Examples of using "Cálida" in a sentence and their turkish translations:
Onu sıcak bir gülümsemeyle selamla.
- Biz sıcak karşılandık.
- Sıcak bir karşılamayla ağırlandık.
- Bizi sıcak karşıladılar.
Bizi sıcak karşıladılar.
Onu sıcak bir gülümsemeyle karşıla.
Bu oda çok sıcak.
Sıcak, yünlü bir etek arıyorum.
Onları çok içten bir biçimde karşıladı.
Sesi kibar ve sıcaktır.
Elim ılık suda.
Sıcak bir yaz akşamıydı.
Sıcak bir karşılama beklemiyordum.
O sıcak, samimi bir toplantı oldu.
Aile beni çok sıcak bir biçimde karşıladı.
Kemal Sunal'ın öyle sıcak bir gülüşü vardı ki
Yaz, en sıcak mevsimdir.
Oda misafirler için sıcak tutuldu.
Güneş ışığı odamı ısıtır.
Mary ayak parmaklarını sıcak kuma gömdü.
Koyunların yünleri yüzyıllardır giysi yapımında kullanılır.
- Oda sıcaktı.
- Oda ılıktı.
Ada yıl boyunca ılıktır.
Uzun, susuz ve sıcak bir mevsimin sonuna gelinmiş. Gündüz sıcaklıkları 40 dereceyi aşıyor.