Translation of "Kurmak" in English

0.015 sec.

Examples of using "Kurmak" in a sentence and their english translations:

Hayal kurmak istiyorum.

I want to dream.

Hayal kurmak serbest.

Dreaming is free.

Hayal kurmak iyidir.

It's good to dream.

Sınırları kurmak şarttır.

Setting limits is imperative.

- Çadırı nereye kurmak istiyorsunuz?
- Çadırı nerede kurmak istiyorsun?

Where do you want to pitch the tent?

Birbirimizle savunmasızlıkla iletişim kurmak

Communicating with each other with vulnerability,

Kendi işlerini kurmak istiyorlar.

so that they can create a business of their own.

Onunla bağlantı kurmak istiyorum.

I want to get in touch with her.

Çadırı nereye kurmak istersin?

Where would you like to pitch the tent?

Hayal kurmak düşüncenin mehtabıdır.

Daydreaming is the moonlight of thought.

Tom'la bağlantı kurmak istiyorum.

I want to get in touch with Tom.

Kendi işlerini kurmak istiyorlar.

They want to start their own business.

Aralarında ilişki kurmak olanaksız.

It’s impossible to relate them.

Bir aile kurmak istiyorlar.

They want to start a family.

Para istediğiniz biriyle ilişki kurmak

building a relationship with someone you're asking for money from

Fabrikayı Idaho’ya kurmak istediğimi söyledim.

I said, "I want to build it right here."

Seyircimle hakiki bir ilişki kurmak.

to make a genuine connection with my audience.

Tuzak kurmak için şartlar mükemmel.

Perfect ambush conditions.

Yeni başkan ordu kurmak istiyor.

The new president wants to build up the army.

Kelimeleri iletişim kurmak için kullanırız.

We use words in order to communicate.

Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.

It took us half an hour to set up the tent.

Ben bir aile kurmak istiyorum.

I want to start a family.

Tom'la kontak kurmak mümkün olabilir.

It might be possible to contact Tom.

İletişim kurmak için sözcükler kullanırız.

We use words to communicate.

Onunla bir aile kurmak istedim.

She wanted to start a family with him.

Tom çadırı nereye kurmak istedi?

Where did Tom want to pitch the tent?

Çadırı buraya kurmak kimin fikriydi?

Whose idea was it to pitch the tent here?

Biz Tom'la irtibat kurmak zorundayız.

We've got to contact Tom.

Tom ile temas kurmak zorundayım.

I have to contact Tom.

Kabiliye'de bir aile kurmak istedik.

We wanted to start a family in Kabylie.

Kendi çarpık erkeklik algımı kurmak zorundaydım.

I had to construct my own warped sense of masculinity,

Güneş panelleri kurmak isteyen avukatlarla tanıştım.

on the roofs of ruined houses in Çanakkale.

Tüm şehri kurmak için kumaş kullanılmış.

fabric is used to build this entire city.

Mürettebat Ay'ın arkasındayken iletişim kurmak imkansızdı.

It was impossible to communicate with the crew whilst they were behind the Moon.

- Rüya görmek güzel.
- Hayal kurmak güzel.

It's nice to dream.

Onunla normal bir ilişki kurmak istedi.

She wanted to have a normal relationship with him.

Birisi iletişim kurmak için iyi olmalı.

Well, someone has to be good in order to communicate.

Soru, çoğu zaman cümle kurmak kadar basit

And the ask is oftentimes as simple as using the phrase

Dünya barışını kurmak için elimizden geleni yapmalıyız.

We should do our utmost to establish world peace.

Diğer kültürlerden insanlarla iletişim kurmak çok zordur.

It's very difficult to communicate with people from other cultures.

O çıkmadan önce onunla bağlantı kurmak zorundaydık.

We had to get in touch with her before she went out.

Çadır kurmak için bir yer seçmek zorundayız.

We have to pick a place to set up the tent.

Tom'la bağlantı kurmak için bütün hafta çalışıyorum.

I've been trying all week to get in touch with Tom.

O, masayı kurmak için bana yardım etti.

She gave me a hand to set the table.

Bu, çadırımızı kurmak için iyi bir yer.

This is a good place to pitch our tent.

Onlar bizimle tekrar bağlantı kurmak istediler mi?

Did they want to contact us again?

Boston'da temas kurmak zorunda olduğum birisi var.

There's someone I have to get in touch with in Boston.

O her zaman bir aile kurmak istedi.

She always wanted to start a family.

Ben çadırımı kurmak için bir yer seçtim.

I chose a place to pitch my tent.

Odanın bu köşesinde bir sera kurmak isterim.

In this corner of the room I'd like to put a house-plant.

Tom'la e-posta yoluyla temas kurmak mümkün.

Tom can be contacted by email.

Burası kamp kurmak için iyi bir yerdir.

This is a good place to camp.

Seninle cinsel ilişki kurmak cennette olmak gibidir.

Sex with you is like being in heaven.

Çadırı kurmak için iyi bir yer buldum.

- I've found us a good place to pitch the tent.
- I've found a good place for us to pitch the tent.

- Sami yerleşmek istedi.
- Sami yuva kurmak istiyordu.

Sami wanted to settle down.

Uzun kış gecesinde aile kurmak için mükemmel yer.

The perfect place to start a new family during the long winter night.

Duydum ki İngiliz insanlarla arkadaşlık kurmak zaman alıyor.

I hear it takes time to make friends with the English people.

Çok az bildiğin bir dilde cümle kurmak zordur.

It is hard to make a sentence in a language that you know very little about.

Bu bir çadır kurmak için iyi bir yerdir.

This is a good place to pitch a tent.

Sanırım en kısa sürede Tom'la temas kurmak isteyeceksin.

I think you'll want to contact Tom as soon as possible.

Çadırını kurmak için gerçekten aptalca bir yer seçtin.

You really picked a stupid place to pitch your tent.

Bu konuda seninle yeniden bağlantı kurmak zorunda kalacağım.

I'll have to get back to you on that.

Henüz çadırımızı kurmak için iyi bir yer bulmadık.

I haven't found a good place to pitch our tent yet.

Tom çadırı kurmak için iyi bir yer arıyor.

Tom is looking for a good place to pitch the tent.

Bu, çadır kurmak için iyi bir yer değil.

This isn't a good place to pitch a tent.

Dan ve Linda bir aile kurmak için hazırdı.

Dan and Linda were ready to start a family.

Bu kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.

This looks like a good spot to camp.

Bu, kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.

This looks like a good spot to set up camp.

Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır.

Tom is ready to settle down and start a family.

Ve empati kurmak zorunda kalmazsak maalesef çoğumuz empati kurmuyor.

And if we're not forced to empathize, most of us, unfortunately, won't.

Onunla bağlantı kurmak istiyorum. Onun telefon numarasını biliyor musun?

I want to contact him. Do you know his phone number?

Onlar başka bir fabrika kurmak için yeterli sermayeye sahip.

- They have enough capital to put up another factory.
- They have enough capital to establish another factory.

Bu, çadır kurmak için iyi bir yer gibi gözüküyor.

This seems like a good place to pitch a tent.

İletişim kurmak için yerli bir konuşmacı gibi konuşmanız gerekmez.

- It's not necessary to speak like a native speaker in order to communicate.
- It isn't necessary to speak like a native speaker in order to communicate.

Birçok aile sınırda yeni bir hayat kurmak için ayrıldı.

Many families left to make a new life on the frontier.

Onunla normal, kontrol edilebilir, sevgi dolu bir ilişki kurmak için

just to ensure that we could have

Müfrezedeki şövalyelerle temas kurmak için tam bir saldırı emri verdi.

to establish contact with the knights in the vanguard.

Hiçbiri şirket kurmak istemiyor. Her Güney Kore'linin rüyası bu Chaebollerden

one of them want to start a company. The dream of every South Korean one is to end up working

Sağır ve dilsiz insanlar iletişim kurmak için işaret dilini kullanabilirler.

Deaf-mute people can use sign language to communicate.

Biz kalacak bir yer bulamazsak dışarıda kamp kurmak zorunda kalacağız.

We'll have to camp out if we can't find a place to stay.

Tom'la daha fazla kontak kurmak istemiyorsan, benim için hava hoş.

If you don't want to have any more contact with Tom, that's fine with me.

Çadır kurmak için bunun iyi bir yer olduğunu düşünüyor musun?

Do you think this is a good place to pitch the tent?

Bu herhangi biri kadar çadırımızı kurmak için iyi bir yer.

This is as good place to pitch our tent as any.

Hayal kurmak için zaman ayırın; bu, yükselişe giden bir yoldur.

Take time to dream. That's how you get to the stars.

- Tom kendi işine başlamak istiyor.
- Tom kendi işini kurmak istiyor.

Tom wants to start his own business.

Masum dalgıçlara tuzak kurmak için pusuya yatan insan yiyenler olarak tanımlardı.

that would lie in wait on the seabed to trap unsuspecting divers.

Çok sayıda aile sınırda yeni bir hayat kurmak için batıya gitti.

Many families went west to make a new life on the frontier.

Ölü bir adamın anısına bir anıt kurmak için bir fon başlatıldı.

A fund was launched to set up a monument in memory of the dead man.

İletişim kurmak için bir anadil konuşuru gibi ses çıkarmak zorunda değilsin.

You don't have to sound like a native speaker in order to communicate.

Tarihi süreçte en güçlü milletlerin büyük imparatorluklar kurmak istediği bir bölüm vardı.

There was a time in history when the most powerful nations looked to build huge empires:

Hayal edebileceğiniz gibi, bu şirket kurmak için ve yabancı yatırım getirmek için

As you can imagine, this is not the ideal situation to create companies or attract foreign

Ürünlerin için bir konferans salonu sahası kurmak istiyorsan lütfen bana hemen bildir.

Please let me know immediately if you would like to set up an area of the conference room for your products.

Biz başkaları ile iletişim kurmak için sözlerin yanı sıra jestler de kullanırız.

We use gestures as well as words to communicate with others.

Esas dersane öğretmenleri, öğrencileri ile temas kurmak için her türlü çabayı göstermelidir.

Homeroom teachers should make every effort to keep in touch with their students.

Bu fabrikayı kurmak, uzun bir zamana ve bir sürü paraya mal oldu.

It took a long time and a lot of money to build this factory.

- Dan kendi radyo istasyonunu kurmak istiyor.
- Dan kendi radyo istasyonunu başlatmak istiyor.

Dan wants to start his own radio station.

İnsanlar iletişim kurmak pek çok şeye sahiptir ve bunun için çok yola sahiptir.

People have many things to communicate and many ways to do so.

- Sami yeni bir hayata başlamak için hazır.
- Sami yeni bir hayat kurmak için hazırdır.

Sami is ready to start a new life.