Translation of "Atardecer" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Atardecer" in a sentence and their turkish translations:

Que hermoso atardecer, ¿cierto?

Güzel bir gün batımı değil mi?

El sol es rojo al atardecer.

Güneş batarken kırmızıdır.

El cielo del atardecer es rojo.

Hava kararırken gökyüzü kırmızıdır.

El atardecer es realmente hermoso acá.

Gün batımı burada gerçekten güzel.

Podíamos ver al atardecer desde la ventana.

Pencereden gün batımını görebiliyorduk.

Logró volver a casa antes del atardecer.

Hava kararmadan eve varabildi.

Al atardecer, los guardias romanos hacen sonar la alarma.

Şafakta, Romalı nöbetçiler alarm çanlarını çalıyor.

El atardecer trae un respiro del calor del día.

Güneşin batmasıyla yoğun sıcaktan bir nefes alıyorlar.

Se creía que el atardecer indicaba el fin de su actividad.

Güneşin batmasıyla faaliyetlerine son verdikleri sanılırdı.

Nadie ha registrado lo que sucede en esta playa después del atardecer

Güneş battıktan sonra bu kumsalda olanları kimse kaydetmemişti.