Examples of using "Resistir" in a sentence and their turkish translations:
karşı koyacak hiçbir şey yok
karşı koymak imkansız
Direnmeliyim.
Bu matara... Ağırlığımı taşıyor gibi.
Günah dışında her şeye direnebilirim.
Daha fazla direnip direnemiyeceğimi bilmiyorum.
Cazibeye direnemez.
Sonuna kadar dayanacağız.
gemiler bu akıntıya karşı koyamıyor
metrelerce seyahat edebilmesi gerekir
İngilizcenin işgal edilişine dayanmalıyız.
Alkışlamaktan kendimi alamadım.
Ayartılmaktan başka her şeye dayanabilirim.
ve yeterince sağlam olup olmadığını bilmiyorum.
huzurlarında kalabilme cesareti,
- Evim depreme dayanıklı olarak dizayn edilmiştir.
- Evim depreme dayanacak şekilde tasarlanmıştır.
doğanın zekâmız karşısında çok zayıf olduğu anlayışı...
Hiçbir adam çekici bir kadına karşı koyamaz.
Herhangi bir zorluğun üstesinden gelebileceğime eminim.
Tom bakmak istemiyordu ama kendini tutamadı.
Ben dayanamıyorum.
Tom'un boynunu sıkma dürtüsüne karşı koymak zordu.
Ayartılmaktan başka her şeye dayanabilirim.
Cazibeye rağmen pes etmemek için bedel ödemeye razısınızdır.
Göğüs göğüse çarpışmaya uygun olmayan Moğollar,kararlı Müslüman süvarilerine dayanamazlardı