Translation of "Logró" in Turkish

0.023 sec.

Examples of using "Logró" in a sentence and their turkish translations:

- Tom logró salvarlos.
- Tom logró salvarlas.

Tom onları kurtarmayı başardı.

Lo logró.

...başarılı oldu.

Logró escaparse.

O kaçmayı başardı.

No logró lograr.

başaramadığı bir şey .

Ella logró escapar.

O kaçmayı başardı.

Afortunadamente, no lo logró

Neyse ki başaramadı

Logró engañar al tiburón.

Kurnazlığıyla köpek balığını tamamıyla alt etmiş oldu.

¿Cómo logró hacer eso?

O bunu yapmayı nasıl başardı?

- Lo consiguió.
- Lo logró.

O başarılı oldu.

Bill logró aprobar el examen.

Bill sınavı geçmeyi başardı.

Ella logró abrir la caja.

Kutuyu açmayı başardı.

Logró construir una casa pequeña.

Küçük bir ev inşa edebildi.

Ella logró sacarle la verdad.

Ona gerçeği söyletmeyi başardı.

Ella logró conducir un auto.

O bir araba sürebildi.

Logró desbloquearse y aceptar su pasado.

kutuyu açıp geçmişini kabullenmeyi başardı.

La persona que logró lo imposible

İmkansızı başaran kişi

Apollo 7 logró todos sus objetivos.

Apollo 7 tüm hedeflerine ulaştı.

Él logró al fin su objetivo.

O sonunda yapmaya başladığı şeyi başardı.

Por fin logró conseguir un trabajo.

Sonunda bir iş bulmayı başardı.

Él lo logró porque trabajó mucho.

- O çok çalıştığından dolayı başardı.
- O, sıkı çalıştığı için başardı.

Logró una tasa de condenas del 100 %

%100 mahkumiyet oranına sahipti,

Mientras el sultán logró estabilizar el flanco.

ve Sultan kanattaki durumu dengelemeyi başarmıştı.

- Ella alcanzó su objetivo.
- Logró su cometido.

O hedefine ulaştı.

Logró volver a casa antes del atardecer.

Hava kararmadan eve varabildi.

- Logró su cometido.
- Él alcanzó su meta.

O hedefine ulaştı.

Mario no logró salvar a la princesa.

Mario prensesi kurtaramadı.

Él logró atravesar el río a nado.

O nehri yüzerek geçmeyi başardı.

La policía logró localizar al propietario del vehículo.

Polis arabanın sahibini bulmayı başardı.

- Se logró un compromiso.
- Se alcanzó un compromiso.

Bir uzlaşmaya varıldı.

George logró su meta de viajar a América.

George, Amerika'ya seyahat etme hedefine ulaştı.

Él tentó a la suerte y lo logró.

Zoru başardı.

Aquí logró hacer reír a la gente con comedias

burada ise durum komedisi ile insanları güldürmeyi başardı

Tom finalmente logró conseguir el trabajo que le gustaba.

Tom sonunda beğendiği bir işe girmeyi başardı.

Por fin, Mario logró ganar el amor de la princesa.

Nihayet, Mario prensesin sevgisini kazanmayı başardı.

El hombre logró sacar a Ellie de una situación peligrosa.

Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.

Tom hizo todo lo que pudo, pero no lo logró.

Tom elinden geleni yaptı, ama başarısız oldu.

Y logró ese beneficio por discapacidad para él y su familia.

Kendisi ve ailesi için engelleri vardı.

El piloto logró lanzarse en paracaídas, pero los restos siguen perdidos.

Pilot paraşütle güvenli şekilde indi, ama enkaz hâlâ kayıp hâlde.

- Logró su cometido.
- Él alcanzó su objetivo.
- Él alcanzó su meta.

O amacına ulaştı.

Tom logró meter todo lo que tiene en una sola maleta.

Tom'un bir bavul içine sahip olduğu her şeyi sığdırması mümkün oldu.

Tom logró comprar lo que necesitaba en una tienda de conveniencia.

Tom bir markette gerekli şeyleri alabildi.

- Logró su cometido.
- Él alcanzó su meta.
- Él consiguió su propósito.

O hedefine ulaştı.

- Ella alcanzó popularidad en la ciudad.
- Ella logró popularidad en la ciudad.

Kentte popülerlik kazandı.

- Lo consiguió.
- Él lo hizo.
- Lo hizo él.
- Lo logró.
- Lo hizo.

O onu yaptı.

Tom logró escapar de la habitación donde sus secuestradores lo tenían encerrado.

Tom onu kaçıranların kilitli tuttuğu odadan kaçmayı başardı.

De alguna manera, logró llegar al lugar menos peligroso: la espalda del tiburón.

Kendini bir şekilde en az tehlikeli olan yere almayı başarmış. Yani köpek balığının sırtına.

Los guardas tuvieron suerte. Esta vez el sonido de un disparo lo logró ahuyentar.

Görevliler şanslıydı, bu seferlik silah sesi onu korkutup kaçırmaya yetti.

Él logró aprobar su examen de conducir a pesar de ser un conductor deficiente.

Yetersiz bir sürücü olmasına rağmen sürücü sınavını geçebildi.