Translation of "Maneras" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Maneras" in a sentence and their turkish translations:

Intenté de muchas maneras,

Elimden gelen her yolu denedim

De todas maneras iremos.

Her halükarda, gideceğiz.

E imaginarnos maneras de rehacernos.

ve bu sorunları nasıl düzeltebileceğimizdi.

Hay dos maneras de tratarlo:

bununla başa çıkmanın yollarını öğrendim.

De siete maneras distintas de inmediato.

yedi farklı şekilde bakma becerim var.

La injusticia se presenta de maneras sorprendentes.

Adalet beklenmedik yollarla çalışır.

La lengua puede usarse de muchas maneras.

- Dil çeşitli şekillerde kullanılabilir.
- Lisan muhtelif şekillerde kullanılabilir.

La cual no existe de todas maneras.

zaten böyle bir şey de yok.

La IA puede aparecer de muchas maneras diferentes.

Yapay zekâ farklı şekillerde ortaya çıkabilir.

Este problema puede ser resuelto de varias maneras.

- Bu sorun, çeşitli şekillerde çözülebilir.
- Bu problem, çeşitli şekillerde çözülebilir.

Llevarán a maneras de hacer las cosas muy distintas.

bir şeyleri yapmanın çok ayrı yönlerini kullanacaklarını söylüyor.

Hay muchas maneras, pueden visitarnos en Color of Change

Birçok yolla Color of Change'de bizi ziyaret edebilirsiniz,

Aunque él era pobre, de todas maneras era feliz.

Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.

Y Sigal dice hay tres maneras de hacer esto:

Sigal bunu yapmanın üç yolu olduğunu söylüyor:

Me quedé conmocionado por su falta de buenas maneras.

Onun görgü yokluğu yüzünden dehşete düştüm.

Que ha sido odiada y borrada de maneras muy concretas.

LGBTQI kadınlarının cinselliği için bu ikiye katlanıyor.

De todas maneras, un año después de empezar mi viaje,

Yine de bu yola çıktıktan bir sene sonra

Esta frase se puede traducir de muchas maneras al árabe.

Bu cümle Arapçaya birçok yolla çevrilebilir.

De todas maneras, la mayoría no llegaría a ser existosa.

yine de çoğunluk bu konuda başarısız.

Estaría definido por maneras diferentes y opuestas de hacer las cosas,

çekişmeli, ayrı ve farklı bir şekilde bir şeyler yapmakla

Como ciudadano del mundo, conozco maneras de superar las barreras culturales.

Dünya vatandaşı olarak, kültürel engellerin üstesinden gelmenin yollarını biliyorum.

Ahora me acuerdo y me doy cuenta de que desarrollé siete maneras

Geçmişe bakıyorum da, bir sözcüğe bakıp hangi sözcük olduğunu belirlemek için

- Tenemos que idear algún medio de escape.
- Podemos idear algunas maneras de huir.

Bazı kaçış vasıtaları bulmalıyız.

Pero lo cierto es que de muchas maneras y en muchos lugares del mundo,

Ancak gerçek dünyanın her yerinde pek çok farklı şekilde etrafımızı sarmış,

No tiene sentido hablar contigo, porque de todas maneras no vas a hacer lo que te digo.

Seninle konuşmamın bir anlamı yok, çünkü zaten söylediğim gibi yapmayacaksın.

Una de las maneras de aprender una lengua extranjera es interactuar con hablantes nativos de ese idioma.

Bir yabancı dili öğrenmenin bir yolu o dilin konuşuru ile iletişim içinde olmaktır.

Pero la asamblea de Maduro, llena de lealistas, se reunió de todas maneras y rápidamente removió a la Fiscal

Ama Maduro'nun yandaşlarıyla dolu meclisi buna rağmen toplandı

- No me interesa cuanto cueste. Me lo voy a comprar de todas formas.
- No me interesa el costo. Lo voy a comprar de todas maneras.

Ne kadar olduğu umurumda değil. Ben zaten onu alacağım.

El carácter obligatorio de la escolaridad es rara vez analizado en la multitud de trabajos dedicados al estudio de las varias maneras de desarrollar en los niños el deseo de aprender.

Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.