Translation of "Zorundayım" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Zorundayım" in a sentence and their arabic translations:

Denemek zorundayım.

علي أن أحاول.

Değiştirmek zorundayım.

يجب أن أبدل (ملابسي)

Çalışmak zorundayım.

عليّ أن أدرس.

Eve gitmek zorundayım.

يجب أن أذهب إلى البيت

Yatmaya gitmek zorundayım.

- عليّ أن أنام.
- عليّ الذهاب إلى النوم.

Camiye gitmek zorundayım.

عليّ أن أذهب إلى المسجد.

Onunla konuşmak zorundayım.

أنا تحدثت معهُ.

Tom'la konuşmak zorundayım.

أنا تحدثت مع توم.

Seninle konuşmak zorundayım.

أنا تحدثت معك.

Toplantıyı ertelemek zorundayım.

انا مضطر أن أؤجل الاجتماع.

Odamı temizlemek zorundayım.

يجب أن أنظف غرفتي

Seni durdurmak zorundayım.

علي أن أقفك.

Japonca çalışmak zorundayım.

عليّ أن أدرس اليابانية.

İlaç almak zorundayım.

عليّ أن آخذ الدواء.

Bahçeyi temizlemek zorundayım.

يجب أن أنظف الحديقة

Şimdi gitmek zorundayım.

- علي الذهاب الآن.
- يجب علي أن أذهب الآن.

Tuvalete gitmek zorundayım.

يجب عليي الذهاب إلى الحمام

Jim'i görmek zorundayım.

علي أن أرى جيم.

Kocama söylemek zorundayım.

عليّ أن أخبر زوجي.

Evi temizlemek zorundayım.

يجب أن أنظف المنزل

Dairemi temizlemek zorundayım.

يجب أن أنظف شقتي

- Tuvalete gitmek zorundayım.
- Banyoya gitmem gerekiyor.
- Tuvaleti kullanmak zorundayım.

- يَجِبُ أَنْ أَذْهبَ إلى الحمّامِ.
- أحتاج لاستخدام الحمام.
- أحتاج لاستخدام المرحاض.

Ben yakında ayrılmak zorundayım.

أحتاج إلى الترك قريبا.

Bu derse katılmak zorundayım.

يجب علي حضور هذه المحاضرة

Bugün bankaya gitmek zorundayım.

يجب أن أذهب إلى البنك اليوم.

Ben onu bulmak zorundayım.

- عليّ أن أجدها.
- عليّ العثور عليها.

Pazartesi günü gelmek zorundayım.

يجب علي أن آتي يوم الإثنين

Elbette ona söylemek zorundayım.

بالطبع، يجب ان اخبرها.

Şimdi gitmek zorundayım. Güle güle!

أنا يجب أن أذهب الآن. وداعا!

Bütün gün yatakta kalmak zorundayım.

- علي أن أبقى في السرير طوال اليوم.
- علي أن ألازم السرير طول اليوم.

- Yatmaya gitmek zorundayım.
- Uyumam lazım.

- عليّ أن أنام.
- عليّ الذهاب إلى النوم.
- لازم أنام.

Cep telefonumu şarj etmek zorundayım.

علي شحن هاتفي الجوال.

- Hastaneye gitmek zorundayım.
- Hastaneye gitmeliyim.

يجب ان اذهب للمستشفى.

Bu kasabadan dışarı çıkmak zorundayım.

علي أن أغادر هذه المدينة.

- Bir şekilde kalkmak zorundayım.
- Bir şekilde kalkmam gerekiyor.
- Her halükârda kalkmak zorundayım.

علي أن أنهض على كل حال.

Ona ne söylemek istediğimi düşünmek zorundayım.

علي التفكير بما أريد قوله.

- Birisiyle konuşmak zorundayım.
- Birisiyle konuşmam gerekiyor.

علي التكلم مع أحد.

Kitabı Cumartesiden önce geri vermek zorundayım.

عليّ أن أعيد الكتاب قبل السبت.

Neden bunu tek başıma yapmak zorundayım?

لم علي القيام بذلك بنفسي؟

- Şimdi eve gitmeliyim.
- Şimdi eve gitmek zorundayım.

يجب أن أذهب إلى البيت الآن.

Dirseğim çok acıyor. Sanırım hastaneye gitmek zorundayım.

مرفقي يُؤلِمني جدّا. أظن أنّه عليّ الذهاب إلى المستشفى.

Pazartesi günü kitapları kütüphaneye geri götürmek zorundayım.

عليّ إرجاع الكتب إلى المكتبة الإثنين.

- Uyumam lazım.
- Ben yatmaya gitmeliyim.
- Yatmak zorundayım.

- عليّ الذهاب إلى النوم.
- عليّ أن أخلد إلى النوم.

Ben ekipmanı temizlemek zorundayım, onu ortalıktan kaldır.

يجب أن أنظف المعدات، ثم أحزمها بعيدا.

- Yarın sabah gitmeliyim.
- Yarın sabah gitmek zorundayım.

علي بالذهاب غدا في الصباح.

Saatimi kaybettim, bu yüzden bir tane almak zorundayım.

أضعت ساعتي فعليّ الآن أن أشتري واحدة أخرى.

- Anneme yardım etmek zorundayım.
- Anneme yardım etmem gerekiyor.

يجب علي أن أساعد أمي.

Toplantıya ya sen ya da ben katılmak zorundayım.

يجب أن يحضر الاجتماع أحدنا، إما أنا أو أنت.

Ondan kurtulmak zorundayım. Daha fazla Facebook yok, bunu yapmıyorum.

علي التخلص منه . لا مزيد من الفيس بوك

- Ne yapmam gerekiyor?
- Ne yapmalıyım?
- Ne yapıyor olmalıyım?
- Ne yapmak zorundayım?

- ماذا عليّ أن أفعل؟
- ما الذي عليّ فعله؟
- ماذا علي أن أفعل؟

Saatimi kaybettim, bu yüzden şimdi başka bir tane satın almak zorundayım.

أضعت ساعتي فعليّ الآن أن أشتري واحدة أخرى.

- Gitmeliyim.
- Şimdi gitmek zorundayım.
- Şimdi gitmeliyim.
- Gitmem gerek.
- Ben gitmeliyim.
- Şimdi gitmem gerek.

يجب أن أذهب.

- Ne yapmam gerekiyor?
- Ne yapmalıyım?
- Ne yapıyor olmalıyım?
- Ne yapayım?
- Ne yapmak zorundayım?

- ماذا عليّ أن أفعل؟
- ما الذي عليّ فعله؟
- ماذا علي أن أفعل؟