Translation of "Insanlarla" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Insanlarla" in a sentence and their arabic translations:

insanlarla aramızdaki bağdır.

هو الشعور بالتواصل.

Etrafı insanlarla çevrilmişti.

كانت جدتي محاطة بالناس،

Diyen insanlarla karşılaşıyoruz

نلتقي بأناس يقولون

Park insanlarla doluydu.

كان المنتزه مليئاً بالناس.

Kesinlikle ülkemizdeki diğer insanlarla

يجب أن يستحقوا نفس الحقوق، نفس الحمايات

İnsanlarla olan ilişkim değişti.

‫كانت علاقتي مع الناس والبشر تتغيّر.‬

Odaya girdim, insanlarla doluydu.

دخلتُ الغرفة التي كانت مليئة بالناس.

İnsanlarla bağ kurmaya ihtiyaç duyarız.

نحن نرغب بشدة في التواصل بالبشر.

Ve dışarı çıkıp insanlarla buluş."

واذهب للخارج وقابل الناس."

Endüjen veya "ilkel" insanlarla kısıtlıydı.

مقتصرة في الشعوب الأصلية أو "البدائية".

Doğru içerikte doğru insanlarla çalışmak,

حتى نقوم بتوصيل المحتوى الصحيح للأشخاص الصحيحة

Arkadaşlık dediysem çok büyük insanlarla

إذا قلت الصداقة مع كبار الناس

Sami tehlikeli insanlarla arkadaş olmuştu.

كان سامي يصاحب أشخاصا خطيرين.

Dedem gibi esmer insanlarla bağlantı kurabiliyor

مثل جدّي، المسلم المحافِظ.

Asla tanışmayı beklemediğimiz insanlarla bizi tanıştırdığını

تُعرّفنا على أشخاص لم نكن نتخيّل لقاءهم،

Bu yüzden, insanlarla flört etmeye başladı

فبدأت تواعد،

O kadar tatlı insanlarla tanıştım ki!

لقد قابلت ناسا رائعين جدا!

Bizim gibi düşünen insanlarla vakit geçiriyoruz

نرافق فقط الأشخاص الذين يفكرون مثلنا

Çünkü insanlarla nedenler hakkında etkileşime geçtiğimizde

لأنني الآن أعرف أنه عند إشراك الناس في السبب،

Yaşamınız başka insanlarla bağ kurmanızı güçleştiriyorsa endişelenmeyin.

ولكن لا تقلق إن كانت حياتك تجعل من الصعب عليك أن تتواصل مع الناس.

Bu genç insanlarla birkaç yıl çalıştıktan sonra

أدركت في النهاية بعد عدة سنين من العمل مع هؤلاء الأشخاص الصغار،

Eğer insanlarla ilişki kurmanın çaba isteyeceğini düşünüyorsanız

ولو أنك تعتقد أن بناء علاقة مع الناس يتطلب جهدًا،

Aynı gazeteyi okuyan diğer insanlarla da tanışırlar,

يقابلون أشخاصا آخرين يقرأون نفس الجريدة،

Çünkü o, dar gelirli insanlarla çalışmayı seviyor.

يحبّ العمل مع الأكثر فقراً.

Işte bu durum yüzünden yarasalar insanlarla yakınlaşıyor

بسبب هذا الوضع ، تقترب الخفافيش من الناس

Niye görünüş olarak bize benzemeyen insanlarla çalışmayalım?

ماذا لو قضيناها مع أشخاص لا يشبهوننا؟

Diyarbakır'dan Brüksel'e uzanan bir yolda harika insanlarla tanıştım,

من ديار بكر إلى بروكسل قابلت أناسًا عظماء في طريق،

Yapay zekâ insanlarla analitik bir araç olarak çalışacak,

وسيعمل الذكاء الاصطناعي مع البشر كأدوات تحليلية

Ama diğer insanlarla olan etkileşiminiz bu riski arttırabilir.

ولكن تعاملاتك مع الآخرين قد تزيد من هذا الخطر.

Sonsuz fırsatlar ve harika insanlarla dolu bir dünya olarak.

كمكان مليء بالفرص اللانهائية والأشخاص الرائعين.

Diğer insanlarla bağlantı kurabilmem ve belki onları daha az

هو الشعور بأنني أستطيع التواصل مع الآخرين

Ama sonra aynı düğüne gidecek olan insanlarla karşılaşıp durdum.

ومن ثم ظللتُ أقابل أشخاصًا ممن كانوا ذاهبين لنفس الزفاف،

O hâlde dünya genelindeki insanlarla ortak bir noktanız var.

فإن لديك شيء مشتركا مع الكثيرين حول العالم.

"çok mu ileri gidiyor?" diye soran insanlarla 1936 yılına kadar.

مع الناس يسألون "هل يذهب بعيدا؟" بقدر ما يعود إلى عام 1936.

Ve insanlarla bağımız olmadığı zaman, uğraşırız, bağ kurmanın bir yolunu buluruz

وهكذا عندما نفتقر للتواصل بالبشر فإننا نحاول التأقلم، ونحاول إيجاد طرق للاتصال،

Satış yapmayı, dışa dönük olmayı ve insanlarla konuşmayı içeren bir şey.

شيء يخص المبيعات، يتطلب أن تكون إجتماعي وتتحدث مع الناس.