Translation of "Encontró" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Encontró" in a sentence and their turkish translations:

- Encontró trabajo.
- Encontró un trabajo.

O bir iş buldu.

Encontró trabajo.

O bir iş buldu.

Él lo encontró.

O onu buldu.

Ella lo encontró.

O onu buldu.

Tom encontró algo.

Tom bir şey buldu.

¿Qué encontró Tom?

Tom ne buldu?

¿Quién la encontró?

Kim onu buldu?

¿Quién te encontró?

Kim seni buldu?

María encontró uno.

Mary bir tane buldu.

Él nos encontró.

Bizi o buldu.

- Él encontró la puerta cerrada.
- Encontró la puerta cerrada.

O, kapıyı kapalı buldu.

- Tom encontró la experiencia vivificante.
- Tom encontró la experiencia emocionante.

Tom deneyimi neşelendirici buldu.

¿Y saben qué encontró?

ve ne bulmuş biliyor musunuz?

Cuadragésimo día se encontró

Kırkıncı günde bir araya gelerek

¿Encontró alguna buena solución?

İyi bir çözüm buldun mu?

Él encontró mi bicicleta.

- O benim bisikletimi buldu.
- Bisikletimi buldu.

¿Dónde encontró el dinero?

O parayı nerede buldunuz?

Tom encontró un tesoro.

Tom bir define buldu.

¿Cómo nos encontró Tom?

Tom bizi nasıl buldu?

Mary encontró a Tom.

Mary, Tom'u buldu.

Tomás encontró un meteorito.

Tom bir göktaşı buldu.

Tom encontró a Mary.

Tom, Mary'yi buldu.

Tom encontró un trabajo.

- Tom bir iş buldu.
- Tom bir işe girdi.

Tom encontró otro trabajo.

Tom başka bir iş buldu.

Finalmente Tom encontró trabajo.

Tom sonunda bir iş buldu.

¿Quién encontró mi billetera?

- Kim benim cüzdanımı buldu?
- Cüzdanımı kim buldu?

- Tom encontró lo que buscaba.
- Tom encontró lo que estaba buscando.

Tom aradığı şeyi buldu.

Encontró la escuela sin dificultad.

Okulu zorlanmadan buldu.

¿Dónde se encontró el cuerpo?

Ceset nerede bulundu?

Él encontró a sus padres.

O, ebeveynlerini buldu.

Tom se encontró con Mary.

Tom, Mary'yle buluştu.

Ella encontró un hombre muerto.

Kız ölü bir adam buldu

Ella le encontró un asiento.

Ona bir koltuk buldu.

La encontró. Pero con un costo.

Dişiyi buldu. Ama ne pahasına?

Y es cómo, quizá, encontró pareja.

Bu dişi, eşini de bu şekilde bulmuş olabilir.

Encontró un programa llamado Fundación Vocacional

bulduğu Meslek Vakfı'ndaki programdan

Encontró una experiencia amarga y frustrante.

bunu acı ve sinir bozucu bir deneyim olarak gördü.

Afortunadamente, él encontró un buen asiento.

Allahtan, o iyi bir koltuk buldu.

Ella encontró un trabajo como mecanógrafo.

O bir katip olarak işe girdi.

Parece que ella encontró un novio.

O bir erkek arkadaş bulmuş gibi görünüyor.

Encontró una pelota en el jardín.

O, bahçede bir top buldu.

Ella me encontró un buen asiento.

O, bana iyi bir koltuk buldu.

Entonces se encontró fuera de peligro.

O şimdi tehlikeyi atlattı.

Tom encontró un empleo para Mary.

Tom Mary'ye bir iş buldu.

La policía no encontró ninguna pista.

Polis hiçbir ipucu bulamadı.

Quiero ver lo que Tom encontró.

Tom'un ne bulduğunu görmek istiyorum.

Él encontró el tesoro sin querer.

O, istemeden bir hazine buldu.

¿Encontró Tom lo que estaba buscando?

Tom aradığını buldu mu?

Él me encontró una bonita corbata.

O, bana hoş bir kravat buldu.

Ella finalmente encontró sus llaves perdidas.

Sonunda kayıp anahtarını buldu.

Ella encontró un trabajo como mecanógrafa.

O, bir daktilo memuru olarak bir iş buldu.

Él no encontró ni un trozo.

Bir parça bile bulamadı.

Recientemente él encontró un buen trabajo.

O geçenlerde iyi bir iş buldu.

Tomás encontró un huevo de dinosaurio.

Tom bir dinozor yumurtası buldu.

Se encontró en un compromiso terrible.

O kendini kötü,zor bir duruma düşürdü.

Tom encontró interesante su nuevo empleo.

Tom yeni işini ilginç buldu.

Tom encontró un empleo como mecánico.

Tom bir tamirci olarak bir iş buldu.

Tom encontró divertido conversar con Mary.

Tom konuşmak için Mary'yi eğlenceli buldu.

Cristóbal Colón no encontró la fama, fue la fama la que encontró a Cristóbal Colón.

Christopher Columbus, ün bulmadı. Christopher Columbus'u bulan ündü.

Él encontró una pelota en el jardín.

O, bahçede bir top buldu.

Encontró su llave y abrió la puerta.

Anahtarını buldu ve kapıyı açtı.

Él encontró un lindo departamento para Mary.

O, Mary için güzel bir daire buldu.

La caja que él encontró estaba vacía.

Onun bulduğu kutu boştu.

Tom encontró un trébol de cuatro hojas.

Tom dört yapraklı bir yonca buldu.

Tom es el que encontró tus llaves.

Anahtarlarını bulan Tom'du.

Al fin encontró a su hermano desaparecido.

Sonunda kaybolan erkek kardeşini buldu.

Kate encontró el reloj que había perdido.

Kate kaybettiği saati buldu.

Meg encontró un trébol de cuatro hojas.

Meg dört yapraklı yonca buldu.

Ella encontró el monedero debajo del escritorio.

O, çantasını masanın altında buldu.

La policía encontró sangre en el suelo.

Polisler yerde biraz kan buldular.

Tom encontró una billetera en la acera.

Tom kaldırımda bir cüzdan buldu.

Tom encontró una cartera en la banqueta.

Tom kaldırımda duran bir cüzdan buldu.

Tom encontró un cadáver en la playa.

Tom sahilde bir ceset buldu.

La policía encontró la bicicleta de Tom.

Polisler Tom'un bisikletini buldu.

Tom todavía no encontró un buen trabajo.

Tom hâlâ iyi bir iş bulmadı.

Tom encontró algunas gangas en el mercadillo.

Tom bit pazarında birkaç iyi alışveriş buldu.

El perro de Layla encontró un cadáver.

Leyla'nın köpeği bir ceset buldu.

Tom encontró un buen sitio para esconderse.

- Tom saklanacak iyi bir yer buldu.
- Tom saklanmak için iyi bir yer buldu.

- Tom encontró las llaves que pensó haber perdido.
- Tomás encontró las llaves que creía que había perdido.

Tom kaybettiğini sandığı anahtarları buldu.

Encontró esta situación como la primera en Europa.

Avrupa'da ilk bizim gibi karşıladı bu durumu.

Tom se encontró con Mary camino del colegio.

Tom okula giderken Mary'ye rastladı.

Él encontró la caja debajo de la mesa.

O, masanın altındaki kutuyu buldu.

Se encontró agua en los pulmones del muerto.

Ölü adamın akciğerlerinde su bulundu.

Se rumorea que ella encontró un nuevo empleo.

Onun yeni bir iş bulduğuna dair söylentiler var.

Tom todavía no encontró lo que estaba buscando.

Tom aradığı şeyi hâlâ bulamadı.

Se encontró inesperadamente con ella en el mercado.

O, markette beklenmedik bir şekilde ona rastladı.

Corrió tan rápidamente que se encontró sin aliento.

O kadar hızlı koştu ki nefes nefese kaldı.

Encontró por casualidad la cámara que había perdido.

Şans eseri kayıp kamerasını buldu.

Tom encontró a Mary en un mercadillo local.

Tom yerel bit pazarında Mary'yle buluştu.

Tom encontró la llave que creía haber perdido.

Tom kaybettiğini düşündüğü anahtarı buldu.

Tom encontró sus gafas y se las puso.

Tom gözlüğünü buldu ve onu taktı.

Tom se encontró con Mary en el desayuno.

Tom sabah kahvaltısı için Mary ile buluştu.

Este es el muchacho que encontró tu reloj.

Bu, saatini bulan delikanlı.

Ken se la encontró de camino a casa.

Ken eve dönerken onunla karşılaştı.