Translation of "Virar" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Virar" in a sentence and their turkish translations:

Decidiu virar piloto.

Pilot olmaya karar verdi.

Você vai virar mamãe.

Sen bir anne olacaksın.

Onde eu preciso virar?

Nereye dönmem gerekiyor?

Ele decidiu virar professor.

Bir öğretmen olmaya karar verdi.

Não sei para onde virar.

Nereye döneceğimi bilmiyorum.

Vou virar a noite trabalhando.

Bütün gece uyumayıp çalışacağım.

Queria poder virar um pássaro.

Keşke bir kuş olabilsem.

Ele não pensava em virar professor.

Onun bir öğretmen olma düşüncesi yoktu.

Meu sonho é de virar piloto.

Hayalim bir pilot olmak.

Tudo foi queimado até virar cinzas.

Her şey yanıp kül oluyordu.

Temos de ter cuidado a virar pedras.

Bunları çevirirken çok dikkatli olmalıyız.

O museu está ao virar da esquina.

Müze köşenin civarındadır.

Essa partícula faz um substantivo virar verbo.

Bu edat bir ismi bir fiile dönüştürür.

Não não sabia para que lado virar.

Tom hangi yola döneceğini bilmiyordu.

- Eles querem se tornar cidadãos.
- Eles querem virar cidadãos.
- Elas querem se tornar cidadãs.
- Elas querem virar cidadãs.

Onlar vatandaş olmak istiyor.

Eu disse ao Tom para se virar sozinho.

Tom'a bunu kendisinin halletmesini söyledim.

Você não pode virar à esquerda nessa rua.

Bu caddede sola dönmenize izin verilmez.

- Ele decidiu virar professor.
- Decidiu tornar-se professor.

- Bir öğretmen olmaya karar verdi.
- Bir öğretmen olmak için kararını verdi.

Mas temos de ter cuidado a virar estas pedras.

Ama bu taşları çevirirken çok dikkatli olmak gerekiyor.

Eles são surpreendentemente ágeis, conseguem virar-se num ápice.

Şaşırtıcı derecede çeviktirler, küçük bir bozuk paranın etrafında dönebilecek kadar.

Virou à direita ao invés de virar à esquerda.

O, sola dönme yerine sağa döndü.

Vi o carro desaparecendo lentamente ao virar a esquina.

Aracın köşede yavaş yavaş kaybolmasını izledim.

Surpreenda seus amigos ensinando seu cachorro a virar cambalhotas!

Köpeğine ters takla atmayı öğreterek arkadaşlarını şaşırt.

Nossa hora de virar uma abóbora foi a noite adhan

bizim bal kabağına dönüşme saatimiz akşam ezanı idi

Tome cuidado para não virar a caixa de ponta-cabeça.

- Kutunun altını üstüne getirmemeye dikkat et.
- Kutuyu ters koymamaya dikkat et.

Não sei se devo virar à esquerda ou à direita.

Sola mı yoksa sağa mı döneceğimi bilmiyorum.

E também vamos continuar a virar este tipo de pedras grandes.

Bu tür büyükçe taşların altına da bakmaya devam edeceğiz.

A casa onde meu pai nasceu está ao virar da esquina.

Babamın doğduğu ev tam köşede.

Ela se candidatou para virar sócia de um clube de golfe.

Bir golf kulübünde üyelik için başvurdu.

Tom nunca me disse o porquê dele ter decidido virar professor.

Neden bir öğretmen olmaya karar verdiğini Tom bana hiç söylemedi.

- Você já pensou em virar enfermeira?
- Já pensaste em ser enfermeira?

Hiç hemşire olmayı düşündün mü?

Vamos continuar a virar estes pedregulhos grandes. Vamos ver o que tem por baixo.

Bakın, bu büyük taşların altına bakmaya devam edeceğiz. Bunun altındakine bakın.

De ser capaz de virar o jogo de uma forma engraçada mais uma vez?

Tabloları bir kez daha komik bir şekilde çevirebilmekten mi?

- É logo na esquina.
- Mesmo ao virar da esquina.
- É logo ali, virando a esquina.

- O sadece köşede.
- Hemen şuracıkta.

Tinha desistido e ia voltar para a costa. Algo me fez virar ligeiramente para a esquerda.

Vazgeçmiştim, kıyıya dönüyordum. Bir şey, biraz sola dönmeme sebep oldu.

O mundo é qual um livro, e cada passo que se dá é como virar uma página.

Dünya sadece bir kitap gibidir ve attığın her adım bir sayfa çevirmek gibidir.