Translation of "Noticia" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Noticia" in a sentence and their turkish translations:

- ¡Difunde la noticia!
- ¡Difundid la noticia!
- ¡Difunda la noticia!
- ¡Difundan la noticia!

Haberi yay!

Son noticia.

dolayısıyla haber değerleri vardır.

¡Qué mala noticia!

Ne kötü haber!

¿Tienes alguna noticia?

Hiç haberin var mı?

Pero la buena noticia

İyi haber şu ki

¿Tienes alguna buena noticia?

Hiç iyi haberin var mı?

La noticia la entristeció.

Haber onu üzdü.

La noticia le satisfizo.

Haber onu memnun etti.

¿Cómo tomó la noticia?

O haberi nasıl aldı?

¿Es una buena noticia?

O iyi haber mi?

Es una buena noticia.

Bu iyi haber.

Ha circulado esa noticia.

O haber yayıldı.

Esta noticia es oficial.

Bu haber resmîdir.

¿Cuándo escuchaste la noticia?

Haberi ne zaman duydun?

- La noticia tiene gran importancia.
- La noticia es de gran trascendencia.

Haber büyük önemdedir.

- Es una buena noticia para mí.
- Para mí es una buena noticia.

Bu benim için iyi bir haber.

- Hashimoto me contó la noticia.
- Recibí la noticia de parte de Hashimoto.

Haber bana Hashimoto tarafından anlatıldı.

- Escuché la noticia en la radio.
- Oí la noticia por la radio.

Ben haberi radyoda duydum.

¿Cuál es la buena noticia?

İyi haber nedir?

La noticia derrumbó nuestras esperanzas.

Haber umutlarımızı yıktı.

La noticia la inquietó mucho.

Haber onu çok rahatsız etti.

La noticia le hizo feliz.

Haber onu mutlu etti.

La noticia nos sorprendió mucho.

Haber bizi çok şaşırttı.

Empecemos con la buena noticia.

İyi haberle başlayalım.

La noticia parece ser falsa.

Haber yanlışmış gibi görünüyor.

¿La noticia puede ser verdad?

Haber gerçek olabilir mi?

La noticia puede ser cierta.

Haber doğru olabilir.

Esta es una gran noticia.

Bu önemli haber.

Me dio esa noticia Hashimoto.

O haberi Hashimoto'dan aldım.

La noticia recorrió toda Europa.

- Haber Avrupa genelinde yayıldı.
- Haber tüm Avrupa'yı dolaştı.

Esa es una mala noticia.

Bu kötü haber.

La noticia le afectó mucho.

Haber onu derinden etkiledi.

La noticia escandalizó al público.

Haber kamuoyunu şok etti.

¿Quién habrá difundido esa noticia?

O haberi kim yaymış olabilir ki?

Esto para nadie es noticia.

Bu kimse için haber değil.

Tengo una muy buena noticia.

Çok iyi bir haberim var.

¿Cómo reaccionó con la noticia?

Onun habere tepkisi neydi?

¿Puede ser cierta esta noticia?

Bu haber doğru olabilir mi?

- Rompió a llorar por la noticia.
- Ella rompió en llanto cuando supo la noticia.

Haber onu gözyaşlarına boğdu.

Y esta es la buena noticia:

İyi haber ise şu:

Pero aquí viene la buena noticia:

Ama iyi haberler şu ki:

Cuando ella escuchó la noticia palideció.

Haberi duyunca, benzi sarardı.

La noticia la llenó de angustia.

Haber onu üzüntü ile doldurdu.

La noticia no puede ser cierta.

Haber doğru olamaz.

La noticia la puso muy triste.

Haber onu çok üzdü.

Parece que la noticia era falsa.

Haber yanlışmış gibi görünüyor.

La noticia me la contó Ito.

Haber bana Ito tarafından anlatıldı.

La noticia le pilló por sorpresa.

Haber onu çok şaşırttı.

Mamá quedó sorprendida con la noticia.

Annem habere şaşırdı.

Me pidió comentar una noticia breve.

Acilen bir konuşma yapmamı rica ettiler.

Los medios no difunden esta noticia.

Medya bu hikayeleri rapor etmiyor.

Todavía no ha oído esta noticia.

O, bu haberi hâlâ duymadı.

Tengo una noticia maravillosa para ti.

Sana harika bir haberim var.

Esta noticia me ha hecho feliz.

Bu haber beni mutlu etti.

Escuché la noticia en la radio.

Ben haberi radyoda duydum.

Todo el mundo sabe la noticia.

- Haberi herkes duymuş.
- Haberi herkes biliyor.

¿Cómo te enteraste de esa noticia?

O haber hakkında nasıl öğrendin?

¿Has recibido alguna noticia de Australia?

Avustralya'dan hiç haber aldın mı?

Pensamos que la noticia era cierta.

Biz mesajın doğru olduğunu düşündük.

¿Cómo reaccionó a la mala noticia?

Kötü habere nasıl tepki verdi?

La noticia causó una enorme conmoción.

Haber büyük bir heyecan yarattı.

Pronto, te contaré una buena noticia.

- Yakında size birkaç güzel haber vereceğim.
- Yakında sana birkaç güzel haber vereceğim.

Tengo una mala noticia para ella.

Onun için kötü haberim var.

Para mí es una buena noticia.

Bu benim için iyi bir haber.

Nos sorprendimos al escuchar la noticia.

Biz haberi duyduğumuza şaşırdık.

Esta es noticia vieja para mí.

Bu benim için eski bir haber.

La noticia le rompió el corazón.

Haber onun kalbini kırdı.

- La buena noticia es que te podremos ayudar.
- La buena noticia es que lo podremos ayudar.

İyi haber bizim size yardımcı olabileceğimizdir.

La buena noticia de esta exitosa estrategia

Bu çok başarılı stratejinin iyi yanı

Consideren esa horrible noticia en Boko Haram:

Örneğin, Boko Haram teröristlerinin

La buena noticia es que podemos hacerlo.

İyi haber, bunu yapabiliriz.

Los Tupamaros vuelven a ser noticia internacional.

Tupamaro'lar bir kez daha uluslararası basında manşet oldu.

Esto es noticia en periódicos muy importantes

bu çok önemli gazetelerde haber oldu yahu

¡No sé si tienes alguna noticia pero!

haberiniz var mı bilmiyorum ama!

Supongo que ya habrás oído la noticia.

Sanırım, haberi duymuş olacaksın.

Sin duda tú has escuchado la noticia.

Şüphesiz haberi duydun.

El hombre se sorprendió con la noticia.

Adam habere şaşırdı.

La noticia del accidente provocó alerta pública.

Kaza haberi kamu alarmına neden oldu.

La noticia se difundió por todo Japón.

Haber bütün Japonya'ya yayıldı.

Me acuerdo que le di esa noticia.

Ona o haberi söylediğimi hatırlıyorum.

La noticia de su fallecimiento es falsa.

Öldüğü doğru değil.

Se puso pálida al oír la noticia.

Haberi duyduğunda benzi sarardı.

¿Estás preparado para oír la mala noticia?

Kötü haberi duymaya hazır mısın?

La buena noticia nos esperaba en casa.

Güzel haber evde bizi bekliyordu.

Al oír la noticia ella se desmayó.

Haberi duyunca bayıldı.

Obtuve la noticia de una fuente confiable.

Haberi güvenilir bir kaynaktan aldım.

Tom prometió darle la noticia a Mary.

Tom haberi Mary'ye söyleyeceğine söz verdi.

Tom quedó atónito al oír la noticia.

Tom haberi duyduğunda şaşkına döndü.

¿Cuál fue su reacción a esta noticia?

Onun bu habere tepkisi ne oldu?