Translation of "Cachorro" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Cachorro" in a sentence and their turkish translations:

El cachorro perdido.

Kayıp yavru.

¿Quieres un cachorro?

Bir yavru köpek ister misin?

Un cachorro se separó.

Yavrulardan biri ayrı düşmüş.

Su cachorro está limpio.

Onun köpek yavrusu temiz.

Ella salvó al cachorro.

O, köpek yavrusunu kurtardı

El cachorro quiere dormir.

Küçük köpek uyumak istiyor.

El cachorro intentó atrapar mi mano.

Yavru köpek elimi ısırdı.

Un cachorro joven es una víctima ideal.

Ufak bir yavru ideal bir kurbandır.

La cachorro la lamió en la mejilla.

Köpek yavrusu onu yanağından yaladı.

Cuando era niño, tenía un cachorro de perro.

Ben çocukken yavru bir köpeğim vardı.

El cachorro la miró con ojos muy tristes.

Yavru köpek çok üzgün gözlerle ona baktı.

El cachorro crecía más y más cada día.

- Yavru her gün gittikçe daha da büyüdü.
- Köpek yavrusu her gün gittikçe büyüdü.

A un perro joven se lo llama "cachorro".

Genç bir köpek "enik" olarak adlandırılır.

El chico abrazó a su pecho al cachorro.

Çocuk köpeğin göğsüne sarıldı.

Un encuentro podría ser mortal para su cachorro bullicioso.

Karşı karşıya gelirlerse toy yavrusu hayatından olabilir.

Él puso a su cachorro el nombre de Pooch.

O, eniğine Pooch adını verdi.

- Quiero un cachorro.
- Quiero un perrito.
- Quiero un cachorrito.

Ben bir köpek yavrusu istiyorum.

El único ojo sano del cachorro me ruega que le adopte.

Yavru köpeğin tek iyi gözü benimseme için yalvarıyor.

¿Cuándo debería dejar de darle de comer comida de cachorro a mi perro?

Köpeğimi köpek mamasıyla beslemekten ne zaman vazgeçmeliyim?

Mi perro se llama Julie. Nos llegó a casa siendo en pequeño cachorro.

Köpeğimin adı Julie'dir. O önce küçük bir köpek yavrusu olarak evimize geldi.

Tom le regaló a su niño de tres años un cachorro para Navidad.

Tom, üç yaşındaki oğluna Noel için bir köpek yavrusu verdi.