Examples of using "Favorable" in a sentence and their turkish translations:
Bu olumlu fırsattan yararlandım.
Onun yeni kitabı tatminkar bir alışla karşılaştı.
Olumlu yanıtını sabırsızlıkla bekliyorum.
Olumlu cevabını almayı sabırsızlıkla bekliyorum.
itmiştir. Mahran, ikiyüz yirmi evlilik sözleşmesinin Mısır'da son zamanlarda yapılan bir deney