Translation of "Iyi" in English

İyi...

Well...

İyi.

Good.

İyi başladı, iyi bitti.

Well begun, well finished.

- İyi görünüyorsun.
- İyi görünüyorsun!

- You're looking good!
- You're looking good.

- İyi hissetmiyorum.
- İyi hissetmiyorum

- I'm not feeling well.
- I am not feeling well.

- İyi ellerdesin.
- İyi ellerdesiniz.

You're in good hands.

- İyi yolculuklar.
- İyi yolculuklar!

- Have a nice trip!
- Have a nice trip.

- İyi değilsin.
- İyi değilsiniz.

You aren't well.

- İyi seçtin.
- İyi seçtiniz.

You've chosen well.

- İyi eğlenceler.
- İyi konaklamalar.

Enjoy your stay.

- İyi yakalayış.
- İyi yakaladın.

Good catch.

- İyi geceler.
- İyi geceler!

- Good night!
- Goodnight!
- Good night.

- İyi bir başlangıç iyi bir bitiş yapar.
- İyi başlayan iyi biter.

A good beginning makes a good ending.

İyi çitler iyi komşular yapar.

Good fences make good neighbors.

- O iyi yapıyor.
- O iyi.

- He is doing well.
- He's all right.
- He's doing well.

Yemeğini iyi çiğnesen iyi olur.

You might as well chew your food well.

Onunla iyi geçinsen iyi olur.

You'd better get on with it.

İyi haber Tom'un iyi olması.

The good news is that Tom is OK.

Bu iyi olsa iyi olur.

This had better be good.

- Onlar iyi görünüyordu.
- İyi gözüküyorlardı.

They looked good.

- İyi olacağım.
- Ben iyi olacağım

I'm going to be OK.

İyi ebeveynler en iyi öğretmenlerdir.

Good parents are the best teachers.

- İyi hissetmiyorum.
- Kendimi iyi hissetmiyorum.

- I don't feel well.
- I'm not feeling well.
- I am not feeling well.

- Herkes iyi.
- Herkes iyi yapıyor.

Everyone is doing OK.

İyi yiyecek iyi sağlık getirir.

Good food brings good health.

İyi geceler ve iyi uykular!

Good night and sleep tight!

Pek iyi görünmüyorsun. İyi misin?

You don't look very well. Are you OK?

"Tadı iyi mi?" " Evet, iyi."

"Does it taste good?" "Yes, it does."

- Onlar iyi değil.
- İyi değiller.

They aren't well.

- İyi değilsin.
- Sen iyi değilsin.

You're no good.

- Bu iyi değil.
- İyi değil.

- This isn't good.
- This is not good.
- It isn't good.
- This one's no good.
- This is no good.
- It's not good.

- Sen iyi misin?
- İyi misin?

- Are you feeling OK?
- Are you all right?

- İyi iş!
- İyi iş çıkardın!

Good work!

- İyi bir aşçı.
- Aşçılığı iyi.

- He is a good cook.
- She is a good cook.

- İyi yüzebiliyor.
- İyi yüzme biliyor.

- He is able to swim well.
- She can swim well.

- İyi arkadaşlar.
- Onlar iyi arkadaş.

- They are good friends.
- He and she are good friends.

İyi bir çevrem, iyi bir itibarım vardı. İyi olacağımı

I had a good a network, a good reputation --

- Zamanınızı iyi kullanın.
- Vaktini iyi kullan.
- Zamanını iyi kullan.

Make good use of your time.

- İyi ama yeterli değil.
- İyi ama yeterince iyi değil.

It's good, but not good enough.

- İyi aklettin Tom.
- İyi dedin Tom.
- İyi yakaladın Tom.

Good call, Tom.

İyi geceler.

Good night.

Oldukça iyi.

That's pretty good.

İyi işti.

Good job.

İyi koyun.

Good sheep!

İyi koyun!

Good sheep!

İyi şanslar!

Good luck!

İyi iş!

Nice work!

iyi olacaktır.

fill that up.

''İYİ'' rölünde.

“THE GOOD”

İyi geçinelim.

Let's get along.

İyi yolculuklar.

- Enjoy your trip.
- Have a safe trip.
- Have a nice trip!
- Bon voyage!
- Have a good trip!
- Godspeed!

İyi uyuyamıyorum.

- I can't sleep well.
- I can not sleep well.

İyi görünüyorsun.

- You look fine.
- You look fine!

İyi olacaksın.

- You'll be OK.
- You'll be fine.
- You are going to be OK.
- You'll do fine.
- You're going to be OK.
- You'll be all right.
- You're going to be fine.

İyi eğlenceler.

- Have a nice time.
- Have a good time.
- Enjoy your stay.
- Enjoy yourselves.
- Have a great time.

İyi düşündün!

Good thinking!

İyi değilsin.

You're not well.

İyi göremiyorum.

I can't see well.

İyi çalışıyor.

It works well.

Tom iyi.

Tom is doing fine.

Herkes iyi.

Everybody is fine.

İyi avlar!

Good hunting.

Fiyat iyi.

The price is good.

İyi değilim.

- I don't feel well.
- I'm not feeling well.

İyi yapmıyorum.

I'm not doing well.

Aramız iyi.

We get on OK.

İyi görünüyorsun!

You're looking good!

O iyi.

- He is doing well.
- He's all right.

İyi hissetmiyorum.

- I don't feel well.
- I'm not feeling well.

İyi olacağım.

- I'll be fine.
- I'll be OK.

İyi görünmüyorsun.

- You don't look so good.
- You don't look well.

Bu iyi.

It feels good.

İyi hissetmiyordum.

- I was not feeling well.
- I wasn't feeling well.

İyi uyuyamadım.

- I didn't sleep well.
- I couldn't sleep well.

Onlar iyi

They're good.

Onlar iyi.

- They're fine.
- They're doing fine.

İyi uykular.

Sleep tight.