Translation of "Romanos" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Romanos" in a sentence and their turkish translations:

¡Romanos, idos a casa!

Romalılar, evinize gidin!

Los romanos hablaban latín.

Romalılar, Latince konuştular.

¡Están locos estos romanos!

Onlar deliler, onlar Romalılar!

- El puente fue construido por los romanos.
- El puente lo construyeron los romanos.

Köprü Romalılar tarafından yapıldı.

Pero los romanos todavía no terminan.

Ancak Romalıların işi daha bitmedi.

Los romanos avanzan con buen orden.

Romalılar sıkı bir formda ilerliyorlar.

Los romanos persiguieron a los cristianos.

Romalılar Hristiyanlara zulmettiler.

Muchos jóvenes romanos fueron a Grecia.

Birçok genç Romalı Yunanistan'a gitti.

Cuando en Roma, haz como los romanos.

Roma'dayken Romalı gibi davran.

Esto toma toalmente por sorpresa a los romanos.

Bu olay zaferden emin olan Romalılara tamamen sürpriz oldu.

Los romanos construyeron una flota de trescientos barcos.

Romalılar üç yüz gemili bir filo kurdular.

Al atardecer, los guardias romanos hacen sonar la alarma.

Şafakta, Romalı nöbetçiler alarm çanlarını çalıyor.

Los romanos trataron de civilizar a los antiguos bretones.

Romalılar eski İngilizleri medenileştirmeye çalıştı.

Este libro trata de la invasión de los Romanos.

Bu kitap Romalıların istilası ile ilgilenir.

Dentro de pocos días los romanos sufrieron otra perdida desastrosa.

Bir kaç gün içerisinde Romalılar bir başka yıkıcı mağlubiyet daha yaşıyor.

Hannibal ahora se enfrente a ejércitos de ambos consulados romanos.

Hannibal şimdi iki Roma konsulünün ordularıyla karşı karşıya.

En el flanco derecho, las naves cartagineses doblan a los romanos.

Sağ kanatta ise, Kartaca gemileri Romalıları ikiye katlamış durumda.

Sintió que amenazar a un prominente área, habitada por ciudadanos romanos,

Roma yurttaşlarının ikamet ettiği böyle öne çıkan bir bölgeyi tehdit etmenin...

Los romanos no deseaban la caída de su imperio, pero pasó.

Romalılar, imparatorluğun çöküşünü istemedi, ama oldu.

Todo mientras, los romanos asumieron que Hannibal está contenido en el norte.

Bütün bunlar olurken, Romalılar Hannibal'ın hala kuzeyde kaldığını düşünmekteydi.

Hasdrubal sólo puede observar mientras los romanos persiguen vigorosamente a su flota.

Hasdrubal bu esnada filosunu azimle kovalamakta olan Romalıları izleyebiliyor.

Pero los vélites romanos pronto son forzados a una retirada en lucha.

Ama çok geçmeden Roma Velite'leri savaşarak geri çekilmek zorunda kalıyor.

Si los romanos hubieran podido localizar e interceptar al enemigo a tiempo.

... düşmanın yerini tespit edip yolunu kesip kesemeyeceği de kesin değildi.

Aunque ellos no lo saben aún, los romanos caminaron directo hacia una emboscada.

Romalıların henüz bilmediği şey ise doğrudan bir pusunun içine yürümüş olmalarıydı.

Pero la información sobre el látigo de Dios Atilla era de los romanos

fakat, tanrının kırbacı Atilla ile ilgili bilgileri Romalılardan

Los romanos avanzan, pero Hannibal detiene a sus hombres de avanzar hacia el enemigo.

Romalılar ilerliyor ancak Hannibal kuvvetlerini dizginleyip pozisyonunu koruyor.

Empizan a cruzar el río mientras continúan yendo para atrás, perseguidos por los romanos.

Nehri geçmeye başlıyorlar onlar çekilirken aynı zamanda Romalılar tarafından kovalanmaya devam ediliyorlar.

Pero conforme se aproximan a su objetivo deseado, los romanos van a la ofensiva.

Fakat hedeflerine yaklaştıkça Romalılar saldırı pozisyonuna geçtiler.

Luego él mueve su línea cerca de 1 km hacia los romanos que se aproximan.

Ardından ana hattını 1 kilometre kadar Romalılara yaklaştırıyor.

Peroa pesar de que los flancos romanos están siendo empujados, el centro cartagines se desmorona.

Romalıların kanatları ittirilmiş olmasına rağmen, Kartaca merkezi dağılıyor.

Él necesita presionar a los romanos antes de que sus aliados gálicos pierdan interés en la guerra.

Galya'lı müttefiklerinin savaşa olan şevklerini yitirmeden Roma'ya baskı kurması gerekli.

Lo que sea que él elija, no solamente alertaría a los romanos de sus movientos con anticipación,

Hangisini seçerse seçsin, sadece Romalılar yaptıklarından öncesinde haberdar olmayacaktır,

Pero antes de que él pueda confrontar a los romanos debe primero abordar sus tres prioridades inmediatas:

Ama Romalılarla karşılaşmadan önce ordusunun 3 acil ihtiyacıyla uğraşmak zorundaydı.

Pero de hecho, al evitar Arretium, Hannibal matiene la iniciativa y mantiene a los romanos a la expectativa.

Ancak aslında, Arretium'a saldırmayarak, Hannibal insiyatifi elinde tutmaya devam edip, Romalıları tahmin etmeye zorluyor.

Las tropas de Hasdrubal animan a la tripulación a medida que cierran distancia para encontrarse con los romanos.

Hasdrubal'ın karada ki birlikleri donanma Roma gemileri ile olan mesafeyi kapattıkça neşeleniyor.

Él es responsable de introducir una ley que le permite a los romanos establecerse cerca y en tierras galicas.

Roma vatandaşlarının Galya topraklarına yerleşebilmesini sağlayan bir yasayı sunmaktan sorumlu.

Conforme abordan al enemigo, las tripulaciones de Himilco empiezan a abrumar a los massilianos y romanos por la derecha.

Düşmana bordaladıkları gibi, Himilco'nun mürettebatı Masilyalılara karşı üstünlüğü kuruyor, sağ kanatta da Romalıları sindiriyorlar.

Mientras tanto, la lucha caótica se esparce en el centro conforme los romanos se aferran a varias naves enemigas.

Bu esnada, merkezde Romalılar birden fazla düşman gemisine mandallanmış vaziyette karmaşa gittikçe artıyor.

Los romanos construyen un puente de pontones sobre el río Ticinus y establecieron un campamento en el banco oeste.

Romalılar Ticinus nehri üzerine bir köprü yaparak karşıya geçtiler ve kamp kurdular.

- Donde fueres haz lo que vieres.
- Cuando en Roma, haz como los romanos.
- Allá donde fueres, haz lo que vieres.

Romada iken Romalılar gibi davran.

Más atrás, pasa algo de tiempo antes de que los romanos del centro y retaguardia se den cuenta de lo que está sucediendo al frente.

Daha geride ise, Roma merkezinin ve arkada ki birliklerin ön hatta neler olduğunu anlaması vakit alıyor.