Translation of "Llevarán" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Llevarán" in a sentence and their turkish translations:

Las ofiuras siempre se llevarán su comida".

"Yılan yıldızlarının yemeğini çalması her zaman sorun olacak."

Llevarán a maneras de hacer las cosas muy distintas.

bir şeyleri yapmanın çok ayrı yönlerini kullanacaklarını söylüyor.

Me estoy preguntando ¿hasta dónde me llevarán 100 dólares?

100 dolar beni ne kadar taşıyacak merak ediyorum.

Y los poderes vendrán y se los llevarán de casa

Ve yetkiler gelip evinden alacak onları

Esas dos cosas solas no llevarán a una igualdad de género.

Fakat bu iki şey bizi cinsiyet eşitliğine ulaştırmazdı.

De ahora en adelante las reuniones se llevarán a cabo en turco.

Toplantılar bundan sonra Türkçe yapılacak.