Translation of "Recibir" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Recibir" in a sentence and their turkish translations:

- Acabo de recibir tu mensaje.
- Acabo de recibir vuestro mensaje.

Mesajını henüz aldım.

Hasta recibir asistencia médica.

tıbbi yardım alana dek

- Espero con ganas a recibir su carta.
- Estoy deseando recibir tu carta.

Mektubunu almayı dört gözle bekliyorum.

Acabo de recibir las noticias.

Az önce haberi aldım.

Estoy deseando recibir tu respuesta.

Cevabını almayı dört gözle bekliyorum.

Acabo de recibir tu carta.

Mektubunu az önce aldım.

Tú podrías recibir un disparo.

Sen vurulabilirsin.

Me honra recibir este premio.

Bu ödüle layık olmaktan onur duyuyorum.

Acabo de recibir este traje.

Az önce bu takımı aldım.

Prefiero regalar a recibir regalos.

Hediye vermeyi almaya tercih ederim.

Y los médicos deben recibir formación

Bütün doktorların, her bir hekimin reçeteli ağrı kesicilerin ve opiyatların

Acabamos de recibir un nuevo modelo.

Biz henüz yeni bir model aldık.

Me gusta recibir cartas de amigos.

Arkadaşlardan mektup almayı severim.

Acabo de recibir noticias de Tom.

Az önce Tom'dan haber aldım.

Estaba feliz de recibir mi sueldo.

Maaş çekimi aldığım için mutluydum.

Esa llamada que ningún padre debería recibir.

Hiçbir anne babanın almaması gereken bir telefondu.

Pero está por recibir una visita sorpresa.

...ama sürpriz bir ziyaretçisi var.

Esto ocurrió antes de recibir tu carta.

Bu, mektubunuzu almadan önce oldu.

Nadie salió a recibir a la puerta.

Kimse kapıya bakmadı.

Él es apto para recibir el premio.

Ödül almaya hak kazandı.

Me puso muy feliz recibir tu llamada.

- Aramana çok sevindim.
- Telefon etmene çok memnun oldum.

Aprecio toda la ayuda que pueda recibir.

Alabildiğim tüm yardımlar için minnettarım.

Me sorprendió recibir una llamada de Tom.

Tom'dan bir çağrı aldığıma şaşırdım.

¿De quién esperas recibir regalos de Navidad?

Kimden Noel hediyesi almayı bekliyorsun?

Y muy pronto, dejé de recibir llamadas telefónicas,

Ve çok geçmeden, telefonumun çalması durdu

Fuí al aeropuerto para recibir a mi padre.

Babamı karşılamak için havaalanına gittim.

Los políticos no se avergonzaban de recibir sobornos.

Politikacı rüşvet almaktan utanmıyordu.

Ese niño se alegró de recibir el regalo.

Şu çocuk hediye aldığı için mutluydu.

Espero con ganas a recibir su respuesta favorable.

Olumlu yanıtını sabırsızlıkla bekliyorum.

Anhelo recibir una contestación favorable por su parte.

Olumlu cevabını almayı sabırsızlıkla bekliyorum.

Pensé que Tom no tenía permitido recibir visitas.

Tom'un ziyaretçi almasına izin verilmediğini düşündüm.

Estamos a punto de recibir a los invitados.

Misafirlerimiz gelmek üzere.

Acabo de recibir una carta de mi novia.

Az önce kız arkadaşımdan bir mektup aldım.

Tom todavía no está listo para recibir visitas.

Tom henüz ziyaretçi kabul etmek için hazır değil.

Tom se rehúsa a recibir ordenes de Mary.

Tom Mary'den emirler almayı reddediyor.

No puedo recibir correos. No tengo correo electrónico.

Mektupları alamıyorum. E-mail adresim yok.

Nuestra ciudad no tiene infraestructura para recibir tantos turistas.

Şehrimiz çok sayıda turist için yeterli altyapıya sahip değil.

Perdí la esperanza de recibir el sueldo sin pagar.

Ödenmemiş maaşı almaktan vazgeçtim.

Recibir un regalo de ti fue una sorpresa inesperada.

Sizden bir hediye almak beklenmedik bir sürprizdi.

Vas a recibir un montón de regalos de cumpleaños.

Doğum gününde çok hediye alacaksın.

Me alegré mucho de recibir un regalo de ella.

Ondan bir hediye aldığıma çok memnun oldum.

Al recibir información nueva, comprobamos si encaja en esa imagen

Böylece herhangi bir bilgi geldiğinde resme uyup uymadığını kontrol ederiz

Anoche me quedé en casa para poder recibir tu llamada.

Çağrını alabilmek için dün gece evde kaldım.

Acabo de recibir mis libros de texto para este semestre.

Ben az önce bu dönemin ders kitaplarımı aldım.

- Si como político recibir dinero de una corporación no es corrupción, ¿entónces qué es?
- Recibir dinero de una corporación como político es definitivamente corrupción.

Bir politikacı olarak bir şirketten para almak kesinlikle yolsuzluktur.

Pero en tal caso, la mujer debe recibir dinero o dinero.

Fakat yine böyle bir durumda kadına mal veya para verilmek zorunda

He conseguido recibir la aceptación de mis padres para mi matrimonio.

Düğünüm için ailemin iznini almayı başardım.

El hombre se está lamentando después de recibir la triste noticia.

Adam üzücü haberi aldıktan sonra yas tutuyor.

Yo no debería recibir correos de odio en mi bandeja de entrada,

Ben, gelen kutuma nefret mesajları almayı dört gözle bekliyor değilim;

Ahora puede recibir sus antibióticos intravenosos en la comodidad de su hogar,

Artık evinin konforunda IV antibiyotiğini alabilir:

Espero que este proyecto de Google Maps nos permita recibir más apoyo.

...Google Haritalar projesinin desteği artıracağını umuyorum.

Llama ahora a 1-800 TATOEBA para recibir una frase completamente gratis.

Ücretsiz cümle için şimdi 1-800 Tatoeba'yı arayın.

Si es posible, me gustaría recibir nueva información acerca de este caso.

Eğer mümkünse, bu dava ile ilgili yeni bilgiler almak istiyorum.

Y si ella pudiese hacerse sus exámenes y recibir su tratamiento en casa,

Testlerini ve tedavisini de evde yaptırabilse,

Las filas de personas que esperaban recibir comida eran más largas que antes.

Yemek için bekleyen insan sıraları eskisinden daha uzundu.

- Él se rehusó a recibir el soborno.
- Él se negó a aceptar el soborno.

O, rüşvet almayı reddetti.

Solo en filosofía uno puede usar un argumento circular y recibir elogios por ello.

Sadece felsefede dairesel bir argüman kullanabilirsin ve bunun için övülürsün.

No tiene sentido halagar a un niño mimado. Ellos deben recibir una educación estrícta.

Şımarık bir çocuğu övmenin hiçbir faydası yok. Onlar sıkı bir eğitime maruz kalmalılar.

- Todos los participantes recibirán una remera.
- Todos los participantes van a recibir una remera.

Tüm katılımcılar bir tişört alacak.

Acabo de recibir de parte de uno de mis clientes un hermoso ramo de flores.

Ben sadece müşterilerimin birinden güzel bir çiçek demeti aldım.

Sin embargo Soult marchó hacia el norte con 20.000 hombres, capturando Badajoz… pero se retiró al recibir noticias

ancak Soult 20.000 adamla kuzeye yürüdü ve Badajoz'u ele geçirdi… ancak Barrosa yakınlarında bir düşman inişinin

- Va a recibir un choque al ver los resultados.
- Cuando vea los resultados le va a impactar.
- Cuando vea los resultados le va a asustar.
- Tendrá un impacto cuando vea los resultados.

O, sonucu öğrenirse şok olacak.

Todo individuo tiene derecho a la libertad de opinión y de expresión; este derecho incluye el de no ser molestado a causa de sus opiniones, el de investigar y recibir informaciones y opiniones, y el de difundirlas, sin limitación de fronteras, por cualquier medio de expresión.

Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.