Translation of "Agarró" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Agarró" in a sentence and their turkish translations:

Ella agarró su libro.

O kitabını aldı.

Él agarró la cuerda.

O, ipi tuttu.

Ella agarró el pollo.

Tavuğu yakaladı.

Tom agarró su bolsa.

Tom onun çantasını tuttu.

El otro agarró su brazo.

Diğeri onun kolunu kavradı.

El hombre agarró mi brazo.

Adam kolumu tuttu.

Ella me agarró del brazo.

O, beni kolumdan yakaladı.

Él me agarró del cuello.

O, beni boynumdan yakaladı.

Alguien me agarró por detrás.

Birisi beni arkamdan yakaladı.

Él le agarró la mano.

O onun elini tuttu.

Él me agarró la mano.

O, elimi tuttu.

Ella le agarró con fuerza.

O onu sıkıca tuttu.

De pronto, el tiburón la agarró.

Sonra köpek balığı onu yakaladı.

Mi padre me agarró del brazo.

Babam beni kolumdan tuttu.

Alguien me agarró por el brazo.

Birisi beni kolumdan yakaladı.

Él me agarró por el brazo.

O beni kolumdan yakaladı.

El hombre ahogándose agarró fuerte la cuerda.

Boğulan adam ipi yakaladı.

Un extraño me agarró por el brazo.

Bir yabancı beni kolumdan yakaladı.

Tom agarró un abrecartas de su escritorio.

Tom masasından bir mektup açacağı çıkardı.

Tom agarró a Mary por el cuello.

Tom, Mary'yi yakasından yakaladı.

Agarró el lápiz y empezó a escribir.

Kalemini aldı ve yazmaya başladı.

El chico agarró al perro por la cola.

Çocuk köpeği kuyruğundan yakaladı.

El policía agarró al ladrón por el brazo.

- Polis soyguncunun elinden tuttu.
- Polis soyguncunun kolunu yakaladı.

- Ella agarró su libro.
- Ella tomó su libro.

O onun kitabını aldı.

La mamá de Tom se agarró la gripe.

Tom'un annesi gribe yakalandı.

Se agarró de mi brazo para no caerse.

O kolumu tuttu bu yüzden düşmedi.

La policía agarró al ladrón por el cuello.

Polis hırsızı yakasından yakaladı.

El hombre agarró a la niña por la muñeca.

Adam kızı bileğinden yakaladı.

- ¡Ella me agarró el trasero!
- ¡Me tocó el culo!

O kıçımı tuttu!

Tom agarró a Mary para evitar que se cayera.

Tom onu düşmekten korumak için Mary'yi yakaladı.

El chico agarró la escalera y comenzó a subir.

Çocuk merdiveni kaptı ve tırmanmaya başladı.

La escalera mecánica me agarró un cordón del zapato.

Benim ayakkabı bağcığım yürüyen merdivene takıldı.

Uno de los detectives lo agarró por el cuello.

Dedektiflerden biri onu boynundan yakaladı.

Tom agarró la cuerda que le arrojaron del helicóptero.

Tom helikopterden indirilen ipi yakaladı.

Él se agarró un resfriado cuando salió a la lluvia.

Yağmurda dışarıya çıktığı için soğuk aldı.

Ella agarró su toalla y se dirigió a la playa.

O havlusunu kaptı ve plaja gitti.

Ella le agarró con fuerza y no quería soltarle nunca.

- O, onu sıkıca tuttu ve gitmesine asla izin vermedi.
- Onu sıkıca tuttu ve hiç bırakmak istemedi.

Tom agarró a Mary del cuello y la empezó a estrangular.

Tom Mary'yi boğazından yakaladı ve onu boğmaya başladı.

Ella lo agarró de la mano y lo tiró dentro del bote.

Onu elinden yakaladı ve onu tekneye çekti.

Tom agarró el bidón de nafta y empezó a caminar hacia su auto.

Tom benzin bidonunu aldı ve arabasının arkasına doğru yürümeye başladı.

- Jim agarró por el brazo a Julie.
- Jim cogió a Julie por el brazo.

Jim Julie'yi kolundan yakaladı.

El demonio agarró a mi hermana y, con risa aullante, la arrojó a un pozo sin fondo.

Şeytan kız kardeşimi yakaladı ve, muazzam bir kahkahayla, onu dipsiz bir çukura fırlattı.