Examples of using "живых" in a sentence and their turkish translations:
yani timsahları mercek altına aldık;
Onların hiçbiri hayatta değil.
Tom hayatta değil.
Hayatta kalmak istiyorum.
- Canlı kalan biri var mı?
- Hayatta kalan biri var mı?
Hayatta olduğum için minnettarım.
Ailem artık yaşamıyor. (Hayatta Değil)
mikrobiyal aktiviteler ile toprakta parçalanarak
Ebeveynlerim artık yaşamıyor.
Tom'un ebeveynleri artık yaşamıyor.
Müzede hiç canlı hayvan yok.
Su, tüm canlılar için hayatidir.
Onun yaşamasına izin vermemelisin.
Ama burada, yaşayanların arasında, bir sahtekar gibi hissettim,
canlılar arasında ekolojiyi bozan tek canlı ise
Hayatta kalan var mı?
Kazadan sonra, hayatta olduğu için mutlu.
98 yolcudan ancak 3'ü hayatta kaldı.
Tom artık hayatta değil.
Onların süzgeçleri kesildikten sonra köpek balıkları okyanusa canlı bir şekilde geri atıldı.
Babam vefat edeli on yıl oldu.
Tom Mary'nin nasıl hayatta kalabildiğini çözemedi.
Savaş sona erdiğinde, bir Teksaslı canlı bırakılmadı.
111 no'lu uçuşta hayatta kalanlardan biri misin?
Kurtulan tek kişi bendim.
Onun yardımı olmasa, şu an hayatta olmam.
Tom hayatta kalanlardan biriydi.
Arada sırada artık yaşamayan annemi düşünüyorum.
Efsaneye göre, Norveçliler 400 gemi ile geldi ve kurtulanlar 24'te evlerine
Otuz yıl içinde hepimiz öleceğiz.
Cesaretin olmasa şimdi ölmüş olurduk.
Ceza yağdır başlarına, senin tarafından aklanmasınlar! Yaşam kitabından silinsin adları, doğrularla yan yana yazılmasınlar!
Sağ kalabilmeleri için, her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al.
Türlü çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler.
O uçağa binmiş olsaydık, şimdi ölmüş olurduk.