Examples of using "Evidente" in a sentence and their turkish translations:
Onun onu yaptığı bellidir.
- Bu apaçık.
- O belirgin.
Bunun bir yalan olduğu açık.
- Şekerin tadı çok dikkat çekicidir.
- Şekerin tadı çok belirgindir.
Onun yorgun olduğu herkese açıktı.
Bu Rusçayı sevdiğinin yeterli bir kanıtı.
Hepimiz öleceği için, bunun ölmemizi engellememesi apaçık.
Her ikisinin de birlikte vakit geçirmek istediği açık.
O çok bariz olduğu için onu nasıl kanıtlayacağımı bilmiyorum.
O, açıkça utanmıştı.
Söylediğimi anlamadığı açıktı.
Maduro'nun politik tutkusu Aralık 2015'te kendini belli etti
- Arap dilinin etkisi, İspanyolca dilinde oldukça belirgindir.
- Arapçanın etkisi İspanyolcada oldukça belirgindir.
Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.