Translation of "Bir" in Finnish

0.013 sec.

Examples of using "Bir" in a sentence and their finnish translations:

Bir köpek bir kediyi ve bir kedi bir fareyi kovalar.

Koiraa ajaa takaa kissaa, ja kissa hiirtä.

Bir yarasa bir kuş değildir ama bir memelidir.

Lepakko ei ole lintu vaan nisäkäs.

Düz bir çizgi bir eğrinin önemsiz bir örneğidir.

- Suora viiva on triviaali esimerkki käyrästä.
- Suora on triviaali esimerkki käyrästä.

Bir düşmanın bir düşmanı mutlaka bir müttefik değildir.

Vihollisen vihollinen ei ole välttämättä liittolainen.

- Bir dakika.
- Sadece bir dakika.

- Hetkinen.
- Ootas vähän.

Bir fare çekingen bir yaratıktır.

Hiiri on arka luontokappale.

Bir yere bir sınır koymalıyız.

Jonnekin meidän pitää vetää raja.

Bir gün bir Washington olacak.

Hän haluaa olla Washington jonain päivänä.

Bir kitap bir arkadaşla kıyaslanabilir.

Kirjaa voidaan verrata ystävään.

Bir yüzbaşı bir astsubayın üstündedir.

Kapteeni on arvojärjestyksessä kersantin yläpuolella.

O bir bakıma bir sanatçıdır.

- Hän on tavallaan artisti.
- Hän on tavallaan taiteilija.

Bir kelebek olgun bir tırtıldır.

Perhonen on aikuinen perhosentoukka.

Bir Nazi bir Yahudi öldürdü.

Natsi tappoi juutalaisen.

- Bir lisan, bir insan.
- Bir lisan bir insan, iki lisan iki insan.

Kahta kieltä osaava mies on kahden miehen arvoinen.

Mary çok güzel bir kadın. Ona bir ölçekle, o bir on bir.

- Mary on oikein kaunis nainen. Asteikolla yhdestä kymmeneen hän on yksitoista.
- Mary on hyvin kaunis nainen. Asteikolla yhdestä kymmeneen hän on yksitoista.
- Mary on todella kaunis nainen. Asteikolla yhdestä kymmeneen hän on yksitoista.
- Mary on erittäin kaunis nainen. Asteikolla yhdestä kymmeneen hän on yksitoista.

Bir çıngıraklı yılan, bir akrep ve bir tarantula bulacağız.

Etsimme kalkkarokäärmettä, skorpionia ja tarantulaa.

- Bu bir kitap.
- Bu bir kitaptır.
- O bir kitaptır.

Tämä on kirja.

Bir çekirge ve bir hayli karınca bir tarlada yaşadı.

Heinäsirkka ja useita muurahaisia asui pellolla.

- O bir kabustu.
- Tam bir felaketti.
- O bir kâbustu.

Se oli painajainen.

Bir zamanlar bir tavuk vardı, onun bir gözlemesi vardı.

Olipa kerran kana, jolla oli näkkileipä.

Bir araba, bir uçak ve bir bilgisayar hepsi makinedir.

Auto, lentokone ja tietokone ovat kaikki koneita.

Bir zamanlar güzel bir kızı olan bir kral vardı.

Olipa kerran kuningas, jolla oli kaunis tytär.

On bir kere on bir, yüz yirmi bir eder.

Yksitoista kertaa yksitoista on satakaksikymmentäyksi.

Bir deneyelim.

Testataan se.

Bir nehir!

Joki.

Bir tarantula.

Yksi tarantula.

bir fikir,

yksi idea,

Bir dişi.

Naaras.

Bir oselo.

Oselotin.

Bir erkek.

Uros.

Bir tuzak.

Se on ansa,

Bir daha!

- Uudestaan!
- Uudelleen!

Bir dene.

- Maista.
- Maistakaa.

Bir tesadüftü.

Se oli onnenpotku.

Bir öğrencisin.

Olet opiskelija.

Bir görelim.

Katsotaanpa.

Bir bakayım.

Anna kun katson.

Bir günahkarsın.

Sinä olet syntinen.

Ufak bir yavru ideal bir kurbandır.

on nuori kuutti erinomainen uhri.

Merkez Bir denen bir şey vardı.

Oli paikka nimeltä Keskus yksi.

Dolayısıyla bir ilişki, bir aşk varsa

Parisuhde tai rakastuminen -

Bir de küçük bir çocuğumuz vardı.

Ja minulla oli kasvava lapsi.

Bir beyefendi böyle bir şey söylemez.

Herrasmies ei sanoisi sellaista asiaa.

Bir beyefendi böyle bir şey yapmazdı.

Herrasmies ei tekisi sellaista asiaa.

Bir arabanın bir direksiyon simidi vardır.

- Autossa on yksi ohjauspyörä.
- Autossa on yksi ratti.

Bir maymun yüksek bir ağaca tırmanıyor.

Apina kiipeää ylös korkeaan puuhun.

- Bir daire çizin.
- Bir daire çiz.

Piirrä ympyrä.

Verilen bir söz ödenmemiş bir borçtur.

Tehty lupaus on maksamaton velka.

Bir Japon böyle bir şey söylemezdi.

Japanilainen henkilö ei olisi sanonut mitään sellaista.

Adam bir çakmakla bir sigara yaktı.

Mies sytytti savukkeen sytyttimellä.

İyi bir kişi erdemli bir kişidir.

Hyvä ihminen on moraalinen ihminen.

Bir çift eldiven güzel bir hediyedir.

Hansikkaat ovat mukava lahja.

- O bir beyefendi.
- O bir beyefendidir.

Hän on herramies.

- O bir DJ.
- O bir DJ'dir.

Hän on DJ.

- O bir öğretmen.
- O bir öğretmendir.

- Hän on opettaja.
- Se on ope.
- Hän on ope.

Bir filin uzun bir burnu vardır.

- Norsulla on pitkä kärsä.
- Elefantilla on pitkä kärsä.

Bir köpeğim ve bir kedim var.

Minulla on koira ja kissa.

İyi bir iştah iyi bir sostur.

Nälkä on paras kastike.

- O bir komedyen.
- O bir komedyendir.

Hän on koomikko.

Bir süt ineği faydalı bir hayvandır.

Lypsylehmä on hyödyllinen eläin.

- Bir mektup okuyorum.
- Bir mektup okudum.

Luin kirjeen.

- Bir şey koymadın.
- Bir şey koymadınız.

Et pannut mitään.

- Bu bir balık.
- O bir balık.

Se on kala.

Ayda bir kere bir araya geliriz.

Me kokoonnumme yhteen kerran kuussa.

Bir çocuk, olgun bir insan değildir.

Lapsi ei ole täysin kehittynyt henkilö.

- O bir deha.
- O bir dâhi.

Hän on nero.

Bir zamanlar bir astrofizikçi olmak istedim.

Joskus halusin olla astrofyysikko.

Bir zamanlar burada bir köprü vardı.

Kerran tässä oli silta.

- Bir fikrim vardı.
- Bir düşüncem vardı.

- Sain ajatuksen.
- Sain idean.

Bir makastan başka bir şey bulmadım.

En löytänyt muuta kuin sakset.

- Ben bir çevirmenim.
- Ben bir tercümanım.

Olen kääntäjä.

Bir dizüstü, bir masaüstünden daha iyidir.

Kannettava on parempi kuin pöytäkone.

- O bir doktor.
- O bir doktordur.

Hän on lääkäri.

- İtalya bir yarımada.
- İtalya bir yarımadadır.

Italia on niemimaa.

- O bir gazeteci.
- O bir gazetecidir.

- Hän on journalisti.
- Hän on lehtimies.

Bir zamanlar güzel bir prenses varmış.

Olipa kerran kaunis prinsessa.

Bir günlük tutmak iyi bir alışkanlıktır.

Päiväkirjan pitäminen on hyvä tapa.

Tom bir sanat yarışmasında bir hakemdi.

- Tomi oli taidekilpailun tuomari.
- Tomi toimi taidekilpailun tuomarina.
- Tomi tuomaroi taidekilpailua.

Bir santimetre bir uzunluk ölçüsü birimidir.

- Senttimetri on pituuden yksikkö.
- Senttimetri on pituusmittayksikkö.
- Senttimetri on pituuden mittayksikkö.

- Bir müzisyen misiniz?
- Bir müzisyen misin?

Oletko muusikko?

Bir portakal ve bir elmam var.

Minulla on appelsiini ja omena.

Ben bir torba pirinç bir taşıyorum.

- Kannan pussillista riisiä.
- Kannan riisipussia.

- Sihirli bir andı.
- Büyülü bir andı.

Se oli taianomainen hetki.

- Tom bir artistti.
- Tom bir sanatçıydı.

Tomi oli taiteilija.

- Bir cam kırıktı.
- Bir pencere kırıktı.

Ikkunan lasi särettiin.

Bir metrede bir milyar nanometre vardır.

Yhdessä metrissä on miljardi nanometriä.

Bu bir özellik, bir hata değil.

Se on ominaisuus, ei bugi.

Bir zamanlar bir yıldız kayması gördüm.

Näin kerran tähdenlennon.

- Bu bir emirdir.
- Bu bir emir.

Se on käsky.

Bir sauna ve bir havuz var.

- On sauna ja allas.
- Täällä on sauna ja uima-allas.

- Bir kitap okuyorum.
- Bir kitap okurum.

- Minä luen kirjaa.
- Luen kirjaa.
- Luin kirjan.
- Luin kirjaa.
- Luen kirjan.
- Minä luin kirjan.
- Minä luen kirjan.
- Minä luin kirjaa.

Bir zamanlar bir tahta parçası vardı.

Olipa kerran puunpala.

Bir ineğin uzun bir kuyruğu vardır.

Lehmällä on pitkä häntä.