Translation of "çıkarmış" in English

0.038 sec.

Examples of using "çıkarmış" in a sentence and their english translations:

Dilini ağzından dışarı çıkarmış,

stuck her tongue out of the side of her mouth

Tom kılıcını kınından çıkarmış.

Tom unsheathed his sword.

Tom nereden çıkarmış bunu?

Where did Tom come up with that stuff?

Şapkasını çıkarmış olarak odaya girdi.

He entered the room with his hat off.

Sessizliğimden, razı olduğum anlamını çıkarmış.

He interpreted my silence as consent.

Ama bunu ortaya ben çıkarmış olacağım

but only now I've unearthed it

Tom raporda iyi bir iş çıkarmış.

Tom has done a fine job on the report.

Meclistekiler tamamen Batı’yı gözden çıkarmış, sinirler gergin.

The ones in the Parliament sacrificed the West totally, nerves were tense.

Türkiye, 1 milyar dolardan 2,2 milyar dolara çıkarmış

According to World Bank’s data, Turkey has increased its high-technology

4 trilyon dolarlık bir değer ortaya çıkarmış oluruz.

we're potentially unleashing a four-trillion-dollar value.

- Eğer böyle yapmaya devam edersen, arkadaşlarının güvenini boşa çıkarmış olursun.
- Bu şekilde davranmaya devam edersen, arkadaşlarının güvenini haklı çıkarmamış olursun.

If you do like this, you won't justify your friends' trust.