Examples of using "говорить»" in a sentence and their turkish translations:
Konuşmaya devam et.
Konuşmak istiyorsan, konuş.
- Senin söylemen kolay.
- Senin için söylemesi kolay.
Bırak saçmalamayı.
Konuşmaya çalışma.
Henüz konuşmak için çok erken.
Konuşmaktan korkuyordum.
Konuşma sırası sende.
Tom konuşabiliyor.
Tom konuşmaya devam etti.
Konuşabilir misin?
Konuşmak kolay.
Yeter, söyleme!
Daha yavaş konuşabilir misiniz?
Neden konuşmayı durdurdunuz?
Tom hakkında konuşmaktan vazgeç.
Kendin hakkında konuşmayı kes.
Fransızca konuşmayı kes.
- İş hakkında konuşmayı bırak.
- İş hakkında konuşmayı kes.
- İş hakkında konuşmayı kesin.
- İşten bahsetmeyi bırak.
Yalan söylemek yanlıştır.
İngilizce konuşmak kolay değildir.
Fransızca konuşalım.
İstediğin her şeyi söyleyebilirsin.
Bunu söylemem zor.
Bana söylemek zorunda değilsin.
Şimdi konuşabilir miyim?
Benim önümde konuşabilirsin.
İngilizce konuşmak kolay değildir.
O neredeyse konuşamıyor.
Söylememeye söz verdim.
İkimiz de konuşmaya korkuyorduk.
Daha hızlı konuşabilirsin!
Gerçekten onlara söylemek zorunda mısın?
Gerçekten ona söylemek zorunda mısın?
Gerçekten ona söylemek zorunda mısın?
Onun hakkında konuşmaya son ver.
Zar zor konuşabildim.
Konuşmadan önce düşün.
Söylememeye söz verir misin?
Artık konuşma sırası bende.
Tom konuşmayı durdurmadı.
Ne cüretle bunu söylüyorsun?
Hedef, sizi konuşmaya,
Ben konuşabiliyorum.
İnsanlar konuşmayı sever.
Konuşmayı keser misin?
Tom konuşacak.
Tom konuşmaya devam etti.
Herkes konuşmaya devam etti.
Esas şey doğruyu söylemektir.
O, konuşmayı sürdürdü.
Konuşmayı yapacağım.
Tom konuşmaya devam etti.
Tom konuşmayı kesti.
Öyle konuşmaktan vazgeç.
O konuşmaya devam etti.
O konuşmaya devam etti.
Gerçeği söylemek önemlidir.
Konuşabilirsin.
- Konuşmak zorunda değilsin.
- Konuşmak zorunda değilsiniz.
Tom konuşmaya devam etti.
Bilmece gibi konuşmayı bırak.
Konuşmaya devam ettim.
Konuşmak istiyor.
Onu nasıl söyleyebilirsin?
İngilizce konuşmak zor değildir.
Ne hakkında konuşuyoruz?
- Tom'un konuşmasına izin ver.
- Tom konuşsun.
Benim tavsiyem onlara söylememek.
Benim tavsiyem ona söylememek.
Benim tavsiyem ona söylememek.
Ona söylememeye söz veriyorum.
Ona söylememeye söz veriyorum.
Birinin gerçeği söylemesi gerekir ama her gerçek söylenmemelidir.
Bunu söylemeye nasıl cesaret edersin!
Bunu söylemek için çok erken.
Tom'un bu konuda konuşması zor.
Kimseye söylememeye söz verdim.
Benimle Tom hakkında konuşmaktan vazgeç.
- Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?
- Daha yavaş konuşabilir misiniz?
- Biraz daha yavaş konuşabilir misiniz?
- Biraz daha yavaş konuşur musun?
- Lütfen biraz daha yavaş konuşur musun?
Ne cüretle böyle bir şey söylersin!
Düşündüğünü söylemekte özgürsün.
Bunu söylememeliydin.
Onlara söylememeliydin.
Bunu bana söylemek zorunda değilsin.
İngilizce konuşmalı mıyım?
O, bana daha yavaş konuşmamı rica etti.
Onu söylememelisin.
Tom telefonda konuşmayı sever.
O Fransızca konuşabilirdi.