Translation of "Flört" in Arabic

Rüzgarla flört ediyorum.

أمرحُ مع نسمة الهواء العليل.

Kısacası tüm flört geçmişiniz

وبشكل أساسي فإن هذا يعني أن كل تاريخ علاقاتك السابقة

Sami, Leyla'yla flört ediyordu.

كان سامي يواعد ليلى.

Adeta ses ile flört ediyor.

إنه يغازلُ الصوت.

Bu bina suyla flört ediyor.

يغازلُ المبنى المياه.

Burası da işle flört ediyor.

حسنًا! هذه هي مغازلة العمل.

Leyla semtteki herkesle flört etti.

كانت ليلى تغازل الجميع في المصلحة.

Bu yüzden, insanlarla flört etmeye başladı

فبدأت تواعد،

Leyla'nın gizli bir flört hayatı vardı.

كانت ليلى تعيش حياة مواعدة سرّيّة.

Hamile olduğunu öğrenene dek aylarca flört ettik.

تواعدنا على نحو متقطع لعدة أشهر قبل أن نكتشف أنها كانت حبلى.

Bu binaların ikisi de ışıkla flört ediyor.

يغازلُ كلا هذين المبنيين الضوء.

Ve bu binalar gerçekten rüzgârla flört ediyor;

تغازلُ هذه المباني الرياح في الواقع،

Ve bana flört hayatı hakkında çok şey anlattı

وقالت لي الكثير عن حياتها العاطفية.

Fadıl kolej boyunca Leyla'yla flört etmeye devam etti.

واصل فاضل مواعدة ليلى أثناء دراسته في الجامعة.

- Sami yine çıkmaya başladı.
- Sami yine flört etmeye başladı.

- بدأ سامي يواعد الفتيات مجدّدا.
- بدأ سامي يواعد من جديد.

Daha gelişmiş bir kadın sınıfından biriyle flört etmeye ihtiyacım var.

نسوة لا ترغب بعلاقة حميمة داخل مقصورة على ٧٤٧

- Sami, Leyla ile çıkmaya başladı.
- Sami, Leyla ile flört etmeye başladı.

بدأ سامي يواعد ليلى.

- Fadıl, Mısırlı bir Müslüman kadınla çıkıyordu.
- Fadıl, Mısırlı bir Müslüman kadınla flört ediyordu.

كان فاضل يواعد امرأة مسلمة من مصر.

- Fadıl, Mısırlı Müslüman bir kızla flört etti.
- Fazıl Mısırlı Müslüman bir kızla çıkmıştı.

كان فاضل يواعد فتاة مسلمة من مصر.