Translation of "Alarma" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Alarma" in a sentence and their turkish translations:

¡Toca la alarma!

Alarm verin!

La alarma sonó.

Alarm çaldı.

Apaga la alarma.

Alarmı kapat.

Tom escuchó la alarma.

Tom alarmı duydu.

Era una falsa alarma.

O bir yanlış alarmdı.

Tom apagó la alarma.

Tom alarmı kapattı.

- Los reos iniciaron una falsa alarma.
- Los convictos iniciaron una falsa alarma.

Mahkumlar yanlış alarm verdi.

Sonó la alarma de incendios.

Yangın alarmı çaldı.

- La alarma sonó.
- El despertador sonó.

Alarm çaldı.

La alarma no despertó a Tom.

Alarm Tom`u uyandırmadı.

No despertaré aunque suene la alarma.

Alarm çalsa bile uyanmam.

Se canceló la alarma de tsunami.

Tsunami uyarısı iptal edildi.

Es como escuchar la alarma de incendios

Bu biraz yangın alarmını duyup,

De repente, la alarma de incendios sonó.

Birdenbire yangın alarmı çalmaya başladı.

Sonó la alarma y todos salieron corriendo.

Alarm çaldı ve herkes dışarı fırladı.

El ladrón huyó cuando saltó la alarma.

Alarm çaldığında hırsız kaçtı.

- Se me pegaron las sábanas porque mi alarma no sonó.
- Me quedé dormido porque mi alarma no sonó.

Alarmım çalmadığı için uyuyakalmışım.

Pon la alarma en caso de que duermas.

Uyuma ihtimaline karşı, alarmı kur.

Sonaron la alarma cuando vieron al enemigo acercándose.

Onlar düşmanın yaklaştığını görünce alarm çaldılar.

- La alarma está sonando.
- El despertador está sonando.

- Çalar saat ötüyor.
- Çalar saat çalıyor.

Fijaré la alarma a las siete en punto.

Alarmı yediye kuracağım.

La alarma sonó a las cinco y media.

Alarm 5:30 da çalmaya başladı.

Cuando suena mi alarma, siempre la corto dormido.

Alarmım çaldığında onu her zaman uykumda kapatırım.

Al atardecer, los guardias romanos hacen sonar la alarma.

Şafakta, Romalı nöbetçiler alarm çanlarını çalıyor.

Tom acaba de dar una falsa alarma otra vez.

Tom yine kurda haykırıyordu.

Él puso la alarma antes de irse a acostar.

Yatmadan önce alarmı kurdu.

El reloj funcionaba, pero la alarma no había sonado.

Saat çalışıyordu ama alarm çalmadı.

Cuando Tom sale de noche, enciende la alarma antirrobo.

Tom gece gittiğinde hırsız alarmını açar.

Una llamada de alarma durante 3 años por la mañana.

3 yıl kadar sabah çalar saat adında bir

Pensé que habías puesto la alarma a las 2:30.

Alarmı 2:30'a kurmuş olduğunu sandım.

Tom acaba de instalar un sistema de alarma en su casa.

Tom evine bir alarm sistemi yerleştirdi.

Para llegar sin alarma a Pando con un contingente importante de gente.

çok sayıda insan ve araçla Pando'ya gidebilmek için hazırlanmış bir hileydi.

Tom fijó la alarma del reloj despertador a las 6:00 a.m.

- Tom saat altıda gitmek için çalar saati kurdu.
- Tom çalar saati sabah 6:00'da çalması için kurdu.

Tom siguió leyendo el periódico aún cuando había sonado la alarma de robos.

Tom, hırsız alarmı çalmaya başlamış olsa bile gazete okumaya devam etti.

Cuando daba marcha atrás, choqué con otro coche, haciendo que le saltara la alarma.

Geri giderken başka bir arabaya çarptım ve onun alarmı çaldı.

Sin embargo, exploradores cartagineses a lo largo de la costa avistan la flota enemiga y hacen sonar la alarma.

Bununla birlikte sahildeki Kartaca gözcüleri yaklaşan düşman filosunu tespit edip alarm veriyor.