Translation of "Recibimos" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Recibimos" in a sentence and their turkish translations:

Recibimos y compartimos.

Biz alıp paylaşırız.

recibimos otra amenaza legal.

Başka bir yasal tehdit aldık.

Recibimos una cálida bienvenida.

- Biz sıcak karşılandık.
- Sıcak bir karşılamayla ağırlandık.
- Bizi sıcak karşıladılar.

Recibimos un gran paquete.

Biz büyük bir paket aldık.

- No recibimos su carta hasta ayer.
- Hasta ayer no recibimos tu carta.
- Tan solo ayer recibimos tu carta.

- Mektubunu düne kadar almamıştık.
- Mektubunu ancak dün alabildik.
- Düne kadar mektubunu almadık.

- Recibimos el rumor de su muerte.
- Recibimos la noticia de su muerte.

Onun ölüm haberini aldık.

Cada vez recibimos menos estudiantes.

Gittikçe daha az sayıda öğrenci oluyoruz.

Lo recibimos con los brazos abiertos.

Biz kollarımızı açarak onu kabul ettik.

Y recibimos muchos comentarios sobre este tema

Ve bu konu üzerinde çok fazla yorum aldık

Recibimos una ingrata acogida de los lugareños.

Köylüler tarafından düşmanca karşılandık.

Recibimos muy buenos comentarios y nos divertimos mucho en estos comentarios

Çok güzel yorumlar aldık ve biz bu yorumlarda çok eğlendik

Recibimos críticas, pero nos divertimos mucho. Espero que te diviertas también

Eleştiri aldık ama biz çok eğlendik. Umarım siz de eğlenmişsinizdir

En perspectiva, estoy sumamente agradecida por la respuesta positiva que recibimos,

Geçmişe dönüp baktığımda, aldığım olumlu tepkiler için çok minnettarım

Recibimos la noticia cuando estábamos en el campamento del Collado Sur.

Zirveye ulaşıldığının haberi geldiğinde...

Desafortunadamente, mezclamos nuestro idioma con la cultura occidental y árabe y recibimos palabras extrañas

dilimizi malesef, batı ve Arap kültüründen harmanlaşarak garip garip kelimeler almışız

Pero si no recibimos tratamiento, si no cumplimos con las condiciones adecuadas, puede convertirse en neumonía

fakat tedavi olmazsak, uygun şartları sağlamazsak zatürre'ye çevirebilir

- Señor, recibimos una llamada de un caballero mientras usted estuvo ausente.
- Un caballero lo intentó contactar durante su ausencia, señor.

- Siz yokken bir beyefendi aradı, efendim.
- Bir beyefendi sizin yokluğunuzda aradı, efendim.