Translation of "Ayrılmak" in Arabic

Ben ayrılmak üzereyim.

إنني على وشك أن أغادر.

Topluluklarından ayrılmak zorunda değiller.

من دون الحاجة إطلاقاً لمغادرة مجتمعاتهم.

Ben yakında ayrılmak zorundayım.

أحتاج إلى الترك قريبا.

Telefon çaldığında babam ayrılmak üzereydi.

كان أبي على وشك أن يغادر عندما رن جرس الهاتف.

Bana şirketten ayrılmak istediğini söyledi.

أخبرني أنه يريد ترك الشركة.

- O gitmek üzere.
- O ayrılmak üzere.

هي على وشك المغادرة.

- Sami ayrılmak zorunda kalacak.
- Sami gitmek zorunda kalacak.
- Sami terk etmek zorunda kalacak.

سيكون على سامي المغادرة.

Olduğunu ileri sürdüğü ve bir araya geldiği için, geçici bir süre için, kalıcı olarak ayrılmak yerine,

عند البعض ورفضها البعض الاخر حيث اكد مهران ان مئتان وعشرين