Translation of "Hayan" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Hayan" in a sentence and their turkish translations:

Cielos, espero que hayan acertado.

Tanrım, umarım doğru karardır. 

Agradezco que muchos hayan aceptado.

Çoğunun evet demiş olmasına minnettarım.

No creo que hayan entendido.

Onların anladığını sanmıyorum.

Ojalá todos hayan llegado a salvo.

Herkesin güvenli bir şekilde vardığını umuyorum.

Puede que algunos funcionarios hayan sido corrompidos.

Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.

No creo que ellos nos hayan oído.

Onların bizi duyduğunu sanmıyorum.

No cuentes tus polluelos hasta que hayan nacido.

- Dereyi görmeden paçaları sıvama.
- Gurkun cücüğü güzün sayılır.
- Tavuğun cücüğünü güzün sayarlar.

O lo bien que hayan educado a sus hijos.

hiç fark etmez.

Tal vez hayan visto un perro como este antes,

Belki de daha önce bunun gibi bir köpek görmüşsünüzdür

No es que nuestros eventos no hayan llevado alegría.

Bunlar, bizim orada yaptıklarımızın başarısız olmasından, onları mutlu

Me alegro de que me hayan invitado a cenar.

Ben akşam yemeğine davet edildiğim için memnun oldum.

Es posible que se me hayan olvidado las llaves.

Muhtemelen anahtarlarımı unuttum.

- Tienes suerte que no te hayan disparado.
- Tienes suerte de que no te dispararan.
- Eres afortunado de que no te hayan disparado.

Vurulmadığın için şanslısın.

Y quizá Uds. hayan sido antes uno de esos niños.

Ve belki, belki bu çocuk daha önce sizdiniz.

O que se hayan incluido en sus feeds de noticias.

veya haber akışlarına gelen şeyler için de.

La inundación fue la peor catástrofe que jamás hayan tenido.

Sel, yaşadıkları en büyük felaketti.

Estoy muy agradecido de que me hayan aceptado tan calurosamente.

Beni bu kadar sıcak bir şekilde kabul ettikleri için çok minnettarım.

Y quizás muchos de Uds. se hayan preguntado lo mismo.

Ve belki birçoğunuz aynı soruyu kendine sormuştur.

Por favor, llámenme en cuanto hayan decidido lo que quieren hacer.

Ne yapmak istediğinize karar verdiğiniz zaman beni arayın lütfen.

Tom se alegra mucho de que se hayan acabado las clases.

Tom okulun bittiğine çok memnun.

No estarán contentos hasta que nos hayan sacado todo lo que tenemos.

Onlar sahip olduğumuz her şeyi alıncaya kadar mutlu olmayacaklar.

La profundidad de la amistad no depende de cuan largo se hayan conocido.

Arkadaşlığın derinliği tanışıklığın uzunluğuna bağlı değildir.

Pero que hayan probado si les gustan los palitos de pescado o el surimi.

ancak bu balığı eğer balık çubukları veya surimi yedinizse tatmışsınızdır.

Pienso que es improbable que extraterrestres similares a los que vemos en las películas hayan visitado nuestro planeta alguna vez.

Filmlerde gördüklerimize benzer uzaylıların şu ana kadar gezegenimizi ziyaret etmiş olmalarının olası olmadığını düşünüyorum.

- Estoy sorprendido de oír que los precios han subido a tan altos niveles.
- Estoy sorprendido de oír que los precios hayan subido tanto.

Fiyatların çok yüksek gittiğini duyduğuma şaşırdım.

Creo que es una vergüenza que algunos profesores de lengua extranjera hayan podido graduarse de la universidad sin nunca haber estudiado con un hablante nativo.

Sanırım bazı yabancı dil öğretmenlerinin bir yerli konuşucu ile çalışmadan üniversitelerden mezun olmaları bir ayıptır.