Translation of "Víctima" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Víctima" in a sentence and their turkish translations:

- Eres la víctima de un engaño.
- Eres la víctima de una trampa.

Sen bir aldatmaca kurbanısın.

No culpes a la víctima.

Mağduru suçlama!

Ella no es la víctima.

O kurban değil.

¿Quién sería su próxima víctima?

Onun bir sonraki kurbanı kim olacaktı?

Fue víctima de su propia ambición.

Kendi hırsının kurbanı oldu.

Tom no fue la única víctima.

Tom tek kurban değildi.

Un cachorro joven es una víctima ideal.

Ufak bir yavru ideal bir kurbandır.

La blasfemia es un crimen sin víctima.

Dine küfretmek kurbansız bir suçtur.

La víctima se vio involucrada en una pelea.

Ölü adam bir kavgaya karıştı.

El asesino apuñaló repetidas veces a la víctima.

Kurban katil tarafından defalarca bıçaklandı.

Tom es la víctima de un terrible crimen.

Tom korkunç bir suçun kurbanı.

Con pelos químicamente receptivos, huele cómo se acerca su víctima.

Kıllarındaki kimyasal alıcılarla yaklaşan kurbanının kokusunu alır.

O el acosador escolar que aprendió a disculparse ante su víctima.

Mağdur ettiği kişiden özür dileyen zorbaya bir bakın.

La víctima había recibido una paliza y la habían dejado morir.

Kurban dövülmüş ve ölüme terk edilmiş.

Me convertí en una sobreviviente de abuso en lugar de una víctima.

Artık bir kurban değil, cinsel istismarla baş etmiş biriydim.

Una víctima que no compra lo del gran gato malo es Sanjay Gubbi.

Büyük kötü kedi etiketine rağbet etmeyen kurbanlardan biri Sanjay Gubbi.

- Dios no existe.
- La blasfemia es un crimen sin víctima.
- No hay dios.

Tanrı var değildir.

Tom le dijo a la policía que había sido víctima de una encerrona.

Tom polise kendine komplo kurulduğunu söyledi.

La policía pensó que la víctima era Tom, pero no fueron capaces de identificar el cuerpo.

Polisler kurbanın Tom olduğunu düşündü fakat cesedi tanıyamadılar.

En los pulmones de la víctima se encontraron rastros de jabón. Supongo que la ahogaron en la bañadera.

Kurbanın akciğerlerinde sabun izleri bulundu. Sanırım onlar onu banyoda boğdular.

La descripción gráfica del asesinato de la víctima fue muy dura para su madre, quien salió llorando de la corte.

Kurbanın katili tarafından yapılan çarpıcı betimleme, gözyaşları içinde mahkemeyi terk eden annesine çok ağır geldi.