Translation of "Şapkasını" in English

0.007 sec.

Examples of using "Şapkasını" in a sentence and their english translations:

Şapkasını çıkardı.

He took off his hat.

Şapkasını taktı.

She put her hat on.

- Tom şapkasını eğdi.
- Tom şapkasını yana yatırdı.

Tom tipped his hat.

Çocuk şapkasını düzeltti.

The boy adjusted his cap.

O şapkasını bulamıyor.

He can't find his hat.

Dün şapkasını uçurdu.

She had her hat blown off yesterday.

O, şapkasını bulamıyor.

She can't find her hat.

Tom şapkasını kaybetti.

Tom lost his hat.

Tom şapkasını çıkardı.

- Tom took off his hat.
- Tom took off his cap.

O, şapkasını taktı.

She put on her hat.

O, şapkasını giydi.

He put on his hat.

Tom şapkasını taktı.

- Tom put on his hat.
- Tom put his hat on.

Tom şapkasını kaldırdı.

Tom raised his hat.

O, şapkasını kaldırdı.

He raised his hat.

Tom şapkasını çıkarmadı.

- Tom didn't take his hat off.
- Tom didn't take off his hat.

Onun şapkasını sevmiyorum.

- I don't like his hat.
- I don't like her hat.

Tom şapkasını bulamıyor.

Tom can't find his hat.

Tom şapkasını değiştirdi.

Tom shifted his hat.

O, şapkasını fırçaladı.

He brushed his hat.

Biri şapkasını bıraktı.

Somebody has left his hat.

Tom şapkasını takmıyordu.

Tom wasn't wearing his hat.

Tom şapkasını takmıyor.

Tom isn't wearing his hat.

- Tom şapkasını giyip gitti.
- Tom şapkasını takıp çıktı.

- Tom put on his hat and left.
- Tom put his hat on and left.

Şapkasını almak için uzandı.

- She reached out for his hat.
- She reached out to take his hat.

O, derhal şapkasını giydi.

He put on his hat at once.

O şapkasını takmayı sürdürdü.

He kept his hat on.

O, kocasının şapkasını fırçaladı.

She brushed her husband's hat.

Tom elinde şapkasını tutuyor.

Tom is holding his hat in his hand.

Tom şapkasını tekrar giydi.

Tom put his cap back on.

Tom şapkasını masaya koydu.

Tom put his hat on the table.

Rüzgar onun şapkasını uçurdu.

The wind blew her hat off.

Tom saygıyla şapkasını çıkardı.

Tom respectfully removed his hat.

Tom şapkasını bulamadığını söylüyor.

Tom says he can't find his hat.

O, şapkasını yana yatırdı.

He tipped his hat.

Tom vizör şapkasını düzeltti.

Tom adjusted his visor.

Tom yeni şapkasını giyiyordu.

Tom was wearing his new hat.

Tom şapkasını arabada bıraktı.

Tom left his hat in the car.

Onun şapkasını gördüğünde güldü.

She laughed at the sight of his hat.

Odaya girdiğinde şapkasını çıkardı.

She removed her hat when she entered the room.

Tom şapkasını odamda bıraktı.

Tom left his hat in my room.

Tom şapkasını yerden kaldırdı.

Tom picked his hat off the ground.

Tom şapkasını elinde taşıyordu.

Tom carried his hat in his hand.

Tom şapkasını elinde tuttu.

Tom held his hat in his hand.

Tom şapkasını kibarca kaldırdı.

Tom lifted his hat politely.

Sanırım Tom'un şapkasını giyiyorsun.

I think you're wearing Tom's cap.

Tom kendi şapkasını çıkardı.

- Tom took off his hat.
- Tom took his hat off.

Tom şapkasını çiviye astı.

Tom hung his cap on a nail.

Tom kovboy şapkasını çıkardı.

Tom took off his cowboy hat.

Tom kovboy şapkasını taktı.

Tom put on his cowboy hat.

Rüzgâr Tom'un şapkasını uçurdu.

The wind blew Tom's hat off.

Şapkasını takıp dışarı çıktı.

He put his cap on and went outside.

Şapkasını seçmek uzun zaman aldı.

She took a long time to choose her hat.

Güçlü rüzgar yüzünden şapkasını uçurdu.

He had his hat blown off by the strong wind.

Şapkasını giymiş olarak odaya geldi.

She came into the room with her hat on.

Şapkasını çıkardı ve kibarca selamladı.

He took off his hat and made a polite bow.

Tom kiliseye girerken şapkasını çıkardı.

Tom took off his hat as he entered the church.

Mary uğradığında Tom şapkasını kaldırdı.

When Mary came by, Tom raised his hat.

O, saygı için şapkasını kaldırdı.

He raised his hat in respect.

Şapkasını almak için geri döndü.

He went back to get his hat.

O beni gördüğünde şapkasını kaldırdı.

- He raised his hat when he saw me.
- He doffed his hat when he saw me.

Şapkasını çıkarmış olarak odaya girdi.

He entered the room with his hat off.

O, şapkasını bir çiviye astı.

He hung his hat on a nail.

Tom gülümsedi ve şapkasını kaldırdı.

Tom smiled and raised his hat.

Tom'a şapkasını nereden aldığını sor.

Ask Tom where he bought his hat.

- Tom şapkasını çıkardı ve onların önünde eğildi.
- Tom şapkasını çıkardı ve onlara boyun eğdi.
- Tom şapkasını çıkarıp eğilerek onları selamladı.

Tom took off his hat and bowed down to them.

- Tom yeni şapkasını takmamıştı.
- Tom'un kafasında yeni şapkası yoktu.
- Tom yeni şapkasını giymiyordu.

Tom wasn't wearing his new hat.

Şapkasını kaybetti fakat kısa sürede buldu.

She lost her hat, but soon found it.

Harry elbisesini ve sihirbaz şapkasını giydi.

Harry put on his robe and wizard hat.

Tom şapkasını çıkardı ve kibarca selamladı.

Tom took off his hat and bowed politely.

O, dışarı çıkmak için şapkasını giydi.

She put on her hat to go out.

Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi.

Tom pulled his cap down over his eyes.

Tom ayağa kalktı ve şapkasını giydi.

Tom stood up and put on his hat.

Beyefendi eldivenlerini ve silindir şapkasını çıkardı.

The gentleman took off his gloves and top hat.

Tom şapkasını çıkardı ve arabasına bindi.

Tom took off his top hat and got into his car.

Tom şapkasını buldu ve onu giydi.

Tom found his hat and put it on.

Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.

Tom put his hat on and went outside.

Tom kelliğini gizlemek için şapkasını çıkarmadı.

Tom kept his hat on to hide his baldness.

Şapkasını kaybetti ama onu hemen buldu.

She lost her hat, but found it immediately.

Onun kocası o eski şapkasını atmasını istedi.

Her husband asked her to throw that old hat away.

Tom şapkasını aldı ve onu geri giydi.

Tom picked up his hat and put it back on.

Tom'un kalay folyo şapkasını kullanarak sandviçini sardı.

She wrapped her sandwich using Tom's tinfoil hat.

Tom şapkasını çıkardı ve başını eğerek selam verdi.

Tom took off his hat and bowed.

Tom Mary'nin onun şapkasını nereye koyduğunu merak ediyordu.

Tom wondered where Mary had put his hat.

Bir rüzgar esintisi geldi ve Curdken'in şapkasını uçurdu.

A puff of wind came and blew Curdken's hat far away.

Tom, kovboy şapkasını çıkardı ve kazağını alnından çekti.

Tom took off his cowboy hat and wiped the sweat from his forehead.

Tom balık tutma yelek ve şapkasını giydi ve kapıya yöneldi.

Tom put on his fishing vest and hat and headed for the door.

Tom şapkasını kaybetti, ve yeni bir tane almak zorunda olduğunu hissetti.

Tom lost his cap, and he felt that he had to buy a new one.

Onun giysileri odanın her yanına dağılmış ve şapkasını yatağın dibinde buldu.

Her clothes were strewn about the room, and she found her hat at the foot of the bed.

Bir rüzgar esintisi Curdken'in şapkasını uçurdu, ve o onu tepe ve vadinin üzerinde kovalamak zorunda kaldı.

A gust of wind blew Curdken's hat away, and he had to chase it over hill and dale.