Examples of using "Salvo" in a sentence and their turkish translations:
Artık güvendesin.
Güvende miyiz?
Sen güvendesin.
Ben güvendeyim.
Burada güvende miyiz?
Seni güvende tutmalıyım.
Tom güvende mi?
O güvenle ulaştı.
Onun güvende olduğunu umuyorum.
Kediler emin ellerde.
O benimle birlikte güvende olacak.
O benimle güvende olacak.
Ben sadece güvende olmak istiyorum.
Onlar burada güvende olacaklar.
Ben hariç kimse aç değildi.
Güvende olduğunu gördüğüme sevindim.
Şimdi güvende miyim?
Biz hariç herkes terk etti.
Senin sırrın benimle güvendedir.
Herkesin güvenli bir şekilde vardığını umuyorum.
Burada güvende olacağımızı düşündüm.
Sanırım artık güvendeyiz.
Tom kampa güvenle geldi.
Dün sağ salim buraya geldi.
Sadece hayatınız söz konusuysa.
"Çok şükür güvende. Kayanın altında." dedim.
Burada kaldığın sürece güvendesin.
Bu sabah sağ salim geldim.
Güvende olduğundan emin olmak istiyorum.
Tom güvende.
Tom hariç bütün tayfa terk etti.
Tom'un güvende olacağını bilmem gerekiyor.
Burası dışında, çok basit değil.
Burada herhangi bir tehlikeden güvende olacaksın.
Güvende olduğun için rahatladım.
Seni sağ salim gördüğüme sevindim.
Sağ salim geri döndüğüne memnunum.
Rahatladık, o, kazasız belasız döndü.
Bütün gün şikâyet etmekten başka bir şey yapmadı.
Tom'un güvende olduğundan emin olmak istiyorum.
Tom'un tamamen güvenli olacağına sizi temin ederim.
Bu ülke saldırıya karşı güvenlidir.
Biri hariç tüm işçiler eve gitti.
Rahatladım, o, eve sağ salim geldi.
Havuç hariç, onun yemeyeceği hiçbir şey yok.
Sırrın benimle güvende olacak.
Ben sadece Tom'un güvende olduğunu bilmeni istiyorum.
Kendimizden başka suçlayacak hiç kimsemiz yok.
En azından Tom'un şu anda güvende olduğunu biliyorum.
Mary hariç kimse gelmedi.
Bazı yolcular yaralandılar ama diğerleri güvendeydiler.
Önemli olan tek şey, güvende olmandır.
Tom'un güvende olup olmadığını bilmiyorum.
Bu şeyi güvenli şekilde uçurup öyle inmek istiyoruz.
böylece bir yere gidemez. Bu beni güvende tutar.
Ancak, ilk kez, bu beni umutsuzlukla doldurmadı.
Banka, paramızın güvende olduğuna dair bize güvence verdi.
Kendimden başka suçlayacak hiç kimsem yok.
Bana doğruyu söylemezsen sana yardım edemem.
Burada nasıl yaşayacağımızı düşünmekten başka seçeneğimiz yok.
Oğlunun sağ salim döneceğinden eminim.
Dünya kasıp kavrulurken beni ancak sen kurtarabilirdin.
Gececi yaratıkların güvenli yuvalarına dönme vakti.
Ertesi sabaha kadar beklemekten başka yapacak bir şey yoktu.
Biz kurtarıldık ama bir bedel ödenmesi gerekiyordu.
Sığınaktayım, rüzgâr almıyorum, kötü havadan korunuyorum
Sonuncusu ölene kadar güvende değilsiniz.
Bu nükleer çağda dünyada hiçbir ülke güvenli değildir.
çünkü anladım ki dünyanın zihinsel geleceği güvendeydi.
Seyretmekten başka bir şey yapamadı.
Bu dünyada ölüm ve vergiler hariç hiçbir şeyin kesin olduğu söylenemez.
John'un anne babası onun güvende olduğunu duydukları için rahatlamış görünüyorlardı.
Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
Derisinin zarları sayesinde onu güvende tutabiliyor... ...ağaçların tepesinde.
Panzehiri güvenli şekilde almak için doğuya gitmeli ve hızlıca ilerlemeliyiz.
Bütün hayvanlar, insanın dışında, yaşamın asıl işinin ondan zevk almak olduğunu biliyor.
getirme hedefine ulaşmaya kendini adaması gerektiğine inanıyorum ."
- Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
- Pazar hariç her gün çalışırım.
- Geçen hafta ayrıldığından başka bir şey bilmiyorum.
- Geçen hafta gitmesinin dışında bir şey bilmiyorum.
Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.