Examples of using "Pensava" in a sentence and their turkish translations:
O şekilde düşünürdüm.
Ben senin gibi düşünürdüm.
Çok geç kalacağımı sandım.
Senin bu bölgeyi bildiğini sanıyordum.
Kimse ülkemi düşünmedi.
Onları tanıdığımı sanıyordum.
Tom sık sık Mary'yi düşündü.
Mutlu olduğumuzu düşündüm.
Tom başka türlü düşündü.
İnsanların abartıyor olduklarını sanmıştım.
- Tom'u yalnız sanıyordum.
- Tom'u yalnızdır diye düşünmüştüm.
- Tom'u tek başına zannediyordum.
Tom Mary'nin öldüğünü düşündü.
Onun bir öğretmen olma düşüncesi yoktu.
Burada güvende olacağımızı düşündüm.
İşten bir gün izin aldığımı düşündüm.
Tom'un müzisyen olduğunu düşündüm.
Onun son derece güzel olduğunu düşündüm.
Tom'un hâlâ hapishanede olduğunu düşündüm.
Buraya hiç varamayacağını düşündüm.
O kadar yaşlı olduğunu düşünmemiştim.
Bu gece dışarıya çıkacağız sanıyordum.
Bir bilim adamı olduğunu sanıyordum.
Düşündüğüm kadar kolay değildi.
Tom tehlikede olduğumuzu düşündü.
Mary, Julia'nın onun kız kardeşi olduğuna inanıyordu.
Tom John'un onun erkek kardeşi olduğuna inandı.
Tom bunu yapacağını düşündü.
Tom'un tamamen doğru yaptığını düşünüyordum.
Tom'un onu yapmayacağını düşündüm.
O, amirine ne düşündüğünü söyledi.
Siz ikinizin birlikte çalışmak istediğinizi düşündüm.
Tom Mary'nin John'u sevmeyeceğini düşündü.
Senin hâlâ hayatta olduğunu düşünmedim.
Tom'un Çin dominosunu nasıl oynayacağını bildiğini düşünmüyordum.
Tom düşündüğümden daha yaşlı.
Tom Mary'nin John'un nerede olduğunu bileceğini düşündü.
Düşündüğümden daha salaksın.
Karının bu kadar yaşlı olduğunu düşünmemiştim.
Tom bunu yapabileceğimi düşünmemişti.
Tom'un pilot olduğunu söylediğini sanıyordum.
Paraya ihtiyacın olduğunu düşündüm.
Dünya düşündüğümden daha tehlikeli.
Komik olmaya çalıştığını düşündüm.
Hatta düşündüğümden daha delisin.
Tom'dan hoşlandığını aklımdan bile geçirmemiştim.
Tom'un Mary hakkında konuşacağını sandım.
Taş kalpli olduğunu düşünüyorum.
Bu egzersiz düşündüğümden daha basit
Mona Lisa düşündüğümden daha küçük.
Bana inanacağını düşünmedim.
Ben senin öldüğünü sandım.
Tom Mary'ye onun hakkında gerçekten ne düşündüğünü anlattı.
Tom Mary'nin bunu yapmayacağını düşündü.
Bir erkek çocukken doktor olmayı istediğimi düşünüyordum.
Bay Johnson olduğunu düşündüğümden daha yaşlı.
Tom Mary'nin Boston'da yaşamak istemiyeceğini düşündü.
Tom, Mary'nin Fransızcayı anladığını düşündüğünü söyledi.
Japon olduğunuzu düşünmüştüm.
Senin Tom'u bildiğini sanıyordum.
Tom gece tehdit eden ruhlar tarafından çevrildiğini düşündü.
Tom Mary'nin dünyadaki en güzel kadın olduğunu düşünürdü.
Bunu bana söylediğin şekilde yaptığımı düşündüm.
Sami Leyla'ya İslam konusunda düşüncelerini anlattı.
Tom'un burada olacağını düşündüm.
Böyle bir şey olacak son kişi olduğunuzu düşündüm.
Bunu burada sevdiğini düşündüm.
Düşünmek ve etrafa bakınmak için çocukluğum sırasında buraya sıklıkla gelirdim.
Onun bir ahmak olduğunu düşündüğü için o onu boşadı.
Sen sık sık bir şey yaparak umduğundan daha fazla zaman harcamalısın.
O bara gideceğimi düşündüm ama onlar benim içeri girmeme izin vermedi.
Bir ya da iki yıl Boston'da yaşamanın eğlenceli olacağını düşünüyordum.
Tom eve bu gidişinde Amerikalı olduğunu düşündüğü bir adamla karşılaştı.
Tom'un Kanadalı olduğunu düşündüm.
Bütün bilge adamların sakalları olduğunu düşündüğü için Tom sakal bıraktı.
Mutfağı boyamak için bir renk seçmenin bu kadar zor olduğunu asla düşünmemiştim.
ya da bisiklet sürenlerden kapma riskinin sandığımdan daha düşük olduğunu fark ettim.
Sigarayı bıraktığını sanıyordum.
Düşündüğümden daha ucuzdu.
Tom'un erkek kardeşin olduğunu düşündüm.
Gelmediğini düşündüm.
Tom, Mary'nin ne düşündüğünü bilmek istiyordu.
Yirmi yaşındayken her zaman dünyada olduğumu düşünmüştüm.
On yaşındayken, ne zaman on altı yaşımda olacağımı, hayatımın harika olacağını düşünürdüm.
Bu hafta Boston'da olacağını düşündüm.
Tom'un Mary'ye âşık olduğunu düşündüm.
Tom bana Mary'nin güzel olduğunu düşünüp düşünmediğimi sordu.
Her gün iyi olup olmadığını kontrol ediyordum. "Bu, son gün mü? Onu göremeyecek miyim?" diyordum.
Mary, Tom'un Latince okuyarak zamanını boşa harcadığını düşündü.
Aylık ücreti ödediğimi düşünüyordum fakat okuldan hâlâ ödenmesi gereken fatura olduğunu söyleyen bir telefon çağrısı aldım.
Tom Mary'nin Fransızca çalışarak zamanını boşa harcadığını düşündü.
Mary'nin annesi olduğunu düşündüğüm bir kadın gördüm.
Bunun bir yaban arısı ve onun bir bal arısı olduğunu sandım.
Bana yardım edebileceğini düşündüm.
Beni düşünüyor muydun?
Tom'un Fransızcayı Mary'den daha iyi konuşacağını düşündüm.