Translation of "Ritmo" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Ritmo" in a sentence and their turkish translations:

Un ritmo galopante en el corazón

kalbin çok güçlü atmasını

Tom necesita un cambio de ritmo.

Tom'un hız değişikliğine ihtiyacı var.

Estoy tratando de mantener el ritmo.

Ayak uydurmaya çalışıyorum.

Siguen un ritmo monótono y extrañamente entretenido,

ve garip bir şekilde eğlenceli olarak ileri ve geri gidiyor

Y mi trabajo era seguirle el ritmo.

ve benim işimse denemek ve sürdürmekti.

Golpetea un ritmo para ponerla de humor.

Dişiyi havaya sokmak için ritim tutuyor.

Siente el ritmo y sigue el pulso.

Ritmi hissedin ve tempoyu takip edin.

Se conectará profundamente con el ritmo del océano,

...okyanusun ritmiyle derinden bir bağ kuracak.

Si podemos seguir el ritmo de esta situación

bu duruma ayak uydurabilirsek

¡Es inútil si no lo haces con ritmo!

Eğer bunu bir ritmle yapmazsan işe yaramaz!

Me gusta el ritmo lento de esta canción.

Ben bu şarkının yavaş ritminden hoşlanıyorum.

Me gusta el ritmo lento de esa canción.

- O şarkının yavaş ritmini severim.
- Ben o şarkının yavaş ritminden hoşlanıyorum.

El ritmo cardíaco del bebé era 143, lo normal.

bebeğin kalp atışı 143'tü, normal oran.

Al ritmo que vamos, no llegaremos a esos números.

Bu oranda devam edersek, bu sayıya ulaşamayacağız.

Andas demasiado rápido para que pueda seguir tu ritmo.

Sana yetişemeyeceğim kadar çok hızlı yürüyorsun.

Nunca se ha visto un ritmo de extinción tan acelerado

Tarihin en hızlı nesil tükenme hızını yaşıyoruz

No pude correr lo suficientemente rápido para seguirles el ritmo.

Onlara yetişmek için yeterince hızlı koşamadım.

Le costó seguirle el ritmo a sus compañeros de clase.

O, sınıf arkadaşların ayak uydurmak için mücadele etti.

Tom decidió dejar de intentar seguir el ritmo de Mary.

Tom Mary'ye ayak uydurmaya çabalamaktan vazgeçmeye karar verdi.

Pero, para algunos animales, el ritmo del cambio es demasiado rápido.

Ama bazı hayvanlar için değişime ayak uydurmak zor.

Él andaba tan deprisa que ella no podía seguirle el ritmo.

O, o kadar hızlı yürüdü ki o ona ayak uyduramadı.

Tom encuentra difícil seguir el ritmo del resto de la clase.

Tom sınıfın geri kalanına ayak uydurmayı zor buluyor.

Lo que sabemos sobre el cerebro está cambiando a un ritmo acelerado.

Beyin hakkında bildiğimiz şey onun nefes kesici bir hızla değişiyor olması.

Donde la luna y las mareas determinan el ritmo de la vida.

Ay ile gelgitlerin hayatın ritmini belirlediği bir dünya.

La contaminación lumínica y la acústica están cambiando el ritmo de vida.

Işık ve gürültü kirliliği hayatın ritmini değiştiriyor.

Me gusta esta canción, tienen un buen ritmo y se puede bailar.

Bu şarkıyı seviyorum. Güzel bir ritmi var ve dans edilebilir.

Él está tocando un ritmo de cha cha cha a la batería.

O, bateri setinde ça ça ça ritmini çalıyor.

Para ayudarles a terminar su semestre o su año sin perder el ritmo.

dönemlerini veya yıllarını aksatmadan bitirmelerine yardımcı olmak için.

Ya que la infraestructura no pudo seguir el ritmo del crecimiento de la población:

altyapı nüfus artışına ayak uyduramadığı için

Tatoeba crece a un ritmo de cientos o incluso miles de frases al día.

Tatoeba günde yüzlerce, hatta binlerce cümle oranında büyür.

Se mueve como una reina y muestra que tiene el ritmo en la sangre.

O bir kraliçe gibi hareket eder ve kanında ritmi olduğunu gösterir.

Me di cuenta que tampoco podía mantener el ritmo yendo a la par con ellos.

onların hızına ayak uyduramayacağımı da anladım.

El ciclo lunar determina el ritmo de los muchos dramas del mar a la noche.

Ay döngüsü, geceleyin denizde yaşanan pek çok dramın ritmini belirler.

El año pasado, la pobreza en este país cayó al ritmo más rápido en casi 50 años.

Geçen yıl, bu ülkede yoksulluk yaklaşık 50 yıldaki en hızlı oranda düştü.

Yo puedo describir China, especialmente en relación a las grandes ciudades como Beijing, en una frase - China es un país cuyo ritmo de vida es ambos rápido y sin prisa.

Ben, özellikle Pekin gibi büyük şehirler ile ilgili olarak Çin'i tek bir cümleyle açıklayabilirim. - Çin, yaşam hızı hem hızlı hem de keyifli bir ülkedir.