Translation of "Reino" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Reino" in a sentence and their turkish translations:

Nuestro ejército atacó el reino.

Ordumuz krallığa saldırdı.

Su reino es vuestro infierno.

Onun krallığı senin cehennemindir.

Él fue desterrado del reino.

O, krallıktan uzaklaştırıldı.

- ¿Por qué vas a visitar el Reino Unido?
- ¿Por qué vas al Reino Unido?

Neden İngiltere'yi ziyaret ediyorsun?

Porque cuando observamos el reino animal,

Çünkü, hayvanlar alemine baktığımızda

Él reinó con justicia su reino.

O krallığı adil şekilde yönetti.

Tomemos el Reino Unido y su monarquía.

Birleşik Krallık ve monarşisine bir bakalım:

Camas de cuidados intensivos del Reino Unido

İngiltere yoğun bakım yatak sayısının

Nuestro ejército tomó el reino por sorpresa.

Ordumuz krallığa baskın yaptı.

El rey reinaba su reino con justicia.

Kral, krallığını adil biçimde yönetti.

El reino fue invadido por el enemigo.

Krallık düşman tarafından işgal edildi.

RU es la abreviación de Reino Unido.

BK, Birleşik Krallık'ın kısaltmasıdır.

Londres es la capital del Reino Unido.

Londra, Birleşik Krallık'ın başkentidir.

La capital de Reino Unido es Londres.

Birleşik Krallık'ın başkenti Londra'dır.

¿Alguna vez has estado en el Reino Unido?

İngiltere'de hiç bulundun mu?

¿Cuál es mayor, Japón o el Reino Unido?

Hangisi daha büyüktür, Japonya mı yoksa İngiltere mi?

Él ha ido al Reino Unido dos veces.

O, iki kez İngiltere'de bulundu.

- Este libro se trata de la vida en Reino Unido.
- Este libro es de la vida en el Reino Unido.
- Este libro trata de la vida en el Reino Unido.

Bu kitap İngiltere'deki yaşamı ele alır.

Tres hombres en Reino Unido habrán muerto por suicidio?

Birleşik Krallık'ta üç erkeğin intihar edeceğini biliyor musunuz?

"El significado no se encuentra en el reino material;

"Anlam, madde aleminde bulunan bir şey değildir;

Voy al Reino unido para ver a mis padres.

Ailemi görmek için Birleşik Krallık'a gidiyorum.

India fue gobernada por Reino Unido durante muchos años.

- Hindistan uzun yıllar boyunca Büyük Britanya tarafından yönetildi.
- Hindistan uzun yıllar Birleşik Krallık tarafından yönetildi.

Claramente yo ya no pertenecía al reino de los enfermos.

açık bir şekilde hastaların krallığına ait değildim artık.

De Alemania, del Reino Unido, de Francia y Canadá combinadas.

ve Kanada'nın nüfusları toplamından daha büyük.

En el reino de los ciegos, el tuerto es rey.

- Körlerin ülkesinde, tek gözlü adam kraldır.
- Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler.

Bahrein se convirtió en un reino en el año 2002.

Bahreyn 2002 yılında bir krallık oldu.

Los Estados Unidos son una república, el Reino Unido no.

Amerika Birleşik Devletleri bir cumhuriyettir, Birleşik Krallık değildir.

A un camión se lo llama «lorry» en Reino Unido.

İngiltere'de "truck" bir "lorry" olarak adlandırılır.

Y fue reconocida por el Gobierno de Reino Unido en 2003.

2003 yılında Birleşik Krallık hükûmeti tarafından tanınmıştı.

La película salta entre escenas rodadas en todo el Reino Unido.

Film, Birleşik Krallık'ın her yerindeki sahne çekimlerinden meydana geliyor.

Y probablemente describí la mitad de los hombres mileniales en Reino Unido.

ve BK'deki Y Kuşağı erkeklerin muhtemelen yarısını.

Y, en ese tiempo, desarrolló la vista más compleja del reino animal.

Bu süre zarfında... ...hayvanlar âlemindeki en karmaşık görme yetisini geliştirdi.

El Reino Unido está compuesto por Inglaterra, Escocia, Gales e Irlanda del Norte.

Birleşik Krallık; İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'dan oluşur.

- Mi familia es inglesa de nacimiento.
- Mi familia es originaria de Reino Unido.

Ailem İngiltere kökenlidir.

Lancé una nueva línea de ayuda nacional en el Reino Unido para personas mayores,

Yaşlılar için yeni milli yardım hattını İngiltere'de piyasaya sürdüm,

Pero si usan nuestra línea de ayuda en el Reino Unido, también oirán risas.

Ama bizim İngiltere'deki yardım hattımıza gelirseniz, siz de gülüşmeler duyarsınız.

El centraliza su reino aún más al construir fuertes e iglesias y expande la capital

sonrasında yönetimini ; kiliseler, surlar yapıp, Targoviste ve diğer şehirleri

reino de Moldavia, cumpliendo debidamente el juramento de lealtad que le diera a su primo.

destek verir ve ittifak yemini eder.

Desde su nueva capital Vlad espera unir a todos los valacos en un reino y, seguro

Vlad yeni başkentinden tüm Eflak'ı birleştirip tek bir krallık altında yönetme fantezisi kurmaya başlar

El setenta por ciento de las personas en el Reino Unido no sabe hablar una segunda lengua.

İngiltere'deki insanların yüzde yetmişi, ikinci bir dil konuşamazlar.

- Es más fácil que un camello pase por el agujero de una aguja a que un rico entre al Reino de Dios.
- Es más fácil que un camello pase por el ojo de una aguja que que un rico entre en el Reino de Dios.

Bir devenin bir iğnenin deliğinden geçmesi bir zengin kişinin Tanrı'nın krallığına girmesinden daha kolaydır.

¿A qué es semejante el reino de Dios, y con qué lo compararé? Es semejante al grano de mostaza, que un hombre tomó y sembró en su huerto; y creció, y se hizo árbol grande, y las aves del cielo anidaron en sus ramas.

Tanrı'nın alemi nasıl bir yer? Neyle kıyaslayacağım onu? Bir adamın alıp bahçesine ektiği hardal tohumu tanecikleri gibi. Büyüyüp kocaman bir ağaç oldu, ve sonra göğün kuşları dallarına misafir oldu.