Translation of "Definitivamente" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Definitivamente" in a sentence and their turkish translations:

¡Definitivamente!

Kesinlikle!

Definitivamente haré eso.

Bunu kesinlikle yapacağım.

definitivamente obtendrán un cuerpo

ula illa ki bir beden alacakalar

Él definitivamente no vendrá.

O kesinlikle gelmez.

Definitivamente creo que sí.

Kesinlikle öyle düşünüyorum.

Fue definitivamente un engaño.

Bu kesinlikle bir aldatmacaydı.

Voy definitivamente a continuar.

Kesinlikle destekliyorum.

Eso es definitivamente posible.

Bu oldukça mümkündür.

- Tom, definitivamente, tiene una voz agradable.
- Tom tiene una voz agradable, definitivamente.

Tom'un kesinlikle güzel bir sesi var.

Definitivamente, esa es la meta.

O kesinlikle hedeftir.

Esa es definitivamente una posibilidad.

O, kesinlikle bir olasılıktır.

Definitivamente te voy a extrañar.

Ben seni kesinlikle özleyeceğim.

Tom definitivamente está planeando algo.

Tom kesinlikle bir şeylerin peşinde.

Yo definitivamente quiero ir contigo.

Seninle gitmek istiyorum.

Tu idea definitivamente merece ser considerada.

Fikriniz kesinlikle düşünmeye değer.

Esta definitivamente es la mejor manera.

Bu kesinlikle en iyi yol.

Yo definitivamente asistiré a tu funeral.

Ben senin cenazene kesinlikle gideceğim.

Mi mamá definitivamente dirá que no.

Annem kesinlikle hayır diyecek.

Habría elegido la opción "definitivamente no".

''Asla istemem'' seçeneğine tıklardım.

Tom definitivamente sobrestima su propia capacidad.

Tom kendi yeteneğini kesinlikle abartıyor.

- Tom tenía definitivamente problemas con su hijo mayor.
- Definitivamente Tom tenía problemas con su hijo mayor.

- Tom'un en büyük oğluyla kesinlikle sorunları var.
- Tom'un kesinlikle en büyük oğluyla ilgili sorunları vardı.

Hay muchas cosas, esto es definitivamente Física.

birçok şey var -- bu kesinlikle fizik.

Si estamos de pie definitivamente debemos caer

ayaktaysak mutlaka ama mutlaka yere çökmeliyiz

- Es bastante posible.
- Eso es definitivamente posible.

O, oldukça mümkündür.

Tal vez ambos quieren definitivamente el divorcio.

Belki de onların ikisi de kesinlikle boşanmak istiyorlar.

Tom definitivamente no desea estar haciendo esto.

Tom açıkça bunu yapmayı istemiyor.

Si él se entera, definitivamente estará furioso.

Öğrenirse kesin çok kızacak.

Y esto definitivamente se alinea con mi experiencia.

Bu da kesinlikle benim yaşadıklarıma uyuyor.

Entonces lo que ocurre aquí es definitivamente Física,

Yani burada olan şey kesinlikle fizik--

Pero definitivamente recuerdas esta escena de tu infancia

ama mutlaka çocukluğunuzdan şu sahneyi hatırlarsınız

Los musulmanes definitivamente no serán llevados a América

Müslümanların kesinlikle Amerika'ya alınmayacağını

Ese hombre es definitivamente un estudiante de universidad.

O adam kesinlikle bir bekar.

Su nombre definitivamente no está en la lista.

İsminiz kesinlikle listede değil.

Tom definitivamente debería pedirle su opinión a Mary.

Tom kesinlikle Mary'nin fikrini sormalıdır.

Tom definitivamente necesita ser un poco más sociable.

Tom kesinlikle biraz daha sosyal olmalı.

Definitivamente, me vendría bien un poco más de energía.

Kesinlikle daha fazla enerjiye ihtiyacım olduğunu hissediyorum.

Definitivamente, me vendría bien un poco más de energía

Kesinlikle daha fazla enerjiye ihtiyacım olduğunu hissediyorum.

Pero me vino a la mente, definitivamente lo intentaré

ama aklıma geldi bak mutlaka deneyeceğim

El parque temático fue cerrado definitivamente el mes pasado.

Tema parkı geçen ay kapatıldı.

Si me engañas otra vez, definitivamente no te perdonaré

Beni bir daha aldatırsan seni kesinlikle affetmeyeceğim.

Tom definitivamente sabe que no debería estar haciendo eso.

- Tom onu yapmaması gerektiğini kesinlikle biliyor.
- Tom onu yapmaması gerektiğini kesinlikle bilir.

- El coche se paró definitivamente.
- El coche quedó totalmente inmovilizado.

Araba tamamen hareketsiz durdu.

¡Definitivamente quiero conocer a María! Creo que es muy simpática.

Kesinlikle Mary ile tanışmak istiyorum. Onun çok sempatik olduğunu düşünüyorum.

Mary era definitivamente la chica más linda en la fiesta.

Mary kesinlikle partide en güzel kızdı.

Cuando vayas a Uşak, definitivamente deberías visitar el museo de arqueología.

Uşak'a gittiğinizde mutlaka arkeoloji müzesini gezmeniz

El lunes definitivamente no es mi día favorito de la semana.

Pazartesi kesinlikle haftanın en sevdiğim günü değil.

"Definitivamente trabajé duro haciendo caridad y, a veces, no fue fácil

''Bir yardım derneğinde deli gibi çalıştım ve çoğu zaman kolay olmadı

Si hablases menos y escuchases más, definitivamente serías capaz de aprender algo.

Daha az konuşur ve daha çok dinlersen, kesinlikle bir şey öğrenirsin.

¿Cómo puede un hombre así convertirse en presidente? ¡Definitivamente no es un incidente!

böyle bir adam nasıl başkan olabilir? akıl alır bir olay değil kesinlikle!

Por un período temporal, en lugar de separarse definitivamente, la idea se encontró favorable entre

itmiştir. Mahran, ikiyüz yirmi evlilik sözleşmesinin Mısır'da son zamanlarda yapılan bir deney

Dijo que el ciudadano mexicano definitivamente no sería admitido en Estados Unidos y no podría ingresar

Meksika vatandaşının kesinlikle Amerika'ya alınmayacağını ve giremeyeceğini söyledi

- Tom definitivamente no es estúpido. Solo es flojo.
- En realidad Tom no es tonto. Solo vago.

Tom kesinlikle aptal değil. O sadece tembel.

- Tom tuvo definitivamente suficiente tiempo para realizar el trabajo.
- Tom sí que tuvo suficiente tiempo para terminar su tarea.

Tom'un işi yaptırmak için kesinlikle yeterli zamanı var.

- Si como político recibir dinero de una corporación no es corrupción, ¿entónces qué es?
- Recibir dinero de una corporación como político es definitivamente corrupción.

Bir politikacı olarak bir şirketten para almak kesinlikle yolsuzluktur.

- Si un resultado de fútbol de 3 a 0 no es una victoria, ¿entónces qué es?
- Un resultado de fútbol de 3 a 0 es definitivamente una victoria.

3-0'lık bir futbol skoru kesinlikle bir zaferdir.