Examples of using "Оставалось" in a sentence and their turkish translations:
İki tane kalmıştı.
Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.
- Her şey hâlâ aynı.
- Hala değişen hiçbir şey yok.
İster istemez kabul ettim.
Sadece üç tanem kaldı.
Yapacağımız bir şey yoktu.
Hiç param kalmadı.
Şişenin dibinde kalmış biraz su vardı.
Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.
Eve dönmekten başka seçeneğimiz yoktu.
Tom'un gitmekten başka seçeneği yoktu.
Yapmak için kalan bir şey yoktu.
Gitmekten başka seçeneğim yoktu.
Neredeyse hiç para kalmamıştı.
Teklifi kabul etmekten başka seçeneğim yoktu.
Son sözü hep kendisi söylemek ister.
Onun yapacak çok işi vardı.
Tom'un Mary'yi takip etmekten başka hiçbir seçeneği yoktu.
Tom Mary'nin nehrin aşağısına doğru sürüklenişini izlemekten başka bir şey yapamadı.
Yapacak daha iyi bir şeyim yoktu.
Annemizin yemek artıklarıyla akşam yemeği yapmaktan başka seçeneği yoktu.
Yapacak daha iyi bir şeyim olmadığı için sadece bunu yaptım.
Tom durumu olduğu gibi sürdürmek istiyor.
Ben her şeyi olduğu gibi korumak istiyorum.
Tom'u kovmaktan başka seçeneğimiz yoktu.
Onların gitmekten başka seçenekleri yoktu.