Examples of using "пока" in a sentence and their turkish translations:
Hoşça kal.
Hoşça kal dede!
Görüşürüz!
Hoşça kal.
Eğlenebiliyorken eğlenin.
O hala sıcakken, ye.
Gidebiliyorken git.
Henüz konuşmak için çok erken.
Henüz gitmeyin.
Sıcakken yiyin.
Henüz eve gitme.
Şimdilik bu kadar.
Hoşça kal, Tom.
- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- Hayat varken ümit vardır.
- Hayat varken umut var.
Yemek yemeyi bitirinceye kadar bekleyin.
Henüz kimseye söyleme.
Hiçbir karar verilmedi.
Şimdilik bu kadar.
Unutmadan önce, onu not alın.
Işık yeşile dönünceye kadar bekle.
Şimdilik sadece benimkini kullan.
Bu arada ne yapmalıyım?
Daha vazgeçmedim.
Kalabalık azalana kadar bekleyelim.
Henüz hiçbir şey yapma!
Henüz ikna olmadım.
Henüz onlara söyleme.
Henüz ona söyleme.
Henüz ona söyleme.
Şimdiye kadar şanslıydın.
Henüz hediyeyi açmayın.
Çorba ısınıncaya kadar bekleyin.
Çok geç olmadan önce bırak.
Şimdilik iyi gidiyor.
Ayı meşgulken...
Şimdiye kadar tuttu.
buraya kadar problem yok.
- Hayat varken umut var.
- Çıkmadık candan ümit kesilmez.
- Çıkabiliyorken çık.
- Daha imkanın varken uzaklaş.
Hâlâ çıkabiliyorken dışarı çık!
Bu kelime: henüz.
Sanırım o şimdilik yeterli.
Ayrıntılar hâlâ sonuçlandırılıyor.
Daha kapama.
- Henüz başlamayın.
- Daha başlama.
Şimdiye kadar hiçbir haber yoktu.
- Şimdiye kadar iyi.
- Şimdiye kadar iyi gitti.
Tom hâlâ bir amatör.
Hava kararmadan önce eve gel.
Henüz gitmene gerek yok.
Henüz ölemem.
Sıcakken çorbanı ye.
Şimdiye kadar sadece bir taneye sahibim.
Hava soğumadan önce akşam yemeğimizi yiyelim.
Kahven soğumadan kahveni iç.
Çorbanı sıcakken ye.
Henüz herhangi bir yere gitme. Ben oraya gelinceye kadar bekle.
- Buraya gelmeni bekliyordum.
- Buraya gelmenizi bekliyordum.
Bitirmeni bekleyeceğim.
Tom herkesin oturmasını bekledi.
- Dondurmanı erimeden önce ye.
- Dondurmanızı erimeden önce yiyin.
Yağmurun durmasını bekleyelim.
Tom uyanıncaya kadar bekleyelim.
- O kutuyu henüz açma.
- O kutuyu henüz açmayın.
Sen uyurken Tom geldi.
Yağmur duruncaya kadar burada bekleyelim.
Ben okurken telefon çaldı.
O dönene kadar bekleyelim.
Henüz Boston'u terk etme.
Bunu yapıncaya kadar gitme.
- Hava kararmadan önce eve gidelim.
- Hava kararmadan eve gidelim.
Henüz şarkı söyleme.
Yağmur duruncaya kadar bekleyelim.
İyi bir gün geçirmemize dair
Bu karalama ile uğraşırken,
Hazır, yerinde, görüşürüz!
Çabuk, hazır kartal gitmişken!
Çabuk, hazır kartal gitmişken!
O duvarları boyarken
ve fabrikayı inşa ederken
Ta ki anlayana kadar.
her zaman koruyacağını düşünürsünüz.
tekrar sorabilir.
Gelgitin yön değiştirmesini beklerlerken...
buraya kadar her şey tamam
Yeterince kormadınız mı ?
Ben konuşurken sessiz ol.
Yağmur duruncaya kadar bekle.
Çıkarabilirken hayatın tadını çıkarın.
Alabiliyorken hayattan zevk alın.
Şu ana kadar her şey iyi.
Biz yemek yerken sessiz olun.
Ben oturuncaya kadar bekle.
Henüz bir not yok.
Bu henüz işe yaramıyor.
Henüz kimse gelmedi.
O devam ederken keyfine bak.
Henüz emin değiliz.