Translation of "Animal" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "Animal" in a sentence and their turkish translations:

- Sos un animal.
- Eres un animal.

Sen bir hayvansın.

Miré al animal y el animal me miró.

Hayvana baktım ve hayvan bana baktı.

¡Cambia el animal!

Hayvanı değiştir!

Soy un animal.

Ben bir hayvanım.

- El león es un animal.
- Un león es un animal.

- Aslan bir hayvandır.
- Aslan, bir hayvandır.

Cuando este animal figura

bu hayvan figürleri yapıldığında

El animal fue clonado.

Hayvan klonlandı.

¡Ese animal es enorme!

O hayvan kocaman!

Él es un animal.

O bir hayvan.

Este animal es amigable.

Bu hayvan samimi.

¿Qué animal es grande?

Hangi hayvan büyük?

¿Qué animal es pequeño?

Hangi hayvan küçük?

Tom es un animal.

Tom bir hayvan.

Este animal es mío.

Bu hayvan benim.

¿Es este animal sagrado?

Bu hayvan kutsal mı?

El animal está comiendo.

Hayvan yer.

De hecho, deyince alimentación animal

yani aslında hayvan besliyor deyince

Debes atrapar vivo al animal.

Hayvanı canlı olarak yakalamalısın.

El animal murió de hambre.

Hayvan açlıktan öldü.

El caballo es un animal.

At bir hayvandır.

¿Cuál es tu animal favorito?

En sevdiğin hayvan hangisidir?

Lo vi golpeando al animal.

Onun hayvana vurduğunu gördüm.

¿Cuál es tu animal espiritual?

Senin ruh hayvanın nedir?

Este animal es muy inteligente.

Bu hayvan çok zeki.

¿Cómo se llama ese animal?

O hayvanın adı ne?

El león es un animal.

Aslan, bir hayvandır.

- El chita es el animal más rápido.
- El guepardo es el animal más rápido.

Çita en hızlı hayvandır.

Porque cuando observamos el reino animal,

Çünkü, hayvanlar alemine baktığımızda

Es un animal que desarrolla estrategias

Bu, strateji kuran

El hombre es un animal racional.

İnsan mantıklı bir hayvandır.

Una vaca es un animal útil.

İnek yararlı bir hayvandır.

Ese animal se alimenta de carne.

Bu hayvan etle beslenir.

El caballo es un animal doméstico.

At evcil bir hayvandır.

El caballo es un animal amigable.

At dost bir hayvandır.

El cocodrilo es un animal protegido.

Timsah korumalı bir türdür.

Fue mordida por un animal salvaje.

Vahşi bir hayvan tarafından ısırıldı.

¿Has dibujado un animal alguna vez?

Hiç hayvan resmi yaptın mı?

El hombre es un animal social.

İnsan sosyal bir hayvandır.

Él sabe poco sobre ese animal.

O, o hayvan hakkında çok az biliyor.

Conozco el nombre de este animal.

Bu hayvanın adını biliyorum.

El zorro es un animal salvaje.

Tilki vahşi bir hayvandır.

Un elefante es un animal fuerte.

Fil güçlü bir hayvandır.

El humano es un animal egocéntrico.

İnsan benmerkezcil bir hayvandır.

Un elefante es un animal enorme.

- Bir fil çok büyük bir hayvandır.
- Filler iri bir hayvandır.

El caballo es un animal útil.

At yararlı bir hayvan.

Solo los productos animal contienen colesterol.

Sadece hayvansal ürünler kolesterol içerir.

El erizo es un animal omnívoro.

Kirpi etotoburdur.

- El animal se volvió una leyenda local.
- El animal se convirtió en una leyenda del lugar.

Hayvan yerel bir efsane haline geldi.

Nada más peligroso que un animal acorralado.

Köşeye sıkışmış bir hayvandan daha tehlikeli bir şey yoktur!

Quiero parecerme más a un animal anfibio.

Daha çok amfibi bir hayvan gibi olmak istiyorum.

¿Sería posible que yo criara el animal?

Benim için hayvan beslemek mümkün mü?

El pequeño animal emanaba un mal olor.

Küçük hayvan kötü bir koku yaydı.

Un animal grande se escapó del zoo.

Büyük bir hayvan, hayvanat bahçesinden kaçtı.

Cada animal se preocupa por su nido.

Her hayvan kendi yuvasıyla ilgilenir.

¿Cómo se llama este animal en japonés?

Japoncada bu hayvanı nasıl adlandırıyorsunuz?

El hombre es un animal de costumbres.

İnsan, alışkanlıklarının kölesidir.

¿No tienes ninguna planta o animal, verdad?

Hiçbir bitki ya da hayvana sahip değilsin, değil mi?

Ellos están en contra del abuso animal.

Onlar hayvanların yanlış kullanılmasına karşılar.

No sé cómo se llama ese animal.

- Bu hayvana ne dendiğini bilmiyorum.
- Bu hayvanın adını bilmiyorum.

Este animal es más grande que aquél.

Bu hayvan öbüründen daha büyüktür.

El delfín es un animal muy inteligente.

Yunus çok zeki bir hayvandır.

Toca un animal para oír su sonido.

Sesini işitmek için bir hayvana dokunun.

El caimán es un animal muy agresivo.

Bir timsah çok tehlikeli bir hayvandır.

- El hombre es el único animal capaz de reír.
- El hombre es el único animal que puede reírse.

İnsan gülebilen tek hayvandır.

- El cerdo hormiguero es un animal de porte medio.
- El cerdo hormiguero es un animal de tamaño mediano.

Yerdomuzu orta boyutta bir hayvandır.

Cuando se le induce miedo a un animal,

bir hayvana korku aşıladığınız zaman,

Esto puede cambiar el comportamiento de un animal

Bu bazen hayvanın davranışını değiştiriyor

No es frecuente ver un animal tan pequeño.

Bu kadar küçük bir hayvanı görmek çok nadirdir.

Que ese animal libre y salvaje me aceptara.

Vahşi, özgür bir hayvan tarafından bütünüyle kabullenilmek

Una chita corre tan rápido como cualquier animal.

Bir çita herhangi bir hayvan kadar hızlı koşar.

El animal luchó por salir de la jaula.

Hayvan, kafesten çıkmak için çabaladı.

El hombre es un animal social por naturaleza.

İnsan doğası gereği sosyal bir hayvandır.

Él puso una trampa para atrapar al animal.

Hayvanı yakalamak için bir tuzak kurdu.

El hombre es el único animal que habla.

İnsan, konuşan tek hayvandır.

El único animal que ríe es el hombre.

İnsan gülen tek hayvandır.

Si yo fuera un animal, sería un delfín.

Ben bir hayvan olsaydım, yunus olurdum.

No eres un elefante. Eres un animal pequeño.

Bir fil değilsin. Küçük bir hayvansın.

Este es un animal encontrado en ese desierto.

Bu, o çölde bulunan bir hayvandır.

A veces el perro es un animal peligroso.

Bir köpek bazen tehlikeli bir hayvandır.

La ciencia está intentando identificar al extraño animal.

Bilim garip hayvanı tanımlamak için çalışıyor.

- El hombre es el único animal que usa el fuego.
- El hombre es el único animal que utiliza el fuego.
- El ser humano es el único animal que utiliza el fuego.

İnsan ateşi kullanan tek hayvan.

- El hombre es el único animal que usa el fuego.
- El hombre es el único animal que utiliza el fuego.

İnsan, ateşi kullanan tek hayvandır.

Bueno, estoy aquí para hablarles de mi musa animal:

Sizlere ilham kaynağı hayvanımdan bahsetmeye geldim:

Este era un animal muy antisocial jugando con peces.

Buradaysa oldukça antisosyal bir hayvan balıklarla oyun oynuyor.

Un perro puede ser a veces un animal peligroso.

Bir köpek bazen tehlikeli bir hayvandır.

Este animal de peluche le pertenece a la niñita.

Bu doldurulmuş hayvan küçük kıza ait.

El niño cavó una tumba para el animal muerto.

Çocuk ölü hayvan için bir mezar kazdı.

Laika fue el primer animal en orbitar la Tierra.

Laika dünyanın yörüngesinde dönen ilk hayvandı.

Él no sabe casi nada acerca de ese animal.

O, o hayvan hakkında neredeyse bir şey bilmiyor.