Translation of "Vendrán" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Vendrán" in a sentence and their turkish translations:

- Ellos vendrán.
- Vendrán.

Onlar gelecek.

Vendrán.

Onlar gelecekler.

- ¿Vendrán aquí mañana?
- ¿Ellos vendrán aquí mañana?

- Yarın buraya mı geliyorlar?
- Yarın buraya geliyorlar mı?

¿Vendrán aquí mañana?

Yarın buraya mı geliyorlar?

- Mas ellos vendrán aquí mañana.
- Pero ellos vendrán aquí mañana.

Ama onlar buraya yarın gelecekler.

- Ellos también vendrán a la fiesta.
- Ellas también vendrán a la fiesta.

Onlar da partiye geliyor olacaklar.

Ellos probablemente vendrán en auto.

Onlar muhtemelen arabayla gelecekler.

¿Cuándo vendrán nuevamente a Melbourne?

Melbourne'e tekrar ne zaman döneceksin?

Cualquier día vendrán los extraterrestres.

Uzaylılar herhangi bir gün gelecek.

Estoy seguro de que vendrán.

Eminim gelecekler.

Las oportunidades no vendrán a mi

karşıma fırsatlar çıkmaz

Mis primos vendrán en unos días.

Kuzenlerim birkaç gün içerisinde geliyorlar.

Mañana vendrán dos jóvenes esperantistas de Europa.

Yarın Avrupa'dan iki tane genç Esperanto konuşanı geliyor.

Todos los rayos dañinos vendrán a la tierra

bütün zararlı ışınlar yeryüzüne gelecek

Si no tienen un carro, vendrán en taxi.

Bir arabaları yoksa, taksi ile gelirler.

- Mis hijos vendrán conmigo.
- Mis hijos vienen conmigo.

Çocuklarım benimle geliyorlar.

¿Quieren explorar el túnel de agua? Bien, vendrán conmigo. Vamos.

Demek su olan tüneli keşfetmek istiyorsunuz? Tamam, benimle geliyorsunuz. Hadi.

Y los poderes vendrán y se los llevarán de casa

Ve yetkiler gelip evinden alacak onları

- Dígame a qué hora vendrá.
- Díganme a qué hora vendrán.

Bana geleceğiniz saati söyleyin.

De otro modo, los peces no vendrán. Miren, allí hay uno.

Yoksa balıklar oraya gelmez. Bakın, bir tane geçiyor.

Pero hay un problema. Los gavilanes de Cooper saben que vendrán.

Ama bir sorun var. Cooper atmacaları geleceklerini biliyor.

El señor y la señora Yamada vendrán a casa el mes que viene.

Bay ve Bayan Yamada gelecek ay eve gelecekler.

Esta es la parte que lo separa de los 100 pramits que vendrán después de eso

ondan sonra gelecek olan 100 pramitten onu ayıran kısım ise bu