Translation of "Atacó" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Atacó" in a sentence and their turkish translations:

Alguien atacó aquí

birileri buraya saldırmıştı

Alguien los atacó.

Biri onlara saldırdı.

Alguien me atacó.

Biri bana saldırdı.

Alguien lo atacó.

Biri ona saldırdı.

Ella le atacó.

O, ona saldırdı.

- Él me atacó por la espalda.
- Él me atacó por detrás.
- Él me atacó a traición.

O bana arkadan saldırdı.

Tom atacó a Mary.

Tom, Mary'ye saldırdı.

Alguien atacó a Tom.

Birisi Tom'a saldırdı.

- Ella le atacó con unas tijeras.
- Ella lo atacó con unas tijeras.

O, bir makas ile ona saldırdı.

También atacó a los ortodoxos

Ortodokslara da saldırıyordu

Nuestro ejército atacó el reino.

Ordumuz krallığa saldırdı.

El enemigo atacó el pueblo.

Düşman kasabaya saldırdı.

El perro atacó al niño.

Köpek küçük çocuğa saldırdı.

El enemigo atacó por detrás.

Düşman arkadan saldırdı.

El ladrón la atacó en un callejón.

Soyguncu bir arka sokakta ona saldırdı.

Un perro feroz atacó a la niña.

Vahşi bir köpek kıza saldırdı.

Un grupo de jóvenes atacó al anciano.

Gençlerden oluşan bir grup yaşlı adama saldırdı.

El enemigo nos atacó por la noche.

Düşman bize gece saldırdı.

A Tom le atacó un perro callejero.

Tom başıboş bir köpek tarafından saldırıya uğradı.

El perro de Tom atacó a Mary.

Tom'un köpeği Mary'ye saldırdı.

Una manada de lobos atacó al viajero.

Bir grup kurt, gezginlere saldırdı.

Cerca de Friedland, atacó. Esperaba una victoria fácil.

Friedland yakınlarında bulduğunda saldırdı. Kolay bir zafer bekliyordu.

El hombre la atacó con intención de matarla.

Adam onu öldürmek niyeti ile ona saldırdı.

Un enjambre de avispones atacó a los niños.

Bir eşek arısı sürüsü çocuklara saldırdı.

Un enjambre de avispas atacó a los niños.

Bir eşekarısı sürüsü çocuklara saldırdı.

Ella le atacó con un bate de béisbol.

O, bir beyzbol sopası ile ona saldırdı.

En su discurso él atacó la política del gobierno.

O, konuşmasında hükümetin politikasına saldırdı.

No atacó a los cruzados solo a musulmanes y judíos

haçlı orduları sadece Müslümanlara ve Yahudilere saldırmadı

Rápidamente impuso el orden, le dio la vuelta y atacó.

Hızla düzen koydu, tersine çevirdi ve saldırdı.

- Él fue atacado por un tiburón.
- Le atacó un tiburón.

Bir köpek balığı tarafından saldırıya uğradı.

- Tom fue atacado por un lobo.
- A Tom lo atacó un lobo.

Tom bir kurt tarafından saldırıya uğradı.

Atacó al Segundo Ejército de Bagration en Saltanovka, pero no pudo evitar su

Saltanovka'da Bagration'ın İkinci Ordusu'na saldırdı, ancak kaçışını engelleyemedi

Primero atacó el puerto español de Valparaíso, donde llevó oro y vino Chilenos.

İlk olarak Valparaíso'daki İspanyol limanını vurdu. Oradan Şilili altını ve şarabı çaldı.

Lannes atacó a una fuerza rusa más grande en Pułtusk, pero fue un asunto sangriento e indeciso.

Lannes, Pułtusk'ta daha büyük bir Rus gücüne saldırdı, ancak bu kanlı ve kararsız bir olaydı.