Sami'nin çarpık bir İslam algısı vardı.
- Sami'nin yanlış bir İslam algısı vardı.

Sami had a wrong perception of Islam.

- Biçimsiz sebzelerden nefret eder misin?
- Şekilsiz sebzelerden nefret eder misin?
- Çarpık çurpuk sebzelerden nefret eder misin?

Do you hate misshapen vegetables?