Translation of "Telefon" in Arabic

0.012 sec.

Examples of using "Telefon" in a sentence and their arabic translations:

Bir telefon geldi.

رَنَّ هاتفي.

telefon konuşmalarının içeriği,

إلى محتوى محادثاتهم الهاتفية،

Nerede telefon açabiliriz?

أين يمكنني إجراء مكالمة هاتفية؟

Sana telefon edeceğim.

سأتصل بك.

Tom'a telefon ettim.

اتصلت بتوم.

Telefon numaranı unuttum.

أنا أنسى رقم هاتفك.

- Telefon numaran nedir?
- senin telefon numaran ne,nasıl?

ما هو رقم هاتفك؟

Acil telefon numarası nedir?

ما هو رقم الطوارئ؟

Telefon numaranızı alabilir miyim?

هل أستطيع الحصول على رقم هاتفك؟

İşte benim telefon numaram.

هذا رقم هاتفي.

Telefon rehberine bakabilir miyim?

- ألي بدليل الهاتف؟
- أيمكنني أن أتصفح دليل الهاتف؟

Odamda bir telefon var.

يوجد هاتف في غرفتي.

Onun telefon aramasını bekliyorum.

إني أنتظر اتصالاً هاتفياً منه.

Telefon çaldığında banyo yapıyordum.

كنت أستحم عندما رن الهاتف.

Telefon faturanı ödedin mi?

هل سددت فاتورة هاتفك؟

Fadıl polise telefon edebilirdi.

كان بإمكان فاضل أن يتّصل بالشّرطة.

Sami, Leyla'ya telefon etti.

اتّصل سامي بليلى.

Sami polise telefon etti.

اتّصل سامي بالشّرطة.

Telefon numaram 789'dur.

رقم هاتفي 789.

- Kullanılmış bir telefon satın aldım.
- İkinci el bir telefon satın aldım.

اشتريت جوال مستعمل.

Akıllı telefon, tablet veya bilgisayar.

الهاتف الذكي والجهاز اللوحي، والحاسوب.

Posta,telefon,telgraf değil mi?

البريد ، الهاتف ، برقية ، أليس كذلك؟

Ya telefon yan odada kalmış

أو الهاتف في الغرفة المجاورة

Onun telefon numarasını hatırlıyor musun?

هل تذكر رقم هاتفه؟

Öğle yemeği yerken, telefon çaldı.

رنّ جرس الهاتف و أنا آكل طعام الغداء.

- Size telefon var.
- Telefonunuz var.

أحدهم على الهاتف يريدك.

Telefon çaldığında dışarı çıkmak üzereydim.

كنت على وشك الذهاب عندما رَنّ الهاتف.

Telefon çaldığında babam ayrılmak üzereydi.

كان أبي على وشك أن يغادر عندما رن جرس الهاتف.

"Zilim var, kapım yok." "Telefon."

لي جرس وليس لي باب " الهاتف " .

Ben senin telefon numaranı kaybettim.

أضعت رقم هاتفك.

Bana telefon etmene gerek yok.

لست بحاجة للاتصال عليّ.

Cebinizdeki telefon sizin için orada olan

فالهاتف الذي في جيبك يفتح لك عالمًا من الناس

Hemşireler telefon açmaz, pilot sesini çıkarmaz,

الممرضة لم تتصل، والطيار لم يتكلم

Tek ihtiyacınız, telefon, tablet veya bilgisayar,

كان كل ما احتجته هو هاتف ذكي، جهاز لوحي، أو حاسوب،

Telefon yazılım işine de girdi Google

كما دخل الهاتف أعمال البرمجيات جوجل

Telefon çaldı, ama kimse onu yanıtlamadı.

رنّ الهاتف لكن لم يجب أحد.

Ben öğle yemeği yerken telefon çaldı.

- رنّ الجرس عندما كنت أتغدّى.
- رنّ جرس الهاتف و أنا آكل طعام الغداء.

O her zaman telefon numaramı unutur.

هي دائما ما تنسى رقم هاتفي.

Unutmadan önce onun telefon numarasını yaz.

سجل رقم هاتفه قبل نسيانه.

- Bu çevrede halk açık bir telefon var mı?
- Bu çevrede umumi bir telefon var mı?

هل هناك هاتف عمومي في هذه المنطقة؟

İstasyondan çıktı ve yakındaki telefon kulübesine girdi.

خرجت من المحطة واتجهت إلى أقرب هاتف عمومي

Akıllı telefon, dijital asistan ve Roombas kullanıyoruz.

نحن نستخدم الهواتف الذكية والآلات الحاسبة و المكانس الحديثة.

Akıllı telefon nesli için son derece uygun;

ملائمة تمامًا لجيل الجوالات الذكية...

Bir çoğunuz posta,telefon,telgraf cevabını vermedimi?

الكثير منكم لم يرد على البريد والهاتف والبرقية؟

Posta telefon telgraf olarak biliniyordu fakat orijinali

كان الهاتف البريدي معروفًا ببرقية ، ولكنه الأصلي

Sen gelmeden önce lütfen bana telefon et.

من فضلك اتصل بي قبل أن تأتي.

- Ann'e kim telefon etti?
- Ann'i kim aradı?

من الذي اتصل بآن.

Kablo, internet veya hatta telefon olmadan çok önce

منذ وقتٍ طويلٍ قبل أن يصبح هناك قنوات تلفزيونية أو إنترنت أو حتى هاتف،

O telefon konuşmalarının belirsizliği beni hayal kırıklığına uğrattı.

خيب أملي الغموض في تلك المحادثات الهاتفية.

Bu grupların topluluk içinde telefon kullanma kuralları farklıdır.

ولا يتقاسمون ذات المفترضات الخاصة بقواعد آداب سلوك استخدام الهاتف:

Tablet telefon neydi ki o ataride oynadığın oyunlar

ما هي ألعاب الهاتف اللوحي التي لعبتها في هذا الممر

"Ben iki hasretlinin arasında dururum. Onları konuştururum." "Telefon."

انا اقف بين شوق اثنين واجعلهم يتكلمون فمن اكون ؟ . "الهاتف "

- Dania, git Fadıl'a telefon et.
- Dania, git Fadıl'ı çağır.

نادي فاضلا يا دانية.

Tom bu sabahın erken saatlerinde Mary'den bir telefon çağrısı aldı.

تلقى طوم باكرا هذا الصباح مكالمة هاتفية من ماري

İşe atla gitmek veya çevirmeli telefon kullanmak gibi bir şey olur.

يشبه الذهاب للعمل بالحُصان أو استخدام الهواتف الدوارة.

Hiçbir şirket adı, telefon numarası, e-posta adresi, posta adresi yoksa,

بدون اسم للشركة، رقم هاتف، بريد الكتروني، صندوق بريد --

- Tom'a telefonu almasını söyle.
- Tom'a telefon açmasını söyle.
- Tom'a telefonu açmasını söyle.

- قل لتوم أن يرفع سماعة الهاتف.
- قل لتوم أن يرد على الهاتف.

Yıllarca tanıştığı Bin dokuz yüz doksan beş yılında Beşar'a ulaşan bir telefon görüşmesini

وخمسةٍ وتسعين يخبره ان اخيه باسل وريث العرش قد مات وعليه

Aradığınız telefon ya kapalı ya da kapsama alanı dışında, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.

الهاتف المتحرك الذي طلبته مغلق أو خارج نطاق الخدمة حالياً، يرجى الاتصال لاحقاً.

Telefon hattını keserek iletişimi yeterince sekteye uğratmış olduk. En dramatik tarafı da birkaç polis memurunun bizimle gelmesiydi.

لذلك فإنّنا بعزل هذا المكان أعقنا الاتصالات بشكل كبير. أكثر ما كان مؤثّراً في الأمر، هو أنّ بعض رجال الشرطة جاؤوا معنا.