Examples of using "родителей" in a sentence and their turkish translations:
Ebeveynlerinize itaat edin.
Anneni ve babanı buldun mu?
Tom, ana-babasına saygı duyar.
Ailem evde değil.
Tom ailesinden nefret ediyor.
Tom ailesini seviyor mu?
Ebevenylerine itaat etmelisin.
Çocuklar ebeveynlerine itaat etmeliler.
Anna ve babana itaat etmelisin.
Tom ailesini mutlu etti.
Ebeveynlerimi görmeye gittim.
Ebeveynlerimizin kim olduklarını seçemeyiz.
Tom'un anne babasından nefret ediyorum.
Ben ailemin evindeyim.
Anne babamıza saygı göstermeliyiz.
O, ebeveynlerinin her ikisini de kaybetti.
Dün ebeveynlerine rastladım.
Sana ebeveynlerimi tanıştırayım.
Onun ailesinden nefret ediyorum.
Tom ebeveynlerini hayal kırıklığına uğratmak istemezdi.
Ebeveynlerimize itaat etmeliyiz.
Onlar ebeveynlerine itaat etmediler.
- Lucy ailesini mutlu etti.
- Lucy ebeveynlerini mutlu etti.
Ebeveynlerinden nefret eder.
Onun ailesinden nefret ediyorum.
- Ebeveynini mutlu etti.
- Annesini babasını mutlu etti.
Ailemden nefret ediyorum.
Ailemi severim.
O, ebeveynlerini buldu.
Tom ebeveynlerine itaat etmedi.
Ergin olmayan biri ebeveynlerine bağlıdır.
O, ebeveynlerinden uzaklaştı.
O her iki ebeveyni de kaybetti.
Tom ebeveynlerinden nefret ediyordu.
Elizabeth ailesinden bağımsızdır.
Tom ailesini seviyor.
- Tom hem annesinin hem de babasını kaybetti.
- Tom ebeveynlerinin her ikisini de kaybetti.
Anne ve babanı seviyor musun?
Tom ailesini arıyor.
Annem ve babam şu an evde değiller.
Ailemi hayal kırıklığına uğratmak istemiyordum.
Tom ebeveynlerini hiç tanımadı.
Ebeveynlerimi tanımıyordum.
Tom'un ebeveynleri için üzülüyorum.
Çocuk ebeveynlerini mutlu etti.
Anne babalarından ısrarla para isterler.
Onun ebeveyninin sağlığı hakkında endişelidir.
Ebeveynlerine itaat etmelisin.
O, ebeveynlerinden ayrı yaşıyor.
Çocuklar sık sık ebeveynlerini rahatsız ederler.
Ailesine saygı duymaz.
Ebeveynlerine karşı saygılı olmalısın.
O bir uçak kazasında ebeveynlerini kaybetti.
Tom'un ebeveynleri evde değillerdi.
Ebeveynlerim şehir dışında.
Ebeveynlerim şu an evde değil.
Mary'nin anne babasının büyük bir evi var.
Dün ebeveynlerine rastladım.
Başarısı ailesini mutlu etti.
Masha ailesini bilmiyordu.
Ebeveynlerinin her ikisini de tanıyordum.
Ebeveynlerim orada olmayacaklar.
- Onlar her zaman anne ve babalarına itaat etmiyorlar.
- Ebeveynlerine her zaman itaat etmezler.
Tom'un ebeveynlerinin çok parası var.
Ayrılmadan önce ailesiyle kucaklaştı.
O her iki ebeveynini de kaybetti.
Ben onların anne ve babalarına hakaret etmiyorum.
Tom'un ebeveynleri şehir dışında.
Tom bütünüyle ailesine muhtaç.
O, anne ve babasına itaat etmez.
O ebeveynlerini dinlemez.
O, ebeveynlerini dinlemez.
Tom'un ebeveynleri orada olmayacak.
Tom ebeveynlerini dinlemek istemiyor.
Ağlamak anne babanı geri getirmeyecek.
Tom ailesini hayal kırıklığına uğratmak istemiyor.
Tom bir trafik kazasında anne ve babasını kaybetti.
Anne-babamızı onurlandırmalıyız.
Tamamen ailesine bağımlıdır.
O, ebeveynlerine muhtaç değil.
Annem babamın her ikisini de eşit derecede severim.
Tom, Mary'nin ailesini tanımıyordu.
Ailem artık yaşamıyor. (Hayatta Değil)
Bugün ebeveynlerimden bir e-posta almadım.
O halen anne ve babasına bağımlıdır.
Tom'un ebeveynlerinin bodrum katında bir barı var.
Yedi yaşında ebeveynlerini kaybetti.
Annem-babam görücü usulü evlilik yaptı.
Ailenden ayrılabilir misin?
Çocuk tamamen ebeveynlerine bağımlıydı.
Ailesinden ekonomik olarak bağımsızdır.
Ailesinden ayrıdır.
O, ebeveynlerine bir yüktü.
- Ebeveynlerim tarafından ihmal edilmeye alışkınım.
- Ebeveynim tarafından göz ardı edilmeye alışığım.
Anne-babasına bağımlı olmak istemiyor.
Keşke sadece ebeveynlerimi dinleseydim.